Dinler ve inanç

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Recep kardeş yeryüzünde doğan bütün insanlar İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra anne babalarının hangi dine mensup ise o dine girerler. O yüzden coğrafi konumlarına göre görüşüne katılıyorum.
Buna katılmıyorum açıkçası. Bence insan yaratımı veya oluşumu ile İslam'ın hiçbir ilgisi yok. Şimdi diyebilirsin belki Hristiyanlar bu yüzden yeni doğan bebekleri vaftiz için suya sokup yeniden doğum ritüeli uyguluyor diye ama bu tamamen uydurma. Bu vaftiz ritüelinin amacı İsa'nın yeniden doğuşuna bir tür saygı amaçlı göndermedir.

Çünkü böyle bir şey varsa İslamiyet öncesinde neye göre doğuyorlardı? O kadar geriye gidersek herkes Yahudi veya kaybolmuş diğer dinlere mensup çıkmaya başlar:) Sistem Bug'a girer o zaman da:)
 
Ancak bilimin ışığında aydınlık bir gelecek mümkündür diyerek şu muhteşem söz ile bitiriyorum;

"... gökten inildiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.”
Atatürk'ü konuya dahil etmeniz hoş olmamış. Kendisi Müslüman mıdır tartışılır fakat böyle bir şey demek istememiştir. Bu sözünde konu Said Nursi ve kitaplarıdır.
 
Bende bir ara bunları çok düşündüm ve araştırdım. Ve sonunda bir tanrının var olduğuna inandım çünkü bu kadar kusursuz ve düzen içinde olan kainat, doğadaki olağanüstü uyum çıplak gözle dahi açıkça görülürken, bu dengenin tesadüfen veya başıboş meydana geldiği nasıl düşünülebilir?

Ayrı ayrı her noktasının, Yaratan'ın varlığını delillendirdiği kainatın, kendi kendine var olduğunu söylemek, olabilecek en mantıksız iddiadır. (Etrafına bak bilgisayar, halı telefon vb. bunlar birileri tarafından tasarlanıp önüne koyuldu onların kendiliğinden oluştuğuna inanır mısın?)

Ve sorduğum soruların cevaplarını Kur'an-ı Kerimde buldum.

Eğer baştan Allah'a inanıp Kitabın değiştirilmesinden şüphe ediyorsan, Cenab-ı Hakk Kur’an’ı koruyacağını şöyle vaat etmiştir: “Doğrusu Kitabı biz indirdik, onun koruyucusu elbette biziz..” (Hicr, 9) Bu ayet dışında onu düşünemezsin ki şüphe edersen de tanrıdan şüphe ediyorsun demektir.
 
@PORSHİUS bu çok kaderci bir düşünce tarzı bence. Her şey tasarlanıp önüne koyuldu... Neden hiç araştırma isteği olmasın? Neden bir halının ipliklerden, ipliklerin liflerden, liflerin bitkilerden, bitkilerin topraktan ve onların da karbon elementi ve karbon elementinin de yıldız tozlarından geldiğini düşünmek istemez insan. Şimdi bana sakın "eee yıldız tozu nereden geldi" diyen olmasın lütfen:) Özet geçtim kısaca ara adımları bile atladım:)
 
Son düzenleme:
Hz. Süleyman hayvanlarla konuşuyormuş.. Musa Kızıldenizi ikiye yarmış... Bugün ben bunları yaptım diye idda etsem muhtemelen gideceğim yer Bakırköy ya da Manisa olurdu.
Bende bir ara bunları çok düşündüm ve araştırdım. Ve sonunda bir tanrının var olduğuna inandım çünkü bu kadar kusursuz ve düzen içinde olan kainat, doğadaki olağanüstü uyum çıplak gözle dahi açıkça görülürken, bu dengenin tesadüfen veya başıboş meydana geldiği nasıl düşünülebilir?

Ayrı ayrı her noktasının, Yaratan'ın varlığını delillendirdiği kainatın, kendi kendine var olduğunu söylemek, olabilecek en mantıksız iddiadır. (Etrafına bak bilgisayar, halı telefon vb. bunlar birileri tarafından tasarlanıp önüne koyuldu onların kendiliğinden oluştuğuna inanır mısın?)

Ve sorduğum soruların cevaplarını Kur'an-ı Kerimde buldum.

Eğer baştan Allah'a inanıp Kitabın değiştirilmesinden şüphe ediyorsan, Cenab-ı Hakk Kur’an’ı koruyacağını şöyle vaat etmiştir: “Doğrusu Kitabı biz indirdik, onun koruyucusu elbette biziz..” (Hicr, 9) Bu ayet dışında onu düşünemezsin ki şüphe edersen de tanrıdan şüphe ediyorsun demektir.

Her şey kusursuz mu? Bu konuda emin miyiz?? Hiçbir kusursuz şeyin kendiliğinden oluşamadığını söyleyip bu ''kusursuz düzeni'' yaratan bir gücün kendiliğinden oluşacağına da inanmak ayrı muamma.
 
Bu çok kaderci bir düşünce tarzı bence. Her şey tasarlanıp önüne koyuldu... Neden hiç araştırma isteği olmasın? Neden bir halının ipliklerden, ipliklerin liflerden, liflerin bitkilerden, bitkilerin topraktan ve onların da karbon elementi ve karbon elementinin de yıldız tozlarından geldiğini düşünmek istemez insan. Şimdi bana sakın "eee yıldız tozu nereden geldi" diyen olmasın lütfen:) Özet geçtim kısaca ara adımları bile atladım:)
Hocam, anlama tarzınız yanlıştır. Orada ''her şeyin bir tasarlayıcısı vardır.'' anlamı ifade edildi. İlk paragrafta da ''Olağanüstü uyum çıplak gözle dahi açıkça görülürken.'' Buradan da anlamanız gereken bunun birde araştırma tarafı var. Yazdığım yorum araştırmamayı gerektiren bir husus yoktur.
''Neden bir halının ipliklerden, ipliklerin liflerden, liflerin bitkilerden, bitkilerin topraktan ve onların da karbon elementi ve karbon elementinin de yıldız tozlarından geldiğini düşünmek istemez insan.'' Bu düzen nereden geliyor peki?
 
Ya her şey milyonlarca yılda oluşan bir yapım yıkım olayları sonucu oluşan bir denge sayesindeyse? Dünya binlerce kez yandı ve dondu tarihte. Binlerce kez en berbat iklim şartlarında bulundu. Belki şu an bilemediğimiz milyonlarca canlı mikroorganizma türü uyumsuzluk yüzünden yok oldu. O zaman tanrı yok olacaklarını, buraya uyum sağlayamacaklarını bile bile mi yarattı bu canlı formlarını? Ben bunu çok mantıklı bulamıyorum. Yani bu biraz oldu bittiye getirmek gibi oluyor bence.

Bu arada lafım sana değil sakın beni yanlış veya kişisel anlama dostum.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı