İşletim sistemleri bilgisayarın donanım kaynaklarını yöneten yazılımlar bütünüdür. Klavye, mouse, web camera ya da USB portuna taktığınız herhangi bir aygıt gibi PC´nize veri aktarabileceğiniz bütün imputlar ve verileri tekrar geri alabileceğiniz monitor, printer ya da depolama aygıtları gibi bütün outputlar işletim sistemleri tarafından yönetilir ve kontrol edilir. Çalışan herhangi bir program işletim sisteminden izin alarak bu donanım kaynaklarını kullanabilir. İşletim sistemlerinin izin vermediği hiçbir program bu donanım kaynaklarını kullanamaz.
İşletim sistemleri yokken elbette programlar günümüzdeki gibi metin editorlerine yazılıp çalıştırılmıyordu. Programların delikli kartlara (punched cards) yazılıp bilgisarın RAM´ine doğrudan yüklenmesi gerekiyordu. Bu işi insanlar elle yapıyordu. Bu insanlara ise “operator” deniyordu. Ancak bu iş çok rutin olduğu ve en vasıfsız insanlar bile yapabildiği anlaşılınca bu işi de bilgisayarlara yaptırma fikri ortaya çıktı ve işletim sistemleri fikri orada doğdu.
Delikli kartlar daha sonra delikli bantlara (punched tapes) evrildi. Mantık aynıydı ancak delikli kartlardan farklı olarak daha fazla veri okuma ve yazma imkanı sunuyordu. Ancak veri depolama teknolojisi ilerleyince veriler manyetik disklerde saklanmaya başlandı.
Günümüzde işletim sistemleri yine işletim sistemleri kullanılarak geliştiriliyor. Programlar insanların anladığı programlama dillerinde yazılıyorlar. Derleyiciler insanların anladığı bu kaynak kodu alıp bilgisayarın anladığı makine koduna dönüştürüyorlar.
Kıscası işletim sistemleri yokken işletim sisteminin yapması gereken her işi insanların elle kendilerinin yapması gerekiyordu. Bu konuda Silberschatz´ın “Operating System Concepts” kitabını okuyarak çok daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.