@Jira'nın yorumuna kesinlikle katılıyorum. Bana göre de1996-2007 arası muhteşem zamanlardı. Arada kalmış bir nesil olduğumuz için çok şanslıyız, çünkü teknolojinin gelişmediği zamanları gördük. Çok şanssızız, çünkü gelişmiş halini çok hızlı bir şekilde gördük ve gördüklerim hiç hoşuma gitmedi.
O zamanlarda hoşlandığımız kızlar ile ilk zamanlar mektuplaşırdık. Sonrasında kontorlü polifonik melodili telefonlar ile fazla karakter harcamadan mesaj atma dönemine geçtik. Ondan sonraki dönemimiz ise e-postalarını alıp, MSN'den yazışmak oldu. Şimdi ise bunların hiçbirisine gerek kalmadan kameraların havada uçuştuğu telefonlara, Instagram'a, Facebook'a, Whatsapp'lara geçiş yaptık. Ne olduğunu anlamayamadık
Ben hala geçmişte yaşıyorum desem yeridir. Alışamadım bu zamana ve alışamayacağım gibi gözüküyor. Herşey çok hızlı gelişti.
Şimdi telefonu eline alan hoşlandığı birine Whatsapp'tan seni seviyorum, çıkalım mı yazıyor. Oysa ki Bizim zamanda hoşlandığımız kız ile yüz yüze konuşmak zorunda kalırdık ve tekrar karşılaşabilmek için aynı yerlerde saatlerce dolaşırdık, belki tekrar gelir diye.
Evden sabah çıkar, akşamlara kadar ayaklarımız kopana kadar top oynardık. Meybuz yerdik, yolda seyyar satılan renkli macunlardan yerdik, bayram harçlıklarıyla kızkaçıran alıp okul bahçelerinde patlatırdık. Daha çok şey sayarım ama sayfalar yetmez...
O zamanların çizgifilmleri bile film tadında kaliteliydi. Şimdikilere bakıyorum yazık diyorum. "Şeker Kız Candy" ve "Afacan Lui" aklıma ilk gelenlerden
Neyse duygulandım şimdi aklıma geldikçe. Kısacası özlüyorum o zamanları. Teknoloji ilerledi ama zaman makinesi bulunamadı geri dönmem için