En sevdiğiniz ülke nedir?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Hocam doğru. Din sömürülüyor. Ama hepsinin öyle olduğu manasına gelmez. Osmanlı geldiği ne yapıyor? İmar etmiyor mu? Veya Selçuklu? Bunlar istismar etmiş mi?
İnsanı insan olduğu için sevmek, Türkler İslam'dan önce hoşgörülü değiller miydi? Ben mi yanlış hatırlıyorum?
 
Hocam doğru. Din sömürülüyor. Ama hepsinin öyle olduğu manasına gelmez. Osmanlı geldiği ne yapıyor? İmar etmiyor mu? Veya Selçuklu? Bunlar istismar etmiş mi?

Osmanlı'nın halkına güdülen-otlatılan hayvan anlamına gelen "reaya" demesi, onlara "kullarım" diye seslenmesi ve kardeş katli yasası gibi olaylar İslam ile bağdaşmadığını gösterir bence.
 
Ülke değil de parayı severim. Para olunca her yerde kral gibi yaşarsın ister ABD ister Türkiye.

Ve her ülkenin kendine has güzel yerleri var onun için tek bir ülke demem mümkün değil.
 
Peygamberin kendisi peygamber olduğu için zaten o devlet bir süre ayakta kalmış. İslam ahlakı dediğimiz şey orada uygulanmış. Ölümünden hemen sonra ve 4 halife döneminde çatlaklar meydana gelmiş zaten. Bahsedilen peygamberin devleti zaten peygamber olduğu için ayakta kalmış o dönem. Ve biz bunları tarih kitaplarından biliyoruz.
En sevdiğiniz ülke nedir? burada yazdım kavramları. Kavramları düzgün kullanırsak daha iyi olur zaten. İslam devleti dediğimiz şey İslam kurallarıyla yönetilen bir devlettir. Şeriatla yönetilir yani. Bu net. İslam devleti = şeriat.
Siz şeriat istemiyorum dediniz, o zaman İslam'ın sadece ahlak kısmını aldığınızı varsayıyorum. Burada da İslam devleti demeye gerek yok zaten olması gereken yönetim anlayışı budur. Bu ahlakın İslam ile çok da alakası yoktur. Semavi veya beşeri tüm dinlerin ortak ahlak felsefesi zaten açıkladığım iyi insan olma ahlakıdır.

Eğer şeriat istemiyorsanız bu cümlede "İslami yönetim" kelimesini kullanmaya gerek yok.
Siz İslami yönetim diyerek İslami ahlakı benimsediyseniz buna tamam derim. Çünkü bu ahlak diğer tüm dinlerde ve tüm ahlak öğretilerinde ortak. Bunu "İslami yönetim" diye ifade etmek istemiş olabilirsiniz.

Din devletler üstü değildir. Din kişiler arasındadır. Devletle uzaktan yakından alakası yoktur. Devlet dediğimiz şey ise insanların hukuk kuralları çerçevesinde düzen içinde hak gözetmeksizin yaşamasını amaçlar. En azından anayasadaki "sosyal hukuk devletidir" maddesinin açılımı budur. Laiklik de insanların vicdani olarak özgür olabileceğini söyler. Baskı olmaksızın veya dini yüzünden ceza almaksızın haklar dahilinde yaşatır. Bu cezaları da devlet vereceğine göre laiklik ile devletin din üzerindeki hakimiyeti kaybolur. İnsanların iradesine bırakılır. Temel olarak bu böyledir.
Devletler dini temel alarak buna göre kurallar koyarsa orada kaos meydana gelir. Bu kaos düzensizlik anlamındadır. Din kişiye özel bir şey olduğu halde bunu kamuya mal edince istismara açık hale gelir. Bu şimdiye kadar Hristiyan, Yahudi, İslami, diğer tüm dini devletlerde böyle olmuştur. Saray içinde veya dışında din kullanılarak her türlü emeli kitlesel olarak gerçekleştirilebilir. Bu çok zor değil. Yakın tarihte bile bunun irili ufaklı bir sürü örneği var. En ufaktan köydeki bir istismardan, ulusal sorun haline getirilen ve bunun üzerinden aforizmalar çıkartılan, "dini siyasete alet edilen" başörtüsü meselesi gibi. Din istismar edilir.

Kaldı ki herkes inanmak zorunda da değil, inanmayanlar İslam devleti adı altında yaşamak bile istemeyebilir. 21.yy dünyası böyle. Türkiye'nin de %99'u Müslüman değildir.

Ben bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum, konuyu bulandırmaya gerek de yok.
Bunu belirtmeye gerek yok bile yok çünkü size ne, (sizinki de bana ne) ama Müslüman olarak cevap verdim.
Hocam ben şeriat istemiyorum demedim. Baktım şimdi. Bi yanlışlık olmasın diye. Ben Peygamber Efendimiz'i(sav) örnek almalıyız dedim ve de her yönden. Sadece ahlaki kısmından değil. Hocam birde din seçimi kişinin özgürlüğüdür vs. demişiniz. Zaten dinimizde zorlama yoktur kesin bir şekilde. Hem Peygamber Efendimiz(sav) Medine'ye hicret ettiğinde azınlıktaydılar. Adaletli bir şekilde yönetiyor. Yani doğru düzgün şeriatı uygularsak kimse ben İslam Devleti'de yaşamak istemiyorum demez. Hem Peygamber'imiz(sav) peygamber olduğu için ayakta durmadı devlet. Peygamberimiz(sav) adaletli bir şekilde yönetiyordu. Hem dinimizin istismar edilebilecek olması şeriatla devletin şeriatla yönetilmemesi gerektiğini göstermiyor. Ona kalırsa adalet, demokrasi falan da istismar ediliyor. Bu olmaması gerektiği manasına gelmiyor. Zaten herkes inanmak zorunda demedim. Herkesin kendi seçimi. Biz sürekli İslam'dan bahsederim vs. Teşvik ederiz yani. Yoksa dinde zorlama yoktur. Hem biliyorum ülkemizin %99'unun müslüman olmadığını. Önemli olan sayısal çokluk değil kalitedir. Ve de son olarak. Konuyu bulandırmıyoruz. Konuşun.
Peygamberin kendisi peygamber olduğu için zaten o devlet bir süre ayakta kalmış. İslam ahlakı dediğimiz şey orada uygulanmış. Ölümünden hemen sonra ve 4 halife döneminde çatlaklar meydana gelmiş zaten. Bahsedilen peygamberin devleti zaten peygamber olduğu için ayakta kalmış o dönem. Ve biz bunları tarih kitaplarından biliyoruz.
En sevdiğiniz ülke nedir? burada yazdım kavramları. Kavramları düzgün kullanırsak daha iyi olur zaten. İslam devleti dediğimiz şey İslam kurallarıyla yönetilen bir devlettir. Şeriatla yönetilir yani. Bu net. İslam devleti = şeriat.
Siz şeriat istemiyorum dediniz, o zaman İslam'ın sadece ahlak kısmını aldığınızı varsayıyorum. Burada da İslam devleti demeye gerek yok zaten olması gereken yönetim anlayışı budur. Bu ahlakın İslam ile çok da alakası yoktur. Semavi veya beşeri tüm dinlerin ortak ahlak felsefesi zaten açıkladığım iyi insan olma ahlakıdır.

Eğer şeriat istemiyorsanız bu cümlede "İslami yönetim" kelimesini kullanmaya gerek yok.
Siz İslami yönetim diyerek İslami ahlakı benimsediyseniz buna tamam derim. Çünkü bu ahlak diğer tüm dinlerde ve tüm ahlak öğretilerinde ortak. Bunu "İslami yönetim" diye ifade etmek istemiş olabilirsiniz.

Din devletler üstü değildir. Din kişiler arasındadır. Devletle uzaktan yakından alakası yoktur. Devlet dediğimiz şey ise insanların hukuk kuralları çerçevesinde düzen içinde hak gözetmeksizin yaşamasını amaçlar. En azından anayasadaki "sosyal hukuk devletidir" maddesinin açılımı budur. Laiklik de insanların vicdani olarak özgür olabileceğini söyler. Baskı olmaksızın veya dini yüzünden ceza almaksızın haklar dahilinde yaşatır. Bu cezaları da devlet vereceğine göre laiklik ile devletin din üzerindeki hakimiyeti kaybolur. İnsanların iradesine bırakılır. Temel olarak bu böyledir.
Devletler dini temel alarak buna göre kurallar koyarsa orada kaos meydana gelir. Bu kaos düzensizlik anlamındadır. Din kişiye özel bir şey olduğu halde bunu kamuya mal edince istismara açık hale gelir. Bu şimdiye kadar Hristiyan, Yahudi, İslami, diğer tüm dini devletlerde böyle olmuştur. Saray içinde veya dışında din kullanılarak her türlü emeli kitlesel olarak gerçekleştirilebilir. Bu çok zor değil. Yakın tarihte bile bunun irili ufaklı bir sürü örneği var. En ufaktan köydeki bir istismardan, ulusal sorun haline getirilen ve bunun üzerinden aforizmalar çıkartılan, "dini siyasete alet edilen" başörtüsü meselesi gibi. Din istismar edilir.

Kaldı ki herkes inanmak zorunda da değil, inanmayanlar İslam devleti adı altında yaşamak bile istemeyebilir. 21.yy dünyası böyle. Türkiye'nin de %99'u Müslüman değildir.

Ben bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum, konuyu bulandırmaya gerek de yok.
Bunu belirtmeye gerek yok bile yok çünkü size ne, (sizinki de bana ne) ama Müslüman olarak cevap verdim.
Hocam ben şeriat istemiyorum demedim. Baktım şimdi. Bi yanlışlık olmasın diye. Ben Peygamber Efendimiz'i(sav) örnek almalıyız dedim ve de her yönden. Sadece ahlaki kısmından değil. Hocam birde din seçimi kişinin özgürlüğüdür vs. demişiniz. Zaten dinimizde zorlama yoktur kesin bir şekilde. Hem Peygamber Efendimiz(sav) Medine'ye hicret ettiğinde azınlıktaydılar. Adaletli bir şekilde yönetiyor. Yani doğru düzgün şeriatı uygularsak kimse ben İslam Devleti'de yaşamak istemiyorum demez. Hem Peygamber'imiz(sav) peygamber olduğu için ayakta durmadı devlet. Peygamberimiz(sav) adaletli bir şekilde yönetiyordu. Hem dinimizin istismar edilebilecek olması şeriatla devletin şeriatla yönetilmemesi gerektiğini göstermiyor. Ona kalırsa adalet, demokrasi falan da istismar ediliyor. Bu olmaması gerektiği manasına gelmiyor. Zaten herkes inanmak zorunda demedim. Herkesin kendi seçimi. Biz sürekli İslam'dan bahsederim vs. Teşvik ederiz yani. Yoksa dinde zorlama yoktur. Hem biliyorum ülkemizin %99'unun müslüman olmadığını. Önemli olan sayısal çokluk değil kalitedir. Ve de son olarak. Konuyu bulandırmıyoruz. Konuşun yani.
 
İnsanı insan olduğu için sevmek, Türkler İslam'dan önce hoşgörülü değiller miydi? Ben mi yanlış hatırlıyorum?
Hocam elbette insanı insan olduğu için sevmeliyiz. Ona bir şey demiyorum.
Osmanlı'nın halkına güdülen-otlatılan hayvan anlamına gelen "reaya" demesi, onlara "kullarım" diye seslenmesi ve kardeş katli yasası gibi olaylar İslam ile bağdaşmadığını gösterir bence.
Hocam o konuda haklısınız ama bu demek değil ki Osmanlı hepten İslam Devleti değil. Mesela 2. Abdülhamid idamı bile kaldırıyor.
 
Hocam o konuda haklısınız ama bu demek değil ki Osmanlı hepten İslam Devleti değil. Mesela 2. Abdülhamid idamı bile kaldırıyor.
Bakın sorun burada İslam'da Hristiyanlık'ta falan denmiyor zaten. Artık ki artık da değil çok uzun süre önce bitti dine dayalı devletlerin süreci. Dine dayalı bir devlet ayakta kalamaz bu dönemde. Sizin görüşünüze gelecek olursak da öyle bir devletin illa bir din benimsemesi gerekmez. Adaletli bir devlette zaten sizin istediklerinizi de görürsünüz.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı