Pardus neden sevilmiyor?

  • Konuyu başlatan 46imt
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 47
  • Görüntüleme 6B
Hakaret etmemek için kendimi zor tutuyorum. Bundan sonra Pardus konularını da GNU/Linux bölümüne açmalıyız bence. Pardus alt bölümünü sıkıntılı arkadaşlar kullanıyor belli ki. Ya da Linuxla alakalı bildikleri -onu da bilmiyorlar- tek şey pardus olduğu için fikirlerini söyleme hakkı görüyorlar. @46imt'nin sorduğu neden hakkında hiçbir şey bilmediğiniz Linuxu sevmiyorsunuz değil anladığım kadarıyla. GNU/Linux kullanıcıları Pardusu dağıtımını genel olarak neden beğenmiyor? Dağıtım olarak ele almanızı istiyor belli ki, işletim sistemi olarak değil. Bu arada ben de sorunun yanıtını merak ediyorum. Yerli olarak bahsedilip aslında pek de yerli olmaması mı tek sorun?
 
Ülke ya da kurum çapında bir Linux yazılımı geliştirmenin amacı, onu belirli birimlerde kullanmak ve bir işe özelleştirmektir.

Şöyle hayal edin; siz koca bir devletsiniz ve devlet dairelerinizde Windows var. Microsoft'un Enterprise sürümü, size telemetri ve izleme araçlarını kapattığına ve sizden veri toplamamaya söz veriyor. Ama sonuçta kapalı kaynak ve defalarca güvenilmez olduğunu kanıtlamış bir firma Microsoft. Bahsettiğimiz de koskoca devletin koskoca kurumları. Önemli ve süper gizli yazışmalar olabilir.

Işte böyle durumlarda sadece o devlet dairelerinde kullanılmak üzere gerekli parçaları içeren, Linux bazlı bir işletim sistemi tasarlayabilir devlet. Gerekli güvenlik önlemlerini de bizzat yine kendisi alır. Güvenliğini tehdit edecek yazılımları ve uygulamaları içine koymaz. Hatta uygulama yükleme özelliğini de devre dışı bırakır. Sınırsız guvenoik ve sınırsız tasarım yapma hakkına sahip bir şekilde, her devlet dairesinin işini görecek şekilde kendi işletim sistemini kurar. Hatta buna bir de iletişim şifrelemelesi ekler ve bu devlet daireleri arasındaki iletişim de korunmuş olur.

Burada bahsi geçen işletim sistemi "amaca özel"dur ve size, bana hitap etmez. Oyun oynatması gerekmez. Amacı, bir ülkenin tüm kurumlarini bir başka devletin güvenilmez bir firmasından (ve diğer bütün potansiyel tehtitlerden) korumaktır amacı. Üstelik de bedavadır. Bir devletin tüm kurumlarına ait 100 binlerce PC olabilir. Bunu yapan ülkelere geçen sene Bulgaristan katıldı örneğin.

Aynı mantığı bir özel firma ya da kurum da güdebilir. Örneğin bugün dünyada bir çok üniversite tüm alt yapı sistemlerini, kütüphanelerini ve öğrenci bilgisayarlarını Linux bazlı, kendi ürettikleri sistemlere taşımış durumda.

Büyük firmalar da kendi iç amaçlarına uygun donanımlar edinip o donanıma uygun sürücüleri yazdıkları özel yapım Linux sürümleri kullanabilirler. Merceedes tüm fabrikalarında bunu yapıyor mesela.

Bu tip durumlar geçtiğimiz 8-10 yılda Microsoft'a kan kaybettirdiği için Microsoft, Windows 10 ile gündelik bilgisayarlara ve bireysel kullanıcılara olan hizmetlerine daha çok odaklanıyor. Zaten bilgi çalma (sözde telemetri) konusuyla daha çok gündeme gelmesinin sebebi o. Mercedes'in baş mühendisinden ofiste bilgi sızdıramazken evindeki kişisel bilgisayarında Xbox kütüphanesi bahanesiyle alabildiğini almaya çalışıyor.

Aynı zamanda, Microsoft'un bireysel kullanıma yönelik uğraşlarının bir başka meyvesi daha var; alışkanlık. Bizimki gibi bilgisayar teknolojilerinin de yalandan kullanıldığı, Excel'de toplama yapanın PC uzmanı sayıldığı ülkelerde insanlar "Windows'a alıştık abi, en iyisi o. Adamlar o kadar para istiyor, var bı bildikleri" tavrıyla hareket ediyorlar. Bu insanlara iş yerinde "özelleştirilmiş Linux sürümü kullanacaksın" diyemezsiniz. Ancak ciddi düzeyde kurumsallaşmış ve gerçekten bilgisayar kullanımına hakim çalışanların olduğu sayılı şirket böyle bir adaptasyonu gerçekten yapabilir ülkemizde.

Bu yazdıklarımı kafanızda bir topladiktan sonra bir düşünün. Amaca özel ve toplu kullanıma odaklı bir işletim sisteminden beklentimiz nedir? Az yazılım, az donanım, spesifik amaç ve süper güvenlik. Tam tersi, genele ve kişisel kullanıma yönelik bir işletim işletim sistemi? Çok donanım desteklesin, popüler olan bütün eğlence/yaratıcılık araçlarını barındırsın (oyun, video, resim, VR, Dolby, Photoshop vs vs). Çok yazılımı olsun ve herkes bir şeyler bulsun. Hız, güvenlik gibi kaygıları ikinci planda olsun. en önemlisi de çok yazılımı olsun ki herkese hitap etsin. Herkes farklı bir şey ister çünkü.

Bu durumda Pardus yerini şaşırıyor. Kişisel kullanıma da hitap ettiğini iddia eden bir işletim sistemi. Ancak gerçekten hitap ettiği kesim, %1-2'yi oluşturan, Solitaire oynayıp arada internete giren, gazete okuyan emekli aile büyüklerimiz oluyor. Onların da Linux bazlı bir işletim sistemini bulması, kurması ve öğrenmesi pek olası değil. Anca torunlar kurarsa.

Özelleştirilmiş kullanımı da yok Pardus'un. TÜBİTAK üretimi olan bu yazılımımız, TÜBİTAK'ta kullanılmıyor. Devlet daireleri ve büyük kurumlarda da yok. Öyle prototip gibi duruyor. Kişisel kullanım için de gerekli olan çekici miktarda yazılım/oyun desteği yok.

Sonuç olarak; kişilere doğrudan hitap etmiyor. Kurumlara ve şirketlere de özelleştirilmiyor. Üvey evlat gibi duruyor.
 
Parudus'u sevmeme nedenim ile Pisi Linux'u sevme nedenim aynıdır.

En yerli ve milli duygularımızın kabarık olduğu, şimdiye oranla ekonominin daha iyi ve beyin göçünün daha minimal seviyelerde olduğu bir dönemde dahi, TÜBİTAK gibi yozlaşmış bir kurum bizim bildiğimiz sevdiğimiz kendine has uygulamalara sahip Pardus projesini geliştirmeyi bıraktı. Bayağı bildiğiniz bıraktı. Tamda bu dönemde "ne hikmetse" hem devlet dairelerinde hem de Fatih projesi kapsamında dağıtılan başta akıllı tahta olmak üzere bilimum her türlü alette Windows yüklendi.

Biz yerli ve milli olmayı can-ı gönülde istiyor ve desteklemeye razıyken devlet bizzat kendi geliştiridiği (bakın kopyaladığı ya da hazırın üzerinde üç beş değişiklik yaptığı demiyorum) işletim sistemini bıraktı. İki sene falan sallantıda kaldı bu konu ne adam akıllı çıkıp açıklama yaptılar "biz daha saldık bunu" gibisinden ne de geliştirmeye devam ettiler. Sonra komünite baktı bu olacak gibi değil gönüller olarak toplanan birkaç yazılımcı Pisi Linux adı altında bizim o bildiğimiz sevdiğimiz terk edilen işletim sistemini ellerinden geldikçe geliştirmeye devam etti ve hala da ediyor.

Bu denli büyük potansiyeli olan devlet destekli ekonomik girdisi olan bir projeyi bırakıp Microsoft'a teslim oldu hükümet. Artık altında ne tür bir anlaşma nasıl bir çıkar yatıyordu bilemiyorum. Ama ardı sıra takip eden yıllarda başta insansız hava aracı olmak üzere almak istediği ama verilmeyen, alınmış olsa bile uzaktan istendiği zaman kontrol edilip kapatılabilme ihtimali olan (telemetri muhabbetine girmiyorum bile) donanım ve yazılım tecrübelerinden sonra canı yandı. Ve iş işten geçtikten sonra "hmm bu önemliymiş buna devam edelim" dercesine sonradan aklı başına gelmiş bir tutumla tekrardan projeye devam etme kararı aldılar. Ama ne eski Pardus'u geliştiren ekip ordaydı ne de bu denli eskimiş ve zaten geliştirme süreci devam eden bir sistemi toplamaya çalışmaktansa hali hazırda çalışmakta olan bir dağıtım üzerinden devam etme kararı aldı.

Bu yerli ve milli kavramından ziyadesiyle uzak, öncelikli olarak devlet dairelerinde kullanma maksadıyla geliştirilmiş dağıtımın bugün toplama vurulduğunda devlet dairelerinin yarısının yarısında bile kullanılmıyor olması, kişisel kullanım alanında ise mevcut rakiplerine rakip bile olamıyor oluşu kullanımdan uzak kalması için gayet yeterli sebepler. Ama şayet bir şekilde kişisel kullanım için uygun olsaydı dahi, kişisel bir sebep olarak mevcut hükümetin ürettiği bir yazılımı kullanmayı ve hem kendi hem de çevremin gizlilik ve güvenliğini tehlikeye atmazdım. Özellikle günümüzde Whatsapp gündemiyle birlikte Bip uygulamasının ne denli fazla izin istediğini ve istendiğinde devlet tarafından çeşitli sıfatlar yakıştırılıp kişilere nasıl müdahale edilebildiğini düşündükten sonra, yok ben almayayım.
 
Farkındalığı yüksek gençler olduğunu bilmek/görmek beni umutlandırıyor. Söylediklerinizin tamamına katılıyorum. Pisi Linux'u da biliyorum ancak henüz kurmadım.

MS office ise tamamen çöpe gitmeli LibreOffice ile davam edilmeli, devletin belge kabul standardı olarak da LibreOffice ile üretilmiş dosyalar sisteme kabul edilmeli.
 
Neredeyse her Linux konusunun altında Linux'u falancalar kullandı falancalar geçiş yaptı gibi yorumlar görüyorum ve biraz tuhafıma gidiyor açıkçası. Linux çekirdeği sunucularda yüksek bir kitleye sahip iken işletim sistemi tarafında daha %4'e dahi erişebilmiş değil. Bu nedenle insanların çoğunun Linux'u sevmemesi, hor görmesi gayet normal. Linux'u tercih edenlerin büyük çoğunluğunun tercih etme sebebi açık kaynak olması ayrıca komut satırının varlığı ve önemi. Fakat maalesef ki bu hususlar her son kullanıcının umrunda olmuyor.

Pardus'un sevilmemesinin sebebi de bence insanlara sürekli yerli etiketini pompalamaları. Bu alanda bilgisi olmayanlar sürekli gözümüze sokulan bu reklamın gerçek olduğunu zannediyor ve kar topu etkisi ile reklam her yere yayılmaya başlıyor. Fakat Linux hakkında bilgisi olanlar olayların aslında böyle olmadığını bildiği için sistemden soğuyor.
 
Neredeyse her Linux konusunun altında Linux'u falancalar kullandı falancalar geçiş yaptı gibi yorumlar görüyorum ve biraz tuhafıma gidiyor açıkçası. Linux çekirdeği sunucularda yüksek bir kitleye sahip iken işletim sistemi tarafında daha %4'e dahi erişebilmiş değil. Bu nedenle insanların çoğunun Linux'u sevmemesi, hor görmesi gayet normal. Linux'u tercih edenlerin büyük çoğunluğunun tercih etme sebebi açık kaynak olması ayrıca komut satırının varlığı ve önemi. Fakat maalesef ki bu hususlar her son kullanıcının umrunda olmuyor.

Pardus'un sevilmemesinin sebebi de bence insanlara sürekli yerli etiketini pompalamaları. Bu alanda bilgisi olmayanlar sürekli gözümüze sokulan bu reklamın gerçek olduğunu zannediyor ve kar topu etkisi ile reklam her yere yayılmaya başlıyor. Fakat Linux hakkında bilgisi olanlar olayların aslında böyle olmadığını bildiği için sistemden soğuyor.
Güzel tespit ama asıl sıkıntı reklamı vermeleri ile başlamıyor mu zaten? Bilgisi olmayan arkadaşlara Pardus şöyle, pardus böyle diyen onlar sonuçta. Sıkıntının kaynağı yine kendileri gibi gözüküyor bana ama tespitini beğendim. :)
 
Ülke ya da kurum çapında bir Linux yazılımı geliştirmenin amacı, onu belirli birimlerde kullanmak ve bir işe özelleştirmektir.

Şöyle hayal edin; siz koca bir devletsiniz ve devlet dairelerinizde Windows var. Microsoft'un Enterprise sürümü, size telemetri ve izleme araçlarını kapattığına ve sizden veri toplamamaya söz veriyor. Ama sonuçta kapalı kaynak ve defalarca güvenilmez olduğunu kanıtlamış bir firma Microsoft. Bahsettiğimiz de koskoca devletin koskoca kurumları. Önemli ve süper gizli yazışmalar olabilir.

Işte böyle durumlarda sadece o devlet dairelerinde kullanılmak üzere gerekli parçaları içeren, Linux bazlı bir işletim sistemi tasarlayabilir devlet. Gerekli güvenlik önlemlerini de bizzat yine kendisi alır. Güvenliğini tehdit edecek yazılımları ve uygulamaları içine koymaz. Hatta uygulama yükleme özelliğini de devre dışı bırakır. Sınırsız guvenoik ve sınırsız tasarım yapma hakkına sahip bir şekilde, her devlet dairesinin işini görecek şekilde kendi işletim sistemini kurar. Hatta buna bir de iletişim şifrelemelesi ekler ve bu devlet daireleri arasındaki iletişim de korunmuş olur.

Burada bahsi geçen işletim sistemi "amaca özel"dur ve size, bana hitap etmez. Oyun oynatması gerekmez. Amacı, bir ülkenin tüm kurumlarini bir başka devletin güvenilmez bir firmasından (ve diğer bütün potansiyel tehtitlerden) korumaktır amacı. Üstelik de bedavadır. Bir devletin tüm kurumlarına ait 100 binlerce PC olabilir. Bunu yapan ülkelere geçen sene Bulgaristan katıldı örneğin.

Aynı mantığı bir özel firma ya da kurum da güdebilir. Örneğin bugün dünyada bir çok üniversite tüm alt yapı sistemlerini, kütüphanelerini ve öğrenci bilgisayarlarını Linux bazlı, kendi ürettikleri sistemlere taşımış durumda.

Büyük firmalar da kendi iç amaçlarına uygun donanımlar edinip o donanıma uygun sürücüleri yazdıkları özel yapım Linux sürümleri kullanabilirler. Merceedes tüm fabrikalarında bunu yapıyor mesela.

Bu tip durumlar geçtiğimiz 8-10 yılda Microsoft'a kan kaybettirdiği için Microsoft, Windows 10 ile gündelik bilgisayarlara ve bireysel kullanıcılara olan hizmetlerine daha çok odaklanıyor. Zaten bilgi çalma (sözde telemetri) konusuyla daha çok gündeme gelmesinin sebebi o. Mercedes'in baş mühendisinden ofiste bilgi sızdıramazken evindeki kişisel bilgisayarında Xbox kütüphanesi bahanesiyle alabildiğini almaya çalışıyor.

Aynı zamanda, Microsoft'un bireysel kullanıma yönelik uğraşlarının bir başka meyvesi daha var; alışkanlık. Bizimki gibi bilgisayar teknolojilerinin de yalandan kullanıldığı, Excel'de toplama yapanın PC uzmanı sayıldığı ülkelerde insanlar "Windows'a alıştık abi, en iyisi o. Adamlar o kadar para istiyor, var bı bildikleri" tavrıyla hareket ediyorlar. Bu insanlara iş yerinde "özelleştirilmiş Linux sürümü kullanacaksın" diyemezsiniz. Ancak ciddi düzeyde kurumsallaşmış ve gerçekten bilgisayar kullanımına hakim çalışanların olduğu sayılı şirket böyle bir adaptasyonu gerçekten yapabilir ülkemizde.

Bu yazdıklarımı kafanızda bir topladiktan sonra bir düşünün. Amaca özel ve toplu kullanıma odaklı bir işletim sisteminden beklentimiz nedir? Az yazılım, az donanım, spesifik amaç ve süper güvenlik. Tam tersi, genele ve kişisel kullanıma yönelik bir işletim işletim sistemi? Çok donanım desteklesin, popüler olan bütün eğlence/yaratıcılık araçlarını barındırsın (oyun, video, resim, VR, Dolby, Photoshop vs vs). Çok yazılımı olsun ve herkes bir şeyler bulsun. Hız, güvenlik gibi kaygıları ikinci planda olsun. en önemlisi de çok yazılımı olsun ki herkese hitap etsin. Herkes farklı bir şey ister çünkü.

Bu durumda Pardus yerini şaşırıyor. Kişisel kullanıma da hitap ettiğini iddia eden bir işletim sistemi. Ancak gerçekten hitap ettiği kesim, %1-2'yi oluşturan, Solitaire oynayıp arada internete giren, gazete okuyan emekli aile büyüklerimiz oluyor. Onların da Linux bazlı bir işletim sistemini bulması, kurması ve öğrenmesi pek olası değil. Anca torunlar kurarsa.

Özelleştirilmiş kullanımı da yok Pardus'un. TÜBİTAK üretimi olan bu yazılımımız, TÜBİTAK'ta kullanılmıyor. Devlet daireleri ve büyük kurumlarda da yok. Öyle prototip gibi duruyor. Kişisel kullanım için de gerekli olan çekici miktarda yazılım/oyun desteği yok.

Sonuç olarak; kişilere doğrudan hitap etmiyor. Kurumlara ve şirketlere de özelleştirilmiyor. Üvey evlat gibi duruyor.
Genelde linux konusu açılınca cehaletle dolu tonlarca yorum gelir. Bu konuda da bir sürü örneği var. Kimi trollüyor kimi ise cidden bilmiyor ve kimin hangisi olduğu anlaşılmıyor (en azından ben anlamıyorum). Böyle cehaletle dolu yorumlar arasında sizin yorumunuzu görmek ilaç gibi geldi. Teşekkürler.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı