Bugün Arctis 1 ve Rival 3 almak için saat 8 gibi BİM'in önünde beklemeye başladım. 40 yaşlarındaki biri ilk kendisinin geldiğini ve kulaklığı almanın onun hakkı olduğunu söyledi. 18 yaşında yazılım okuyan oğlu varmış, onun için alacakmış. Ayrıca çocuğu YouTube videoları falan çekiyormuş. 40 yaşında kendini bu hallere düşüren adamın oğlu da tahmin edebileceğiniz gibi aynı oluyor. Yarım saat beni oradan göndermeye çalıştı. En son işi fiziksel şiddetle tehdit etmeye kadar getirince benim sinirlerim gerildi tabii. Dedim çıkışta kim kimi kırarsa hadi bakalım. Kafamda planı kurdum. Kulaklığı ilk o bulup alırsa ellemeyecektim. Ama ben kulaklığı aldığımda sorun çıkartırsa mağazadan çıktığım gibi ağzını burnunu dümdüz edecektim.
Şimdi böyle anlattığım zaman kavgacı, psikopat bir tip olduğumu düşünebilirsiniz, fakat kesinlikle böyle biri değilim. Ama o el kol hareketleri ve kabalığı beni o kadar çıldırttı ki gerçekten kelimelere dökemem. Planı yaptım, sıkıntı olursa harbiden kolunu bacağını kırıp gönderecektim evine. Sonrasında yanımda kimliğimin olmadığını, polislik bir olay olduğunda başımın büyük derde gireceğini fark ettim. Veya Halil Sezai gibi yaşlı bir adamı dövdüğüm için sosyal medyada linç yeme ihtimalim. Tüm bunları düşündükten sonra o kulaklığı almaktan vazgeçtim.
Benim kaybedecek koca bir hayatım var. Fakat 40 yaşına gelip 300 liralık kulaklık için kavga etme potansiyeline sahip bir eziğin gerçekten kaybedecek hiçbir şeyi yok. Şu an kulaklık falan umurumda değil, onu hastanelik etmediğim için pişmanlık çekiyorum. Ama yine de doğru olanı yaptığımın farkındayım. Bu eğitimsiz, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insanlara toplum olarak müdahale etmediğimiz sürece gerçekten çok acı çekeceğiz. Bir gün ülke içerisinde olağanüstü bir hal olduğunda bu ve bunun gibi tipler tüm şehri talan edecekler. Kesinlikle kimse güvende değil. Gerçekten artık bu ülkeye dair hiçbir umudum kalmadı.
Şimdi böyle anlattığım zaman kavgacı, psikopat bir tip olduğumu düşünebilirsiniz, fakat kesinlikle böyle biri değilim. Ama o el kol hareketleri ve kabalığı beni o kadar çıldırttı ki gerçekten kelimelere dökemem. Planı yaptım, sıkıntı olursa harbiden kolunu bacağını kırıp gönderecektim evine. Sonrasında yanımda kimliğimin olmadığını, polislik bir olay olduğunda başımın büyük derde gireceğini fark ettim. Veya Halil Sezai gibi yaşlı bir adamı dövdüğüm için sosyal medyada linç yeme ihtimalim. Tüm bunları düşündükten sonra o kulaklığı almaktan vazgeçtim.
Benim kaybedecek koca bir hayatım var. Fakat 40 yaşına gelip 300 liralık kulaklık için kavga etme potansiyeline sahip bir eziğin gerçekten kaybedecek hiçbir şeyi yok. Şu an kulaklık falan umurumda değil, onu hastanelik etmediğim için pişmanlık çekiyorum. Ama yine de doğru olanı yaptığımın farkındayım. Bu eğitimsiz, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insanlara toplum olarak müdahale etmediğimiz sürece gerçekten çok acı çekeceğiz. Bir gün ülke içerisinde olağanüstü bir hal olduğunda bu ve bunun gibi tipler tüm şehri talan edecekler. Kesinlikle kimse güvende değil. Gerçekten artık bu ülkeye dair hiçbir umudum kalmadı.