Ağlama Duvarı

Völf

Kilopat
Katılım
13 Aralık 2016
Mesajlar
575
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Makina Mühendisi
1 -) Düşündüm, taşındım. Bu forumunda bir ağlama noktası olmalıydı. Belki sadece benim için, belki de tüm sorunlarını içine atan insanlar için ya da hiç kimseyle konuşmak istemeyen ve içindeki dertlerin canını sıktığını düşünenler için...

Dökün içinizi, rahatlayın.

"2012 ocak ya da şubat ayındaydık. O zamanlar Edirne'de üniversite okuyorum. Makina mühendisliği ikinci sınıfım. E haliyle erkek bol olunca halı saha yapalım dediler. Halı sahanın 59. dakikası bizim kaleci topu dikti savunmanın arkasına koşarken kaydım. Sonuç, menisküs ve ön çapraz bağ yırtığı. Hayır 5 fark yiyorsun, son 1 dakika kalmış zaten ne zorluyorsun dimi? O zamandan sonra dizim sürekli şişti, 2 hafta yatalak kaldım. Sürekli olarak diz kayması sorunuyla uğraşıyordum. Dizim kaydığı için sürekli ödem toplayıp şişiyordu gene yürüyemiyordum. O zamandan bu zamana hala ön çapraz bağım kopuktur."

Siz siz olun, gol atıcam diye kendinizi parçalamayın.

2 - ) "19 Ağustos 2017 - 29 Ağustos 2017" tarihinde konaklamış olduğum Crystal Admiral Hotel için ağlayacağım şimdi de...

Bir arkadaşımla beraber bu yaz tatil yapalım dedik. Çok fazla düşünmeden yer aramaya başladık. 1 hafta sonraya yola çıkacağımız için yerler kısıtlıydı. Her taraf doluydu. Çok fazla seçenek sunmadı bize acentalar. Birden fazla acentaya başvurup, içersinden en iyi olanı seçmeye çalıştık. İşte şikayetvar, hotelpuan, tripadvisor gibi sitelerden yorumlara bakıp seçmeye çalıştık.

Velhasıl, hotelimizi seçtik. Eğlencesiyle, yemeğiyle çok iyi denilen Crystal Admiral için kişi başı uçak ve transport dahil 3200 lira para verdik. 10 gecesine 6400 lira verdiğimiz bu hotelin Allah belasını versin.

Ben hemen hemen her sene 2 tatile çıkarım. Bazen 1 oluyor. Bu zamana kadar gittiğim hotele de bir daha gitmem. O yüzden çok fazla hotel gördüm. Hayatım boyunca bu kadar rezalet bir hotel görmedim. Abartısız konuşuyorum 10 gece boyunca aynı yemekler çıktı restaurantta. Tatlılar hep aynıydı. 4 ya da 5 çeşit vardı zaten onları da tabaklara bölerek fazla göstermeye çalışmışlardı. Zaten çok kalabalık bir hotel. Bir kuyruk oluşuyor 15 dakika bekliyorsun. Yemeklerin tadı rezaletti zaten çoğu hindi etiydi. 3000 lirayı hindi yemeye vermişiz.

Eğlence konusuna gelelim. Gene bu zamana kadar gördüğüm kadarıyla animatörler zaten hep kadın düşürmeye çalışırlar. Bu alışılmış bir şeydir. Buraya bir animatör şirketi bakıyor. Şirket dediğime bakmayın, 6 tane Antalyalı kuzen birleşmiş. Biraz yabancı dil öğrenmişler. Biz şirketiz diye konuşuyorlar. Oyunlar hakkında da bir bilgileri yok, yabancı dilleri de çok kötü. Tek amaçları hoteldeki kadınları düşürmek. Hani alışmışız yavşamalarına da bu kadar abartısını görmedim. Animatör müdüründen en küçük, çaylak animatörüne kadar. Bir çalışan nasıl olur da, saat 11.00'de oynatması gereken darta geç kalabilir. Yaptığın tek bir şey var saat günde 2 kere dart oynamak. (Onun dışında aylak aylak gezip sahne hazırlığı yapıyorsun.) Ona da uyanamadım dün gece sabah 5'e kadar işim vardı diyip gülümsemek nedir! Nereden geliyor bu pişkinlik diye sorduğumda, çok yoruluyoruz anlayın halimizi diyorlar. İşte böyle kadın düşkünü, abazanlar yuvasına düşmüş olduğumuzu anladık. Gece yapılan gösteriler de zaten çok amatörce ve kötüydü. Zaten bu amatörlerden bu beklenirdi diyip bir şey demedim.

Havuz ve deniz konusuna gelirsek, havuzu çok pis. İçerisinde her şey yüzüyor. Ayaklara meyveler, taşlar takılıyor. Saç desen tutam tutam eline geliyor. Hastalık kapmamak için çok girmedim. Hatta su topu oynamak dışında havuzda bulunmadım. Denize sıfır değil hotel. Bu çok önemli değildi bizim için. Genciz yürürüz. Antalya side otoyolunun altından denize gidilen bir tünel yapmışlar. Çok uzak değil tabi ki. Denizi taşlık. Ayaklarım su toplamıştı denize girip çıkarken. Terliği yanınıza alıyorsunuz dalga ittirmesin diye 1 metre ileri bırakıyorsunuz o 1 metrede ayaklarınız su topluyor. Yani o kadar taşlık anlayın. İskele diye bir şey yapmışlar ama sanırsın burası Tuzla, Kartal iskelesi. Ne hoteller gördüm kocaman modern bir iskele yapıp üstüne armut koltuk koyan. Hatta üstünde içecek barı olan koca iskeleler gördüm. Bu işte bildiğimiz Tuzla, Kartal iskelesinden hallice.

Barmenlere gelecek olursak. Artık yorgunluktan mıdır bilinmez ama hepsi somurtkan ve suratsızdı. Ben gene de her seferinde insanlık görevimi yapıp teşekkürü ettim. Gerçi onlara hak veriyorum. 2500 kişiye sadece 3 barmen bakıyordu. Çok yoruldukları aşikar.

DJ, arkadaşım çıksa daha çok iş yapardı. Ben hadi bir nebze anlıyorum, DJ'lik yapmıştım zamanında. Arkadaşımın hiç ilgisi yoktur ama o bile buradaki DJ'den daha çok iş yapardı. Virtual DJ programıyla bir şeyler yapmaya çalışan, şarkının tam ortasında bağlama olmadan başka bir parçaya geçen. Bpm ayarlamadan yüksek hızdan yavaş parçaya geçen bir DJ vardı. Sürekli Ankara havası çalardı. Örnek veriyorum Danza Kuduro çalarken bir anda şarkının ortasında kapatıp Ankara'nın bağları çalardı. Bütün yabancılar bir anda ortadan kaybolurlardı. Zaten erkek fazlalığı çok fazlaydı. Mühendislik sınıfımı hatırlattı bana. (85 erkek 5 kız idi sınıfım) Bir ara internetten açıyordu parçaları, bir parçadan diğerine geçerken ikinciyi açıyordu, ikisi de arkada çalarken ilkini kapatıyordu. İki beat aynı anda çalıp kafamızı karıştırıyordu. Bunlar da işte ben DJ'im diye gezinip iş buluyorlar ya ne diyeyim.

Genel not ortalamam yok. Cidden 1 bile veremiyorum. Ben bu zamana kadar yaptığım en kötü tatili yaptım. Eğlence yoktu, abazan beceriksizlerden oluşan bir gruba eğlenceyi emanet etmişler. Hoteldeki master şef değişmiş herhalde yemekleri hep aynıydı ve çok kötüydü. Kaldığımız oda büyüktü ve gene de hotel ortalaması üstünde bir hijyenikliği vardı. 3000 lira verip "paramızla rezil olduk" lafını bizzat yaşadım. Zaten bir hotelde yemek ve eğlence kötüyse zaten paranız boşa gidiyor demektir. Onun yerine 1000lira verip kafanızı dinleyeceğiniz bir yere gidin daha iyi.

Kısa Özet : Crystal Admiral Hotel'den uzak durun! Gitmeyin, tavsiye etmeyin.
 
Profil anonim olsa roman yazarım ben buraya. Böyle bir tanıdık görürse olay çıkar. Neyse beni ağlatan en basit olayı yazayım. Yaşım 15, 2011 ağustosunun başı; 14 yaşındaki ilk aşkım, ilk sevgilim beni benden 10 yaş büyük biriyle aldatıyor. Aldatıyor dediğim el ele falan yakalamıyorum. Bildiğin otelde basıyorum. Yaşım 15 daha; safım, temizim. O yaşıma kadar en çok zoruma giden şey bu oldu. Sonrasında da kimseden daha iyisini görmedim. Dedim ya en basiti bu... :ölü:
 
Profil anonim olsa roman yazarım ben buraya. Böyle bir tanıdık görürse olay çıkar. Neyse beni ağlatan en basit olayı yazayım. Yaşım 15, 2011 Ağustosunun başı; 14 yaşındaki ilk aşkım, ilk sevgilim beni benden 10 yaş büyük biriyle aldatıyor. Aldatıyor dediğim el ele falan yakalamıyorum. Bildiğin otelde basıyorum. Yaşım 15 daha; safım, temizim. O yaşıma kadar en çok zoruma giden şey bu oldu. Sonrasında da kimseden daha iyisini görmedim. Dedim ya en basiti bu... :ölü:

Benim aklıma takılan 14 yaşındaki bir kız daha ergen bile olmamış oluyor ya da daha yeni olmuş oluyor. Nasıl otel odasında kendinden 10 yaş büyük biriyle kalıyor?
 

Geri
Yukarı