@229051 Özür dilenecek bir şey yok. Benim mi tavrım biraz ters anlamıyorum, dediği şeye cevap verdiklerim çoğu zaman agresif değil açıklayıcı verdiğim cevapları yanlış anlıyor. Ben sadece neden insani duyguların inançlarla bağlantısı olmadığını açıkladım.
Not: Bence kullanıcı adımdaki "attack" kısmından öyle bir algı var.
Hâlâ sert tavrımı kabul etmiyormuşum... Mizaç meselesi biraz bu, yoksa kızdığım ya da alındığım bir durum yok ortada.
İlk defa seni anladım desem hep agresif gibi görünmüyordun, isim etkili faktör galiba.
E o zaman filozoflara değinmek yok mu?
Ahlak:
Kişinin doğa ve r toplumda olan ilişkilerini düzenleyen ilke ve kurallar.
Peki evrensel ahlak yasası mümkün mü?
Hedonizm, pragmatizm, egoizm ve anarşizm. Vs utilitarizm, Erdem, entuisyonizm, ahlaki determinizm.
Karar sizin, ne dersiniz? @Yararsız Üye@Jira
Halak; yaratma, halik; yaratıcı, ahlak da mana olarak "yaratılmış"tır. Ayrica "huluk" da etiğin türediği "ethos" gibi karakter manasındadır. "Ahlak"ın bu halinin; halak ve hulukun birlikteliğine, yani karakterin yaratılıştan geldiğine işaret ettiğine Ibn Faris, İbn Cinni, Ragıb el Isfahani ya da Gazzali nin görüşlerinde rastlanabilir.
Ahlakın iki kaynağı mevcuttur. Birincisi din, ikincisi ise toplumun kabulleridir. Kişisel ahlakın sonradan gelişmesi mümkündür. Zannımca problem olan ise evrensel ahlak ile sonradan oluşturulan ahlakın birbirine karıştırılması sonucu, insanın nefsi ile ürettiklerinin evrensel zannedilmesidir. Bu da gayet olasıdır, çünkü insan kolayına geleni seçmeye ve yasa bellemeye yatkındır.
İnsan varoluştan bir ahlak ya da etiğe sahip değildir, hatta bana kalırsa ahlak dinlerden öncesine uzanır( dediğim dönem Karl Jaspers'in 'Eksen Çağı' olarak tanımladığı dönemin öncesidir.) Her dönemin kendine göre 'Ahlak' anlayışı olmuş olup toplumlarinda kendi ahlağı vardır. Henüz ortada tanrı inanci yokken bile. Kabileler toplumun huzurunu bozabilecek durumlara izin vermemek için 'Tabu' kavramını oluşturmuştur. Örnek olarak 'İlyada' ve 'Odysseia' karakterlerin tanımlarına ve devaminda suregelen tragedyalar da başlarına gelen olaylara bakarak, ahlağın nasıl yoğrulduğunu ve dini öğretiler ile günümüzdeki halini almaya başladığını görebiliriz. Tabii bir çok olay eskinin ahlağını ezdi geçti, günümüzde nasıl bir dönüşüm geçirdiği, dekadansa nasıl uğradığını hepimiz biliyoruz, fakat bu bizim aklımıza başka soru getiriyor. İnsan ahlaklı olmaya uygun mu? Bana sorarsanız değil.
Insanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı birtakım tutum ve davranışların tümü.
Evet. Cevrenden gozlemledigin, aldigin egitimlerden ve cevrenden maruz kaldıklarına gore degisir.
Hayir. Aralarında dogrudan hiçbir alaka olmayan degerlerdir. Dinler insanları kısıtlamaktan oteye gidemeyen ogretilerden oluşurken, ahlak insanın özgür iradesinden Doğan bir degerdir.
Oncelik dine onem verenlerin ahlaklarini, oncelik ahlaka onem verenleri zaten goruyoruz.
Bu forumda seviyesiz ve bilgisiz ergenler var. Kim ustune aliniyorsa artik. Ne felsefeden, ne tartismadan, ne saygidan anlıyorlar. Onlarin yuzunden felsefe kategorisi oldu.
@229051 Özür dilenecek bir şey yok. Benim mi tavrım biraz ters anlamıyorum, dediği şeye cevap verdiklerim çoğu zaman agresif değil açıklayıcı verdiğim cevapları yanlış anlıyor. Ben sadece neden insani duyguların inançlarla bağlantısı olmadığını açıkladım.
Not: Bence kullanıcı adımdaki "attack" kısmından öyle bir algı var.
Hâlâ sert tavrımı kabul etmiyormuşum... Mizaç meselesi biraz bu, yoksa kızdığım ya da alındığım bir durum yok ortada.
Oysa çoğu zaman bir şey yazarken klavye başında gülüyorum. Hatta bazı şeyleri forumdan arkadaşlara özelden gösteriyorum, hep birlikte gülüyoruz. Öyle sinir bir durumu yok, şeker gibi adamımdır (2. defa bunu dedim gene tuhaf geldi kulağıma) aslında ama bazen burada yardırsam da gerçekte öyle bir sinir durumu yok. Çok çok ender sinirlendiğim oluyor.
Yalnız itiraf edeyim; gözlemsel, fiziksel ya da matematiksel bir veri ile alakasız tamamen hayal dünyasından "sallanmış" şeyler söyleyenlere yüklenmeyi seviyorum. Fizik kanunlarını hiçe sayıp bir şeyleri iddia edenler bile var...
Oysa çoğu zaman bir şey yazarken klavye başında gülüyorum. Hatta bazı şeyleri forumdan arkadaşlara özelden gösteriyorum, hep birlikte gülüyoruz. Öyle sinir bir durumu yok, şeker gibi adamımdır (2. defa bunu dedim gene tuhaf geldi kulağıma) aslında ama bazen burada yardırsam da gerçekte öyle bir sinir durumu yok. Çok çok ender sinirlendiğim oluyor.
@Yararsız Üye Hocam bunları sizin için demiyorum ancak, din kelimesinin D'sinin geçtiği yerde herkesin kendi inancını mutlaka savunmasından siz sıkılmadınız mı? Şimdi soruda din kelimesi geçiyor ya, uzun uzun karşılıklı konuşanlar dışında çoğu kişi, inanmadığı dine bir kere sallıyor. Bunun olmasına ne gerek var? Ahlakın anlamını ve dinlerden gelip gelmediğini yazsak yeterli olmaz mı? İlla, dinler artık bilimle çürüdü gibi kelimeler kullanıp karşıdaki kişiyi de savunmaya zorlamaya gerek var mı?