Ahlak nedir?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bence ahlak hem doğuştan gelen hem de çevrendekiler ile oluşan bir şey, kendimden örnek veriyim. Adanalıyım buradaki insanları görsen düşünce tarzlarını sen nasıl bu kişilik ile çıktın oradan dersin. Yani bence doğduğun zaman belli bir kalıplaşmış bir düşünce tarzı ile doğarsın. Ama yaşadığın yere göre o düşünce tarzları filizlenir fakat düşünce özgürlüğü olmayan bir yerde zor.


Mesela şey de var bir insan öldürmek kötü bir şey olarak görülür ama eğer öldürdüğün kişi kötü biri ise "oh iyi olmuş" derler o zaman ahlak duygularımıza göre şekillenir o zaman (bence) bir robotun gözünden suç suçtur ne gibi etkenleri olduğu önemsiz sonuç olarak öldürdü mü öldürdü. çok fazla o zaman demişim.

Iste bence yasadigin cevrenin normlarina zamanla adapte olmak zorunda kaliyor insan. Bu baskiyi uzerinde hissediyorsun. Ben kuzenimle bas basa kafeye gidemezdim lise cagindayken, etrafta laf soz olur diye. Sana sacma gelse dahi toplumun normlari bir sekilde dayatiliyor insana. O sebeple ya yasadigin yeri degistirmek zorunda kaliyorsun ya kendini ta da toplumu. Ben hep 1. yi tercih ettim : )
 
Bir hareketin uzun vadede toplum icin daha faydali olacagini bilebilirsek onceden, ki bu pekala bir sey calmak ya da birini oldurmek olabilir, o halde o hareket icin kesin bir sekilde "sonucu iyi oldu" diyebiliriz, degil mi?
Kesinlikle, toplum yargılarına göre olay böyle işliyor. İnsan öldürmek gerek din gerek toplumun ahlaki değerlerine uymaz. Peki memleketine savaş açıp topraklarına giren düşman askerini öldürüp ülkeyi düşman işgalinden kurtardığımızda kimse bize ''ama insan öldürdün'' deyip ahlak bekçiliği yapabilir mi? Yapmaz çünkü sen gerek kısa vadede gerek uzun vadede toplumun yararına bir şey yapmışsın, amaca göre yargılar çok fazla değişebiliyor.

Ornegin benzer bir yaklasim Islam'da da yok mu? Fena bir sey oldugu zaman "Allah'tan kotusu gelmez" denilmez mi? Hani su anda kotu gibi duran bir sey olabilir ama gun olur devran doner ve bu olay bir sekilde iyi bir sonuca baglanir yaklasimi.
Bu da var. Her şerde bir hayır vardır cümlesi de bunu açıklıyor. Örneğin trafikte 30 dakika kaldın. Bu olumsuz bir olay. Bu 30 dakika kalmadığını düşünüp 30 dakika önce gittiğin yerde öleceğini düşündüğümüzde ''olumsuz bir olaydan olumlu sonuç doğduğu'' çıkarıldığı söylenebilir.

Bana kalırsa sabit iyi ve kötüler sadece masallarda olur. İyi ve kötü doğrusal olamaz ve iyi gibi görünen bir şey kötüye yol açarken, kötü gibi görünen bir şey de iyiye yol açabilir. Yoldan sapma her zaman vardır.

Olayları spesifik olarak ele aldığımızda ise bir eylemin yapılış amacına göre değerlendirip ''aa evet, doğru yapmış ya da aa hayır, bu etik değil, ahlaki değerlere sahip değil'' diyebiliyoruz.
Muhabbeti gereksiz uzatiyor gibiysem kusura bakma, tutamiyorum kendimi : )
Est. Olgun kişilerle düzgün tartışma ortamında konuşmak keyifli oluyor. Özellikle ergenlerden gına geldiği bu ortamda. :)
 
Kesinlikle, toplum yargılarına göre olay böyle işliyor. İnsan öldürmek gerek din gerek toplumun ahlaki değerlerine uymaz. Peki memleketine savaş açıp topraklarına giren düşman askerini öldürüp ülkeyi düşman işgalinden kurtardığımızda kimse bize "ama insan öldürdün" deyip ahlak bekçiliği yapabilir mi? Yapmaz çünkü sen gerek kısa vadede gerek uzun vadede toplumun yararına bir şey yapmışsın, amaca göre yargılar çok fazla değişebiliyor.

Bence bu daha çok bizden değilse ne olduğunu umursamamak. Karşı tarafı bir canlı ya da bir insan gibi değil de yaratık gibi gördükleri için, en basit örnek "gavur, gavurun Mali" gibi terimler yani onlar yaratıkmış gibi davranıyorlar. Bunun sebebi biraz din olabilir çünkü "bizim dinimizden olmayanlar kafirdir" gibi şeylerden dolayı.

Est. Olgun kişilerle düzgün tartışma ortamında konuşmak keyifli oluyor. Özellikle ergenlerden gına geldiği bu ortamda.

Abi ne yaptın? Ben de ergenim.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Konuyu dinlere çekme merakınızdan gına geldi artık. Ben de konu başlığını okuyup girerken mutlu şekilde "ne güzel, toplumlar arası ahlaki tabuların farklarından konuşuruz" diyerek girdim. Tartışma direkt başlamış... Her anlamda fanatizmi bırakın da gerçek Dünya toplumları/kabileleri/kültürleri arasındaki farkları konuşalım da ahlak yapısının ne kadar değişken olduğunu tartışalım diyeceğim. 1 sayfa sonra gene birisi gelecek bik bik ötecek konuyu başka yere çekecek.
Konu ahlaksa konu ister istemez inançlara doğru kayıyor.
 
Konu ahlaksa konu ister istemez inançlara doğru kayıyor.
Sence inançsız biri ahlaksız mı oluyor peki? Neyin doğru neyin yanlış, neyin kötü neyin iyi olduğunu ayırt edemiyorlar mı? İnançsız olan biri bunların farkına varabiliyorsa da konunun inançlarla ne kadar bağlantısı olabilir?

Bu soruları sana uzata uzata sorabilirim istersen. Bir kültürün inancına göre evlenen bakire kızlarla ilk önce baba, baba yoksa erkek kardeş, erkek kardeş de yoksa şef önce birlikte oluyor. Onların inancına göre bu doğru olan bir şey, peki "insani" yönden bakarsak bundaki doğruluk payı nedir? İnançlar insanları bunlara sürüklüyorsa, inançlar sağlıklı bir kafa yapısına sahip olmaya engel değil mi? Daha bunun gibi onlarca örnek var ve hepsi de gerçek...

İnançlar değil. Empati, vicdan ve sorgulama yeteneği insanların farkındalığını ve ahlakını oluşturur. Bunlara sahip olmayanları da başkalarının kafasını "ahlak" algısı nedeniyle sırf onunla aynı şeyi düşünmediği için keserken görüyoruz. Geçmişte kendilerinden farklı olanları ateşte yakanları da biliyoruz...
 
Son düzenleme:
  • Beğen
İfadeler: WTC
Sence inançsız biri ahlaksız mı oluyor peki? Neyin doğru neyin yanlış, neyin kötü neyin iyi olduğunu ayırt edemiyorlar mı? İnançsız olan biri bunların farkına varabiliyorsa da konunun inançlarla ne kadar bağlantısı olabilir?

Bu soruları sana uzata uzata sorabilirim istersen. Bir kültürün inancına göre evlenen bakire kızlarla ilk önce baba, baba yoksa erkek kardeş, erkek kardeş de yoksa şef önce birlikte oluyor. Onların inancına göre bu doğru olan bir şey, peki "insani" yönden bakarsak bundaki doğruluk payı nedir? İnançlar insanları bunlara sürüklüyorsa, inançlar sağlıklı bir kafa yapısına sahip olmaya engel değil mi? Daha bunun gibi onlarca örnek var ve hepsi de gerçek...

İnançlar değil, empati, vicdan ve sorgulama yeteneği insanların farkındalığını ve ahlakını oluşturur.

Şu an ki toplum kurallarının bazılarının özü dinlerden bugüne gelmiş olduğu için öyle bir cevap verdim. Yanlış anlaşıldıysam özür dilerim, bir art niyetim yoktu.
 
Ahlak bence nezaket ve hoşgörü gibi nitelikleri kendi içinden geldiği ölçüde diğer bireylere hatta tüm canlılara karşı gösterme çabasıdır. Dayatılamaz ve baskı ile yaptırtılamaz. Çocukken geliştirebildiyse eğer iyi bir empati yeteneği zaten insanı ahlaklı davranmaya yöneltmesi beklenir.
 
@229051 Özür dilenecek bir şey yok. Benim mi tavrım biraz ters anlamıyorum, dediği şeye cevap verdiklerim çoğu zaman agresif değil açıklayıcı verdiğim cevapları yanlış anlıyor. :D Ben sadece neden insani duyguların inançlarla bağlantısı olmadığını açıkladım.

Not: Bence kullanıcı adımdaki "attack" kısmından öyle bir algı var.
Hâlâ sert tavrımı kabul etmiyormuşum... :D Mizaç meselesi biraz bu, yoksa kızdığım ya da alındığım bir durum yok ortada.
 
@229051 özür dilenecek bir şey yok. Benim mi tavrım biraz ters anlamıyorum, dediği şeye cevap verdiklerim çoğu zaman agresif değil açıklayıcı verdiğim cevapları yanlış anlıyor. :D ben sadece neden insani duyguların inançlarla bağlantısı olmadığını açıkladım.

Benim yorumumu etiketlendiği görünce sorular ile birlikte beni hedef alarak yazdığınızı düşünmüştüm, yanlış anlaşılma.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Technopat Haberler

Geri
Yukarı