Ahlakın ilk çıkış biçimi , kendi tahminimce gelişmekte olan ve birden fazla güç dinamiği üstüne kurulmuş basit toplumlardır. (Daha öncesinde birleşmek zorunda kalmamış, bir tehdit veya bir hedef sebebiyle birlik olmaya zorlanmış, aralarında büyük derecede güç/statü farkı bulunmayan kabile/aile tarzında gruplardan oluşan ilkel bir topluluk diyebiliriz)
Her kabilenin kendine has inanışları ve davranışları var . Biraraya geldiklerinde görüyorlarki bazı davranışları (bazı toplumlarda ikili ilişkilerde fiziksel temasın çok önemli olması bazılarında da bunlardan olabildiğince kaçınılması -selamlaşmalarda kendini çok belli eden bir özellik- gibi davranışlar) birbirlerine uymuyor. Bir kabilenin avlanma taktikleri diğer kabileye iğrenç veya saçma gelebilir. Birinde yüksek ve tok bir sesle konuşmak güç gösterisi ve özgüven olarak görülürken diğerinde saygısızlık ve barbarlık olarak görülebilir.
Yukarda bahsettiğim toplum , kuruluşunun ilk dönemlerinde birbirlerinden daha izole bir yaşam sürmeye devam ettiler. Çünkü davranışlarının bazıları birbirlerine uymuyordu. Ortak paydalarda buluştular (savaş/çalışma/işbirliği) ancak sosyal hayatlarını kendi kabilelerinde yaşamaya devam ettiler. Bir sonraki nesilde kabileler evlilik yoluyla kaynaşmaya başladı ve ortak bir kültür oluşturdular. Böyle bir kültürel etkileşimde her zaman bir taraf baskın kalır, diğer taraf asimile olur. Bu toplumun 2. neslinde asimile olan kabilenin diğer kabilenin gözünde "tuhaf/saçma/absürt/iğrenç" olan davranışları birer tabuya dönüştü.
Şimdi bu döngünün yüzyıllarca sürdüğünü düşünün. Onlarca belki yüzlerce kabile zamanla bu ortak toplumun içinde eridi ve asimile oldu. Bazılarının davranışları ve gelenekleri toplumda kabul edildi. Bazı davranışlarda reddedildi. Bu davranışların herbiri halkın ortak çıkarına göre yumuşatıldı, değiştirildi, ötelendi veya yasaklandı. Yani ahlak içindeki yasakların herbiri eskiden asimile olmuş toplumların garipsenen davranışlarıydı. Ahlak çerçevesinde hoş karşılanan davranışlarda , toplumun yasakladığı şeye karşı "hayır kardeşim bu böyle olmalı" dediği yargıdır. Sonuçta bir konuda yasak koyuyorsanız doğrusunu da belirtmeniz gerekir.
Bu ilkelleşmiş toplumumuz gelişip büyüdükçe bu ortak davranışları kabullendi, yasaklı davranışlarda bulunanları toplumdan soyutladı, yaptırım uyguladı, (tabunun büyüklüğüne göre) uzaklaştırdı, öldürdü. Toplum belli bir durağanlığa kavuşunca bu davranışlar gelenekleşti ve sorgulanmadan kabul edilen ortak değerlere dönüştü.
Her toplumun ahlak anlayışı, köklerinde kaç farklı toplumun ne kadar süredir birlikte yaşadığına bağlı olarak evrildi ve farklılaştı.