Aile tarafından sürekli kısıtlanmak

Uzun zamandır aklımda olan bir şeyi aklımda paylaşmak istedim bugün; sürekli kısıtlanmak, önüne engel koyulmak, gerek aile tarafından gerek diğerleri tarafından. İster küçük bir şey olsun, isterse büyük bir şey, bunu hepimiz yaşamışızdır. Mesela küçükken marketten bir çikolata almak istiyorsunuz ve yüksek ihtimalle annenizden: "Hayır, onlar sağlıksız vb." gibi cevaplar alıyorsunuz. Bir kere alınsa ne olacak sanki! Bu, küçük bir örnekti, sürekli kısıtlanıyoruz ve bu bir yerden sonra o kişiden nefret duymama sebep oluyor. Bir diğer örnek ve beni en çok üzen şeylerden biri; bebeklerin evdeki objelerle oynamasının engellenmesi. Elinden çekmeler, önünden almalar, ne yani ağlayınca daha mı iyi oluyor? Bırak kendine zarar vermeyecek bir şeyse oynasın.

Bu benim ailemde fazla yok ama kendi parasıyla alacağı şeylerde bile önüne geçilen gençler var. Neymiş oyuna para(!)verilmezmiş, yok öyle de böyle. Kendi düşüncelerini çocuklarına da empoze etmeye çalışıyorlar ve bir güzel de başarıyorlar diyebilirim. Kendi parası değil mi bırak alsın. Kararlarımız sürekli aile tarafından veriliyor ve bu ilerideki hayatlarımızı da etkiliyor. "Şu gençleri bir rahat bırakın." diye haykırmak istiyorum. Zaten Türkiye gibi bir yerde doğmak yeterince sıkıcıyken bir de sizinle uğraşmayalım!

Yine kendi ailemden örnek vereyim, bilmem sizde de var mı? Bana ve kardeşime sitem ediyorlar, sözlerini dinlemediğimizi, kendi kafamıza hareket ettiğimizden yakınıyorlar ve bunu aileye karşı gelmek olarak nitelendiyorlar. Zaten o karşı gelme lafı beni çileden çıkarıyor, ne yani sizin davranışlarınızı ve kararlarınızı doğru bulmayıp eleştirince karşı mı gelmiş oluyoruz! Onların bazı kararlarını doğru bulmuyorum, bu yüzden kendi yolumu izliyorum. Kendilerini hala 20. yüzyılın ortalarında zannediyorlar. Eskiden aileye karşı gelinmezmiş çünkü ebeveynlerinin kararlarını ve davranışları yanlış da olsa kabul ettikleri için anlattıklarından bu sonuca ulaşıyorum.

Bende durum böyle, bilmem sizde de böyle mi?
Babama sormak yerine crack indiriyorum çünkü çoğunlukla hayır diyor.
 
Babama sormak yerine crack indiriyorum çünkü çoğunlukla hayır diyor.
Ben direk crack satın alıyorum. İndirmek için uzun süre pc başında durmak gerek. Onada izin vermiyorlar. Oyunuda bazen gece kalkıp oynayabiliyorum. Ya da annemi bi' şekilde ikna etmeyi becerebilirsem.
 
Bende eskiden böyleydi ama bu kadar katı değildi. 1-2 senedir rahatım, bu "boomer bozması" aileye denk gelmemişim çok şükür. Bunun asıl sorumluları en kısıtlı büyümek zorunda bırakılan, X kuşağı bireylerinin bir öncesi olan "boomer"lar ve bir kısım cahil yetişen bir Türk toplumuyla bir araya geldiğinde bu oluşuyor. adamın biri sokak röportajında diyor ki "şimdiki gençlerin elinde son model telefonlar var". Sonra oradaki gençler de "al bak, benimkinin köşesi kırık, benimki 1-2 yıllık telefon" diyor. Sonra da adam "kırmasaydın" diyor. Ulan insanlık hali, kırılabilir. Ayrıca genelde herkesin elinde 2-3 belki de 4 yıllık telefonlar var. Ben hala 5S kullanıyorum, buna bile sesim çıkmıyor. Ayrıca şiddete de başvurabiliyorlar. Hatta yine bir röportajda şehit çocuğuna "hain" ve sen şehit çocuğusun diye bir şeye karışamazsın diyor. Ulan babası ülke için canını vermiş. Onun sayesinde bugün rahat uyuyup yaşıyorsun. Bazen düşünüyorum da, bunları bir yere toplayıp... Neyse, sonra caniye dönüşürüm. Efendiliğimi bozmayayım. Onun yerine karşılarına çıkıp hakkımı savunurum, eğer saldırmaya kalkarlarsa yaşlı olup olmadığını dinlemem, direkt amel defterlerini kapatırım. Ha, kahvehanedir adamlar topluca saldırırlar o bile bana işlemez, gözüm döndü mü ve kaşınırlarsa da kimse onları benim elimden alamaz. Laflarım ve icraatlerimle gerekirse kaba kuvvetle derslerini veririm.

Kısacası tek bir sözüm var: "biz aykırı değiliz, siz kabullenemiyorsunuz." artık yeter! Şunu kalın ve boş kafanıza sokun, yoksa biz sokmasını biliriz.

Parti kur oy verelim.
Parti kur oy verelim.

Çok saçma oldu ama ne demek istediğimi anlamışsınızdır umarım :D
 
Uzun zamandır aklımda olan bir şeyi aklımda paylaşmak istedim bugün; sürekli kısıtlanmak, önüne engel koyulmak, gerek aile tarafından gerek diğerleri tarafından. İster küçük bir şey olsun, isterse büyük bir şey, bunu hepimiz yaşamışızdır. Mesela küçükken marketten bir çikolata almak istiyorsunuz ve yüksek ihtimalle annenizden: "Hayır, onlar sağlıksız vb." gibi cevaplar alıyorsunuz. Bir kere alınsa ne olacak sanki! Bu, küçük bir örnekti, sürekli kısıtlanıyoruz ve bu bir yerden sonra o kişiden nefret duymama sebep oluyor. Bir diğer örnek ve beni en çok üzen şeylerden biri; bebeklerin evdeki objelerle oynamasının engellenmesi. Elinden çekmeler, önünden almalar, ne yani ağlayınca daha mı iyi oluyor? Bırak kendine zarar vermeyecek bir şeyse oynasın.

Bu benim ailemde fazla yok ama kendi parasıyla alacağı şeylerde bile önüne geçilen gençler var. Neymiş oyuna para(!)verilmezmiş, yok öyle de böyle. Kendi düşüncelerini çocuklarına da empoze etmeye çalışıyorlar ve bir güzel de başarıyorlar diyebilirim. Kendi parası değil mi bırak alsın. Kararlarımız sürekli aile tarafından veriliyor ve bu ilerideki hayatlarımızı da etkiliyor. "Şu gençleri bir rahat bırakın." diye haykırmak istiyorum. Zaten Türkiye gibi bir yerde doğmak yeterince sıkıcıyken bir de sizinle uğraşmayalım!

Yine kendi ailemden örnek vereyim, bilmem sizde de var mı? Bana ve kardeşime sitem ediyorlar, sözlerini dinlemediğimizi, kendi kafamıza hareket ettiğimizden yakınıyorlar ve bunu aileye karşı gelmek olarak nitelendiyorlar. Zaten o karşı gelme lafı beni çileden çıkarıyor, ne yani sizin davranışlarınızı ve kararlarınızı doğru bulmayıp eleştirince karşı mı gelmiş oluyoruz! Onların bazı kararlarını doğru bulmuyorum, bu yüzden kendi yolumu izliyorum. Kendilerini hala 20. yüzyılın ortalarında zannediyorlar. Eskiden aileye karşı gelinmezmiş çünkü ebeveynlerinin kararlarını ve davranışları yanlış da olsa kabul ettikleri için anlattıklarından bu sonuca ulaşıyorum.

Bende durum böyle, bilmem sizde de böyle mi?

Şeker er*inden daha fazla bağımlılık yaptığı ve zarar veren bir şey olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. En başta farelere eroin ve şeker tattırıldı ve ikisinden de belirli miktarda ortama konmaya başlandı. Sonuçlara bakıldı ki eroin yerine sürekli şekeri yiyorlar. Diğer bilimsel deneylerde de insanların çoğunlukla yediği ama içeriğinde kaç küp şeker olduğunu bilmediği ya da öğrenmek istemediği şeyleri küp şeker şeklinde yemeye başladı. Aynı zamanda önceden yaptığı Spor'un iki katını yapmasına rağmen sonuçlarda, eğer böyle yemeye devam ederse kalp yağlanmasından tutun da karaciğer yağlanmasına kadar gideceği yönünde bulgular bulundu.

Şimdi herkes diyecek ki tek çikolatadan ne olacak? O zaman "tek er*inden ne olacak" diyen bir düşünceye sahipsinizdir.

Oyunlar tamamen dopamin bağımlılığı adına yapılmış yazılımlardır ve tamamen bağımlılığımıza odaklanır. Eskiden oyun bağlısı birisi olarak söylüyorum ki bazen benim bile oyun oynayasım geliyor ama hemen o düşünceden çıkıp farklı ve yararlı bir şeyler yapmaya çalışıyorum. O kadar büyük bir bağımlılık olduğunu oyunları bıraktıktan sonra anladım. Eğer bağımlılık değil diyorsanız 1 sene oynamamayı deneyin ve sonuçları görün :). Tabii ki bağımlılık düşüncesini bildiğim için kesinlikle iknar edeceksiniz :). Bu psikoloji er*in vb. bağımlıklarını yaşayanlarda da varmış.

Benim ailemde de böyle durumlar olabiliyor ama onların söylediği sözler doğru olsa da bize yanlış geliyor olabilir ve böyle bir durumda dikkatli olup söylediği sözlerin doğruluğundan emin olmamız gerekiyor. Yani söyledikleri şeyler bizim iyiliğimiz için olabilir. Tabii ki yanlış söyleyeceği sözler olacaktır ve bu konuda ki karşıt düşüncelerinizi onlarla paylaşarak tartışma ortamıyla birlikte çözüme kavuşturabileceğiniz kanısındayım.
 
Uzun zamandır aklımda olan bir şeyi aklımda paylaşmak istedim bugün; sürekli kısıtlanmak, önüne engel koyulmak, gerek aile tarafından gerek diğerleri tarafından. İster küçük bir şey olsun, isterse büyük bir şey, bunu hepimiz yaşamışızdır. Mesela küçükken marketten bir çikolata almak istiyorsunuz ve yüksek ihtimalle annenizden: "Hayır, onlar sağlıksız vb." gibi cevaplar alıyorsunuz. Bir kere alınsa ne olacak sanki! Bu, küçük bir örnekti, sürekli kısıtlanıyoruz ve bu bir yerden sonra o kişiden nefret duymama sebep oluyor. Bir diğer örnek ve beni en çok üzen şeylerden biri; bebeklerin evdeki objelerle oynamasının engellenmesi. Elinden çekmeler, önünden almalar, ne yani ağlayınca daha mı iyi oluyor? Bırak kendine zarar vermeyecek bir şeyse oynasın.

Bu benim ailemde fazla yok ama kendi parasıyla alacağı şeylerde bile önüne geçilen gençler var. Neymiş oyuna para(!)verilmezmiş, yok öyle de böyle. Kendi düşüncelerini çocuklarına da empoze etmeye çalışıyorlar ve bir güzel de başarıyorlar diyebilirim. Kendi parası değil mi bırak alsın. Kararlarımız sürekli aile tarafından veriliyor ve bu ilerideki hayatlarımızı da etkiliyor. "Şu gençleri bir rahat bırakın." diye haykırmak istiyorum. Zaten Türkiye gibi bir yerde doğmak yeterince sıkıcıyken bir de sizinle uğraşmayalım!

Yine kendi ailemden örnek vereyim, bilmem sizde de var mı? Bana ve kardeşime sitem ediyorlar, sözlerini dinlemediğimizi, kendi kafamıza hareket ettiğimizden yakınıyorlar ve bunu aileye karşı gelmek olarak nitelendiyorlar. Zaten o karşı gelme lafı beni çileden çıkarıyor, ne yani sizin davranışlarınızı ve kararlarınızı doğru bulmayıp eleştirince karşı mı gelmiş oluyoruz! Onların bazı kararlarını doğru bulmuyorum, bu yüzden kendi yolumu izliyorum. Kendilerini hala 20. yüzyılın ortalarında zannediyorlar. Eskiden aileye karşı gelinmezmiş çünkü ebeveynlerinin kararlarını ve davranışları yanlış da olsa kabul ettikleri için anlattıklarından bu sonuca ulaşıyorum.

Bende durum böyle, bilmem sizde de böyle mi?
Bu saf takıntı bana kalırsa, korumacı ve öğretici, 'senin iyiliğin icin' diye bir tutum adı altında birisi üzerinde baskı kurmak ve yönlendirmek. En azından belli bir dönem boyunca yaşanmış olması, yaşanıyor oluşu sürekliligi ve bu şekilde ortaya çıkıyor oluşu bunu takıntı hâline getiriyor bence.

Ve evet türk ailelerinin çoğu böyle yada neredeyse bütün aileler böyle diyerek biraz normalleşmiş oluyor bu durum. Zaten böyle bir şey başa geldiğinde yapılan ilk şey bir normalleştirme sürecine sokabilmek adına yol aramak oluyor gibi.
 

Geri
Yukarı