Çözüldü Altın gibi değerli metallerin sentezi mümkün müdür?

Bu konu çözüldü olarak işaretlenmiştir. Çözülmediğini düşünüyorsanız konuyu rapor edebilirsiniz.

mustaine

Megapat
Katılım
11 Nisan 2020
Mesajlar
7.439
Çözümler
58
Yer
Anaheim, Los Angeles, CA
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Merhabalar,

Bugün kimya çalışırken ansızın aklıma geldi. Acaba altın gibi değerli metalleri sentezleyebilir miyiz? Bazı kaynaklardan baktığıma göre 1941 yılında nötron aktivasyonu ile Cıva'dan elde edilmiş ancak anladığım kadarıyla bu yeni "altın"ın tüm izotopları radyoaktifmiş. Başka bir yöntemi ise Platin ve Cıva'yı belirli bir miktar radyasyona maruz bırakmakmış (Irradiation). Anladığım kadarıyla bu nötron aktivasyonu ile aynı yola çıkıyor ama pek bilemiyorum. Büyük ihtimalle bu işlemler ortaya çıkacak metalden yüzlerce kat daha pahalıya mal olur ama şu anda fiziken böyle bir şey mümkün müdür? Makalelerden ve çok farklı yazılardan bu bilgileri edindiğimden ve haliyle böyle geniş bir konuyu yabancı bir dilde okuduğumdan dolayı bazı yerleri yanlış anlamış hatta yanlış yorumlamış olabilirim. Şimdiden teşekkürler.

@W.Heisenberg hocam kimya ile ilgileniyordu sanırım. Biraz fizik ama sizin de fikirlerinizi almak beni mutlu eder.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Çözüm
Merhabalar,

Bugün kimya çalışırken ansızın aklıma geldi. Acaba altın gibi değerli metalleri sentezleyebilir miyiz? Bazı kaynaklardan baktığıma göre 1941 yılında nötron aktivasyonu ile Cıva'dan elde edilmiş ancak anladığım kadarıyla bu yeni "altın"ın tüm izotopları radyoaktifmiş. Başka bir yöntemi ise Platin ve Cıva'yı belirli bir miktar radyasyona maruz bırakmakmış (Irradiation). Anladığım kadarıyla bu nötron aktivasyonu ile aynı yola çıkıyor ama pek bilemiyorum. Büyük ihtimalle bu işlemler ortaya çıkacak metalden yüzlerce kat daha pahalıya mal olur ama şu anda fiziken böyle bir şey mümkün müdür? Makalelerden ve çok farklı yazılardan bu bilgileri edindiğimden ve haliyle böyle geniş bir konuyu yabancı bir dilde okuduğumdan dolayı bazı yerleri yanlış anlamış hatta yanlış yorumlamış olabilirim. Şimdiden teşekkürler.

@W.Heisenberg hocam kimya ile ilgileniyordu sanırım. Biraz fizik ama sizin de fikirlerinizi almak beni mutlu eder.
Dediğiniz deneylerde aşırı yüksek seviyede radyasyon kullanılmıştır. Ki bu kadar altın için çok gereksiz. Bunun yerine kolloidal altın sentezi yapılabiliyor ama ne yazık ki içindeki altın nanometrelerde.


Bazı deneylerde bombardıman kullanılmıştır fakat iyi sonuç vermemiştir. Sorunuza dönersek şimdilik(teknolojinin bu senesinde) altın yapmak bizi yüzbin dolarlarca zarara sokuyor, sokmasıyla kalmıyor aşırı tehlikeli oluyor. İlerde ne olacak/olur emin değilim.

Ayrıca Irradiatoin yöntemi kullanılarak yapılan deney zararsız/orta zararlı bir altın yapabilir fakat çok pahalıya patlar.
Merhabalar,

Bugün kimya çalışırken ansızın aklıma geldi. Acaba altın gibi değerli metalleri sentezleyebilir miyiz? Bazı kaynaklardan baktığıma göre 1941 yılında nötron aktivasyonu ile Cıva'dan elde edilmiş ancak anladığım kadarıyla bu yeni "altın"ın tüm izotopları radyoaktifmiş. Başka bir yöntemi ise Platin ve Cıva'yı belirli bir miktar radyasyona maruz bırakmakmış (Irradiation). Anladığım kadarıyla bu nötron aktivasyonu ile aynı yola çıkıyor ama pek bilemiyorum. Büyük ihtimalle bu işlemler ortaya çıkacak metalden yüzlerce kat daha pahalıya mal olur ama şu anda fiziken böyle bir şey mümkün müdür? Makalelerden ve çok farklı yazılardan bu bilgileri edindiğimden ve haliyle böyle geniş bir konuyu yabancı bir dilde okuduğumdan dolayı bazı yerleri yanlış anlamış hatta yanlış yorumlamış olabilirim. Şimdiden teşekkürler.

@W.Heisenberg hocam kimya ile ilgileniyordu sanırım. Biraz fizik ama sizin de fikirlerinizi almak beni mutlu eder.
Dediğiniz deneylerde aşırı yüksek seviyede radyasyon kullanılmıştır. Ki bu kadar altın için çok gereksiz. Bunun yerine kolloidal altın sentezi yapılabiliyor ama ne yazık ki içindeki altın nanometrelerde.


Bazı deneylerde bombardıman kullanılmıştır fakat iyi sonuç vermemiştir. Sorunuza dönersek şimdilik(teknolojinin bu senesinde) altın yapmak bizi yüzbin dolarlarca zarara sokuyor, sokmasıyla kalmıyor aşırı tehlikeli oluyor. İlerde ne olacak/olur emin değilim.

Ayrıca Irradiatoin yöntemi kullanılarak yapılan deney zararsız/orta zararlı bir altın yapabilir fakat çok pahalıya patlar.
 
Son düzenleme:
Çözüm
Dediğiniz deneylerde aşırı yüksek seviyede radyasyon kullanılmıştır. Ki bu kadar altın için çok gereksiz. Bunun yerine kolloidal altın sentezi yapılabiliyor ama ne yazık ki içindeki altın nanometrelerde.


Bazı deneylerde bombardıman kullanılmıştır fakat iyi sonuç vermemiştir. Sorunuza dönersek şimdilik(teknolojinin bu senesinde) altın yapmak bizi yüzbin dolarlarca zarara sokuyor, sokmasıyla kalmıyor aşırı tehlikeli oluyor. İlerde ne olacak/olur emin değilim.

Hocam peki bu bombardmandan ben yazımda da bahsetmiştim. Bu olay sonucunda açığa çıkan altın, gerçekteki altınla tıpatıp aynı mı? Gerek karakteristik olarak olsun, gerek ise yapı olarak? Ayrıca bu altın "sentezinin" sonucunda radyoaktif olması bizim için bir sorun arz eder mi? Yüksek bir radyoaktiviteden mi bahsediyoruz? Sonuçta radyasyon her zaman var. Önemli olan şiddeti. Yanlışım varsa düzeltin lütfen.
 
Hocam peki bu bombardmandan ben yazımda da bahsetmiştim. Bu olay sonucunda açığa çıkan altın, gerçekteki altınla tıpatıp aynı mı? Gerek karakteristik olarak olsun, gerek ise yapı olarak? Ayrıca bu altın "sentezinin" sonucunda radyoaktif olması bizim için bir sorun arz eder mi? Yüksek bir radyoaktiviteden mi bahsediyoruz? Sonuçta radyasyon her zaman var. Önemli olan şiddeti. Yanlışım varsa düzeltin lütfen.
Hayır, gerçekteki altınla tıpatıp aynı değil. Şu anki teknoloji ile normal altın ile tıpatıp aynı altın üretmek imkansıza yakın denebilir hatta. Radyasyon bir insanı rahat rahat öldürecek kadar yüksek olur.

Hocam eğer doğal altın üretmek isterseniz, Wiki'den kısa bir kesit:

Metalik altın içeren cevherlerden altın elde etmek için altın içeren küçük kuvars parçaları öğütme değirmenlerinde hamur haline getirilir. Bu hamur içinde altın tanecikleri kolloidal halde dağılır. Buradaki ürün malgama tekniği ile ayrıştırılır. Malgamalanmış hamurun konsantrasyonu arttırılarak çok seyreltik sodyum siyanür çözeltisiyle işlenir. Sodyum siyanür altın ile reaksiyona girerek kompleks bileşik meydana getirir:

4 NaAu(CN)2 + 4 NaOH → 4 Au + 8 NaCN + 2 H2O + O2

Kompleks bileşikteki altın metalik çinko ile çöktürülür:

2 Na + 2 Au(CN)2 + Zn → 2 Au + Na2Zn(CN)4

Bu çökeltideki altın ve gümüş dışındaki maddeler, Kal metoduyla alınır. Gümüş de nitrik ve sülfürik asit etkisiyle çözülerek geriye saf altın kalır.
 
Son düzenleme:
Bazı soruların cevabı matematikte soru çözmeye benzer. Matematiğin bir kısmı soyut bir kısmı da somut olarak kullanılır. Soyut kısmı gerçek hayata uyarlaman mümkün değildir. Örneğin tabağınızda 2 elma olsun. Matematikte 2 birim elmanız var. 1 elma yediniz 2-1 = 1 oldu, gerçekte de kaldı 1 elma. Matematikte 1 elmanın 2'sini yediniz, 1-2=-1 elma kaldı, ancak gerçekte 1 elmayı yedinizmi olay biter. Olmayan elmayı yeyip -1'e inemezsiniz. Ya da tam tersi gerçekte mümkün olan matematikte mümkün olmayabilir. Felsefede meşhur paradoksların bazıları matematikle türemiştir. Mesela atılan bir ok hedefe asla ulaşamaz matematiksel bir hesaba göre. Çünkü önce atılan yolun yarısını gitmeli ok önce, sonra kalan yolun yarısını, sonra kalan yarısını... Yani sonsuza kadar kalan yol ve yarısı olacaktır. Ve sonsuza ulaşmak matematikte mümkün değildir. Gerçekte ise atılan ok hedefe ulaşır ve saplanır.
Böyle anlatarak başlamak istedim çünkü bazı şeyleri hesaplamak mümkün olsa bile gerçekleştirmesi mümkün değildir; bazı şeyleri de hesaplamak mümkün olmasa bile gerçekleştirmek mümkündür. Sadece altın üretmek için veya kimya biliminde kullanım için değil her türlü bilimsel işlemde de bu geçerlidir. İnsanoğlu geçmişten bugüne hesap ederek, ölçerek, gözlemleyerek, deney yaparak bilimde büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Bunu soyut olarak düşünecek olursak; her zaman içinde bulunduğu kendine dar gelen çemberi genişleterek devam etmiştir. Ancak çember asla ortadan kalkmaz, ne kadar genişlerlerse genişlesin hep bir sınır etrafta olacaktır. Çünkü bulunan her cevap daha fazla soruya yol açıyor. Bugüne kadar bilimin ilerlemesi insanoğlunun daha önce tanışmadığı veya ulaşmasının mümkün olmadığı yerler, elementler, enerji türleri, vs. ile hızlaranarak devam etti. Günümüzde ise yeni bir tür element bulunarak teknoloji ilerlemiyor, var olanlardan türetilmeye çalışılıyor. Yani anlatmaya çalıştığım insanoğlu uzunca bir süre keşif ve tüketim ile ilerlemeye çalıştı. Yakın tarihte ise keşifler neredeyse durdu, artık türeterek ilerliyor bilim. Belki hâlâ keşfedilecek çok şey vardır ancak şu anda özellikle teknoloji türetmek veya var olanı geliştirmek üzerinde ilerliyor. Bu durumu da açıklama için şöyle bir örnek vereyim: İnsanların ortalama yaşam süreleri bilim sayesinde uzayabilir. Daha sağlıklı, hastalıklara karşı daha bağışık bir dünyaya kavuşabiliriz. Ancak ölüme bilim engel olamaz. Ölüm çizgisiyle yaşamın bilimle ilerlemesini grafik haline getirsek galiba sonsuza kadar artarak çoğalıp da ölümün çizgisiyle sonsuzda kesişen bir eğriyle anlatabilirim.
 

Geri
Yukarı