Serotonin düşüklüğü halen hipotez ile açıklanıyor
Depresif bozukluğu olan kişilerde hangi beyin bölümlerinin daha fazla, hangilerinin az çalıştığı, hangi moleküler yolakların aktifleşip hangilerinin azaldığı biliniyor. Hipotezden ibaret falan değiller. Gün geçtikçe daha çok şey aydınlatılıyor. Kortizol, serotonin, dopamin, bozuklukları, glutamaterjik sistemin disfonksiyonu, amigdalada aktivite elevasyonu, buna karşılık hipokampüs aktivitesinde depresyon görüldüğü, ilerleyen dönemlerde belirli bölgelerde hücre atrofileri görülebildiği biliniyor. Bunlar ve daha birçok mekanizması hem insanlarda fonksiyonel MR çalışmalarında hem de laboratuvarda deney hayvanları üzerinde çalışılıp kanıtlanan şeyler. Öyle oturduğunuz yerden "serotonin düşüklüğü hipotez" demekle olmuyor. Olay sadece serotonin de değil zaten.
Sizin yaptığınız tek şey ilaç şirketi, "big pharma" komplosu üretip yaymaktan ibaret. Ne doğru düzgün bilginiz var ne de söylediklerinizin yarattığı tehlikeden haberiniz.
Orta-ağır depresyonu olanlarda mutlaka ilaç kullanılması gerektiği, ilacın kişinin klinik durumuna ve ruh durumuna fayda sağladığı, intiharı önlediği (şimdi gelip yan etkisi intihar demeyin, bir grup hastada, <24 yaş, tedavi başlangıcı ve bitişinde intihar olasılığını arttırma ihtimali var sadece bazı antidepresanların, gerekli sorgulamalar yapılıp ve önlemler de alınıyor zaten), kişinin yaşam kalitesini arttırdığı, tecrübe ve kanıtlarla sabit bir şey. Orta-ağır depresyon dediğiniz şey öyle 2-3 psikolog YouTube videosu izleyerek geçirilebilecek bir şey değildir. Tıpta hiçbir şey, yeterli kanıt ve tecrübe olmadan kolay kolay kullanılmaz. Antidepresan kullanımının depresyon ataklarını azalttığı, depresyon tedavisinde faydalı olduğu kanıtlanmış, büyük hasta gruplarında gösterilmiş ki bu kadar yaygın bir şekilde öneriliyor.
Yine tıp biliminde hiçbir yöntem %100 garantili değildir. İlaçtan fayda görmüyorsanız, ilacınız değişir, yanına psikoterapi eklenir, yanına elektokonvülsif tedavi eklenir, doktorunuzun sizinle ilgilenmediğini düşünüyorsanız doktorunuz değişir. Kısa süreli ilaç tedavisiyle depresyonunu atlatan, ardından bir daha ilaç ihtiyacı olmayan birçok insan olduğu gibi, ne ilaçlardan ne terapiden bir türlü fayda göremeyen insanlar da olacaktır.
Aramızdaki fark ise şu: Siz, kendiniz ve çevrenizdeki sınırlı sayıda bir grup insanın deneyimlerini genelliyorsunuz. Tıp bilimi ise her sene önüne gelen milyonlarca hastanın deneyimine, gerçekleştirilen onlarca çalışmanın sunduğu bilgi birikimine sahip. Siz yerinizde otururken, psikoloji ve psikiyatri bilimi insanların sorunlarını aydınlatmak için sürekli araştırma yapıyor, sürekli çalışıyor.
Kendinize gelin, insanların tedavilerine engel olmayın. Her kişi, her depresyon vakası farklıdır. Hepsi kendi özelinde değerlendirilir.
Psikiyatrinin baktığı onlarca bozukluk var. Psikiyatriyi "antidepresan reçetesine kaşe basmaktan" ibaret sanıyorsanız, kendinizi komik duruma düşürmek dışında bir işe yaramıyorsunuz demektir.
Sizi iyileştiren, işinizi yarayan yöntemleri önermeye devam edin, ama insanların tedavisine engel olmayın. Çünkü o insanlar sizin önerileriniz yüzünden zarar gördüğünde, sorumlusu siz olacaksınız, ama onların yardımına yine psikologlara ve psikiyatristler koşacak. İnsanları sizin gibiler psikiyatristlere karşı doldurduğu için, her sene kaç insan ihtiyacı olan yardımı alamıyor haberiniz var mı? Sizin gibiler yüzünden oluşan "işe yaramaz deli doktoru" damgası yüzünden psikiyatristlere gitmeye çekinen insanlar neler çekiyor haberiniz var mı?