Sürprizbozan BioShock İnceleme

Bu konuda spoiler olduğundan sürprizbozan olarak işaretlenmiştir. Spoiler olmadığını düşünüyorsanız konuyu rapor edebilirsiniz.
Metacritic'te yaptığım BioShock incelemesini 5000 karakter sınırına takılmadan buraya aktarmak istedim. İncelemede hikayedeki heyecanı ortadan kaldıracak bilgiler bulunuyor.

BIOSHOCK İNCELEME


Distopyaları sevenler için muhteşem bir Birinci Şahıs Nişancı oyunu.



BioShock-promo-featured-image-min.jpg



Giriş Kısmı ve Hikaye:


BioShock oynadığım en farklı Birinci Şahıs Nişancı oyunlarından biri. Günümüz standartları için biraz eskimiş ve 13 senelik bir oyun olsa da ben oynarken oldukça keyif aldım. Özellikle Rapture'ın atmosferi inanılmaz, oyun Rapture atmosferi ile birlikte distopyayı oyuna muhteşem bir şekilde aktarmış. Hikaye olarak da bu oyunu kendisine yakın tarihlerde çıkan diğer muadil Birinci Şahıs Nişancı oyunlarına göre daha başarılı bulduğumu söylemeliyim. Oyun hikaye konusunda bir başyapıt değil fakat dediğim gibi başarılı. Elbette oyunun eksikleri de var, biraz da onlardan bahsedeyim.


Ana karakterimizin hiç konuşmaması ve bir kişiliğe sahip olmaması bana kalırsa en büyük eksiklik. Ortada fena olmayan bir hikaye var, fazla derin olmasa bile en azından bir benliğe sahip bir ana karakter konularak hikaye taçlandırılabilirdi ama bunu yapmamayı tercih etmişler. Ayrıca hikaye anlatımı konusunda da bazı sıkıntılar mevcut. Hikayeyi ve karakterleri tam olarak anlayabilmemiz içi sağdan soldan topladığımız kasetleri dinlememiz gerekiyor, bunlar da zorunlu olmadığı ve oyun tarafından bize gösterilmediği için ilk oynayışta hikayeyi anlamayı biraz zorlaştırıyor. Bunun yerine daha az zahmet verici ve sadece ana hikayeyi takip ederek tüm soru işaretlerini anlamamı sağlayan bir hikaye anlatımını tercih ederdim. Daha fazla uzatmadan hikayeyi kısaca anlatmaya başlayayım, incelemede hikayedeki kilit kısımları da anlatacağımın uyarısını bir kere daha yapıyorum.


1626689299513.png



Rapture, bir iş adamı olan, diğer ülkelerden ve şehirlerden bağımsız bir ütopya kurmak isteyen Andrew Ryan tarafından kurulmuştur. Şehrin kurulması ve suyun altına araştırmalar yapılması sonucu "Adam" isminde bir plazmit keşfedilir. Su altındaki canlılardan elde edilen Adam, insanlar tarafından kullanılınca kullanan kişiye bazı insanüstü yetenekler kazandırmaktadır. Rapture'daki karışıklıkların ve ayrımcılıkların artmasından dolayı iş adamı Frank Fontain, şehirdeki alt sınıfı örgütleyerek Andrew Ryan'ı ortadan kaldırmayı ve Rapture'ın yönetimini ele geçirmeyi planlamaktadır. Fontain, Dr. Tenenbaum isimli bir profesör ile anlaşarak plazmitleri ucuz maliyetle seri üretime geçirmek için bir iş yeri açar. Bunu yapabilmek için de küçük kızlar kullanılır. Kullanılacak olan kızların vücuduna plazmit çıkarılan canlılar entegre edilir ve bu kızlara "Küçük Kız Kardeşler" adı verilir.


1626691422539.png




Fontain zamanla plazmit kullandırttığı mutasyona uğramış insanları kullanarak Andrew Ryan'a karşı savaş açar, ancak Fontain'in savaş sırasında öldürüldüğü söylenir. Fontain'in ölümünden sonra Ryan, Fontain'in kurduğu tüm plazmit işletmelerini sahiplenir. Fontain'in ölümü ardından bir süre daha eskisi gibi Rapture'da rakipsiz kalan ve istediği gibi at koşturan Ryan, yine alt sınıftan kendisine savaş açan Atlas isimli bir düşmanla karşılaşır. Atlas, Küçük Kız Kardeşler'i ele geçirmek istemektedir, bunun üzerine Ryan, zırhla donatılmış ve plazmit güçleri ile mutasyona uğramış "Koca Babalar" ismindeki koruyucuları Küçük Kız Kardeşler'e göz kulak olması için görevlendirir. Rapture'ın geçmişi bu şekildedir.


1960 yılında ana karakterimiz Jack'in uçağının okyanusa düşmesi ile hikayenin bizim dahil olduğumuz kısmı başlar. Uçak düştükten sonra sağ kurtulan Jack, yakındaki bir deniz fenerine doğru yüzmeye başlar. Buraya geldikten sonra bir batısfer ile karşılaşan Jack, batısfere binip Rapture'a giriş yapar. Rapture'a ilk geldiği andan itibaren Atlas onunla iletişime geçer ve ona rehberlik yapar. Aynı zamanda Atlas, şehrin yöneticisi Andrew Ryan'ın zalim biri olduğunu söyler ve onu ortadan kaldırmak için Jack'ten yardım ister. Jack, Atlas'a yardım eder ve onun işlerini yapmaya, Andrew Ryan'ın adamlarını ortadan kaldırmaya başlar. Şehrin yöneticisi Andrew Ryan'a gelene kadar çeşitli düşmanları öldürüldükten sonra sonunda Ryan ile hesaplaşma vakti gelir.


1626697928382.png




Ryan bizi aslında kendini Atlas diye tanıtan Frank Fontain'in yarattığını söylüyor. Kanıt olarak da "rica etsem" kelimesini bizim üzerimizde kullanıyor. Fontain, bizi "rica etsem" kelimesine itaat etmek için yaratmış. Yani biz bir tür köle gibi bir şeyiz. Birisi bizden bir şey isteyip "rica etsem" kelimesini kullanınca o şeyi istesek de istemesek de yapıyoruz. Ryan doğru söylediğini kanıtlamak için bize "rica etsem geri çekil" diyor, geri çekiliyoruz, "rica etsem dur" diyor, duruyoruz ve "rica etsem koş" diyor, birden koşmaya başlıyoruz. En sonunda Ryan "rica etsem öldür" diyor ve kendini bize öldürterek intihar ediyor, Jack (biz) Ryan'ı golf sopasıyla döve döve öldürüyor. Ardından Atlas telsize çıkıyor ve önceden Ryan'ın bölgesini patlatmak içi hazırladığımız bombayı çekirdeğe yerleştirmemizi söylüyor. Gidip bombayı çekirdeğe yerleştiriyoruz ve ardından Atlas tekrar telsize çıkıyor, iyi bir köle olup her söylediğini yerine getirdiğimiz için bizimle dalga geçerek teşekkür ediyor, aynı Ryan'ın bize söylediği gibi Atlas bize kendisinin Atlas değil Frank Fontain olduğunu ve tüm bunları Rapture şehrinin tek hakimi olmak için bize yaptırdığını söylüyor. Bundan sonra bombanın etkisi ile ölmemek için kaçmaya başlıyoruz ancak bomba patladıktan sonra etkileniyoruz ve bayılıyoruz. Biz bayıldıktan sonra Dr. Tenenbaum bizi buluyor ve bize Fontain'den intikam alma konusunda yardım edebileceğini söylüyor. Fontain'in Jack'i küçükken annesinden kaçırdığını ve onu Ryan'a karşı kullanabilmek için genetiğini değiştirdiğini söylüyor.



İlk iş olarak Tenenbaum, Fontain'in üzerimizde hala etkisi olduğunu ve "rica etsem" kelimesinin hala işe yaradığını söylüyor. Bundan dolayı ilk olarak bizi Fontain'e kölelik yapmaktan kurtaracağını söylüyor ve gerekli malzemeleri aldıktan sonra kölelikten kurtuluyoruz. Fakat yaptığımız ilacın yan etkileri de oluyor ve oyuncu bir süreliğine plazmit seçemiyor, plazmitleri rastgele kullanmak zorunda kalıyor. En sonunda Koca Baba kılığına girip Küçük Kız Kardeşler'in yardımı ile intikam almak için Fontain'in bulunduğu yere ulaşıyoruz. Burada Fontain'in plazmitleri kendi üzerinde kullandığını ve çok güçlü bir mutanta dönüştüğünü görüyoruz. Ardından Jack ile Fontain mücadele ediyor. Küçük Kız Kardeşler'in olaya dahil olması ile Jack, Fontain'in işini bitiriyor. Hikaye buradan sonra oyunda yaptıklarımıza göre 3 farklı şekilde bitebiliyor;

  • Oyuncu karşılaştığı tüm kızları kurtardıysa oyun iyi sonla biter ve Jack bu kızları evlatlık edinir, daha sonra Jack yaşlanıp öleceği zaman kızlar onun yanında olurlar.
  • Oyuncu karşılaştığı en az bir kızı hasta ederse oyun kötü sonla biter, Jack kızlardan topladığı Adam maddelerini alıp yüzeye çıkar, ardından yanlarına mutantlarla dolu bir batısfer gelir ve orada arama yapan ekibi öldürürler.
  • Oyuncu karşılaştığı tüm kızları hasta ederse yine 2. son ortaya çıkar ancak arka planda Tenenbaum konuşmasını daha öfkeli yapmaktadır.

1626700231454.png



Hikaye bu şekildeydi, dediğim gibi ben genel olarak hikayeden memnunum. Oyun distopya atmosferini çok iyi bir şekilde yansıtıyor, hikayesi de genel olarak sürükleyici. Ben oyunun başına hikaye konusunda fazla bir beklentim olmadan oturdum ve bitirdiğimde memnun ayrıldım. Hikaye konusundaki en büyük eleştirim incelemenin başında da bahsettiğim gibi ana karakterin kişiliksiz olması. Sessiz ana karakter yapma modası Half-Life'tan beri devam ediyor, böyle yaparak oyuncunun kendisini ana karakter ile özdeşleştirmesini istiyorlar fakat ben sesi çıkmayan, kişiliğe sahip olmayan ana karakterlere bağlanamıyorum pek, bu bir rol yapma oyunu olsa karakterin sessiz olması problem olmazdı, çünkü o oyunlarda zaten karakterin kişiliğini biz şekillendiriyoruz, fakat bu bir rol yapma oyunu değil.


Hikaye sunumu da daha iyi olsa bana göre hikaye çok daha iyi bir yerde olurdu. Bu haliyle hikaye pek anlaşılabilir değil, bunun nedeni de önceden bahsettiğim gibi hikayeyi ve karakterleri tam olarak anlayabilmek için oyunda bulduğumuz kasetleri dinlemek zorunda olmamız. Ana hikayenin önemli kısımlarının yan etkinliklerden elde edilmesi olayını sevmiyorum ve bu oyun maalesef tam da bunu yapıyor. Ana hikaye yan etkinliklerden bağımsız bir şekilde kendi içinde dallanıp budaklanmalı ve oyun hikayesini anlatmak için ekstra olarak yan etkinliklere ihtiyaç duymamalı.


1626700726560.png



Oynanış:


Oyunun oldukça tempolu ve akıcı bir oynanışı var, bu da benim hoşuma gitti. Birinci Şahıs Nişancı oyunlarında ben genelde tempodan ve seri oynanıştan hoşlanıyorum, bu nedenle oyunu oynarken pek sıkılmadım. Oyunun tamamı (ilk baştaki yüzme kısmını saymazsak eğer) Rapture isimli su altı şehrinde geçiyor. Şehrin tasarımı ve atmosferi gerçekten çok iyi, bazen durup öylece etrafa baktığım bile oldu. Senaryo ilerledikçe Rapture'ın farklı kısımları ve mekanları açılıyor, bu da çeşitlilik sağlıyor. Yani oyunun tamamı tasarımı birbirinin aynısı mekanlarda geçmiyor, bu da oyuncunun sıkılmasını engelliyor.


Oyunda plazmitler oldukça önemli bir yere sahip ve plazmitler oynanış çeşitliliğini güçlendiren en önemli etmen. Oyunda ilerledikçe kullanılabilir birçok plazmit ortaya çıkıyor, hepsinin de birbirinden farklı özelliği var. Örnek vermek gerekirse fırlatıldığında düşmanı şoklayan elektrik plazmiti, düşmanın üzerine böcek sürüsü göndermeye yarayan plazmit ve yakıcı plazmit gibi birçok farklı plazmit çeşidi oyunda bulunuyor. Plazmitler "Havva Şırıngası" ile vücuda entegre ediliyor ve plazmit barı azaldığında doldurmak için Havva Şırıngası bulmak veya etraftaki otomatlardan satın almak gerekiyor.



1626701861835.png



Kullanılan silahları geliştirmek de mümkün. Silahlara ek şarjör kapasitesi, geri tepmeyi azaltma, hasar arttırma ve susturucu gibi geliştirmeler uygulanabiliyor. Ek olarak silahlarda farklı türde mermiler takmak da mümkün, zırhlı düşmanlar için zırh delici mermi ve daha yüksek hasar için yanıcı/patlayıcı mermiler kullanılabiliyor. Silah çeşitliliği de oldukça iyi, hafif makineli tüfek, altıpatlar, ok, ağır makineli tüfek ve saymadığım diğer birkaç farklı çeşit silah oyunda kullanılabilir, bunlara plazmit çeşitliliği de eklendiğinde ortaya oldukça çeşitli bir oynanış çıkıyor.


Oyunda yetenek ağacı sistemi bulunmuyor, onun yerine silahlarımızı ve yeteneklerimizi çevrede bulduğumuz otomatlardan para karşılığı yükseltebiliyoruz. Vuruş hissi kötü olmasa da günümüz standartları için yeterli değil, fizik motoru da aynı şekilde. Patlamalarda verilen tepkiler ise daha gerçekçi, patlama olduğunda düşmanların gerçekçi bir şekilde sağa sola uçuştuğunu görebiliyoruz.


1626704165537.png




Bölüm sonu canavarı savaşları olarak oyun pek akılda kalıcı değil. İlk bölüm sonu canavarı savaşı normal bir çatışmadan farksız, Dr. Steinman'ın mekanına gidiyoruz ve çatışarak onu öldürüyoruz. İkinci bölüm sonu canavarı savaşında ise bir Koca Baba'ya karşı savaşıyoruz, bu savaşın da pek özel bir tarafı yok, plazmitlerimizi kullanarak Koca Baba'yı yavaşlattıktan sonra silahlarımızı kullanarak canını azaltıyoruz. Peach Wilkins bölüm sonu canavarı savaşında da diğerlerine benzer bir şekilde onun bulunduğu yere gidiyoruz ve çatışmaya başlıyoruz. Wilkins çok kolay gözden kayboluyor, bu yüzden etrafta hızlıca dolaşıp ortaya çıktığı zaman hızlı bir şekilde canını azaltmak gerekiyor, tüm olay bu. Martin Finnegan savaşında da düşmanın ataklarından kaçıp daha sonra ateş etmemiz gerekiyor, yanıcı silahla daha hızlı bir şekilde düşmanımızı halledebiliyoruz.



Benim bu oyundaki favorim olan Sander Cohen savaşı diğerlerinden daha farklı ve keyifli. Hızlı bir şekilde farklı noktalara ışınlanan Cohen'in saldırılarından kaçıp nereye ışınlandığını tahmin ederek veya ışınlandığı zaman hızlı bir şekilde tepki vererek onu yenmemiz gerekiyor. Sander Cohen'in savaşı hikayenin gidişatına göre farklılık gösterebiliyor, ancak iki savaş da birbiri ile aynı, yalnızca savaşın gerçekleştiği mekan değişiyor o kadar. Son bölüm sonu canavarı olan Frank Fontain savaşı da hiç fena sayılmaz, bu savaşta mutasyona uğrayan ve devasa bir boyuta ulaşan Frank Fontain ile savaşıyoruz, mutant Fontain'in kendine özel saldırıları ve animasyonları var. Fontain'in sağlığı sıfırlandığında 3 defalığına gidip enerji topluyor, dördüncüde ise Küçük Kız Kardeşler'in olaya müdahale etmesi sonucu Fontain ölüyor. Bahsettiğim gibi bölüm sonu canavarı savaşları olarak oyun çok başarılı değil, ancak çok kötü de sayılmaz, Sander Cohen ve Fontain savaşları durumu biraz kurtarıyor.


Grafikler ve Performans:


Grafiksel olarak oyunun remastered sürümünü oynamama rağmen grafiklerin pek iyi olmadığını söyleyebilirim, normal sürümde durum daha kötüdür muhtemelen. Performans konusunda genel olarak çok büyük bir sorun yaşamasam da yükleme süreleri olması gerekenden daha uzun, oyunu SSD üzerinden oynamama rağmen oyunun açılması bazen 1 dakikayı buldu. Oyunu oynarken bazı ufak tefek hata ile karşılaştım, ancak bunlar her oyunda olabilecek türden hatalardı.


Son Söz:


BioShock, hikaye sunumu konusunda eksiklikleri olsa da farklı oynanışı ve sunduğu harika atmosfer ile Birinci Şahıs Nişancı türünün başarılı örneklerinden biri.


86/100
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Oyunu 2020 de oynamış olmama rağmen şu ana kadar oynadığım en iyi oyundu, ne RDR2 ne de Witcher 3 eline su dökemez. Bu tarz atmosfer ve hikayeli oyunlar artık yok, gerçekten eskiden 2K gibi büyük stüdyolar neler yapıyormuş. Şimdi sadece oynanış süresini 100 saat yapalım, içi bomboş olsun, hikaye ve drama yerine uzun yürüme yolları olsun zaman geçsin insanlar satın alsın. Her sektör gibi oyun sektörü de çoğunluğun talepleri yüzünden kalite kaybı yaşıyor.
 
Oyunu 2020 de oynamış olmama rağmen şu ana kadar oynadığım en iyi oyundu, ne RDR2 ne de Witcher 3 eline su dökemez. Bu tarz atmosfer ve hikayeli oyunlar artık yok, gerçekten eskiden 2K gibi büyük stüdyolar neler yapıyormuş. Şimdi sadece oynanış süresini 100 saat yapalım, içi bomboş olsun, hikaye ve drama yerine uzun yürüme yolları olsun zaman geçsin insanlar satın alsın. Her sektör gibi oyun sektörü de çoğunluğun talepleri yüzünden kalite kaybı yaşıyor.
Kesinlikle, BioShock oldukça kaliteli bir oyun. Oyunun en güçlü kısmı da atmosferi gerçekten, böyle bir distopya atmosferi başka hiçbir oyunda yok.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı