Selam Sosyal, ilk incelemem ile karşınızdayım. Hoşuma giden oyunların böyle incelemelerini yapmayı düşünüyorum. Yapıcı eleştirilerinizi bekliyorum ve incelemeye geçiyorum.
İncelemeden Önce
Oynanış, Grafik, Hikaye, Teknik ve Ses açısından değerlendireceğim oyunu. Puanlama sisteminden ziyade sınıflandırma yapacağım.- Sanat Eseri
- 10/10 Oyun
- Vaktime Değdi
- Eh işte
- Vakit Kaybı
Önemli Not: Başaramadım Technopat fikrimi kaldıramadı. En fazla 50 görsel ekleniyormuş. Keşke bunu başka bir şekilde öğrenseydim, inceleme daha başında bitti. Bende bu incelemeyi parça parça yapmaya karar verdim. Çünkü bahsettiğim fikir çok hoşuma gitti ve yaparken eğlendim. Belki bu yüzden incelemenin etkileşimi daha az olur ama sıkıntı yok. İçime sinmesi yeter de artar. Tatilden sonra sınavlarım olduğu için bir yandan sınavlara çalışıyorum. Bu yüzden yeni parça çok hızlı gelemeyebilir. Yaklaşık 10 tane hikaye bölümü olmasını planlıyorum. Hikaye bittikten sonra diğer kriterleri de değerlendirdiğim nihai incelemeyi yayınlayacağım.
Her başlık içeren süpriz bozanın içinde başlıksız süpriz bozan var. Bunların içinde oyundan görseller var. Önce görsellere bakın sonra yazılanları okuyun. Artık varsa çayınızı, kahvenizi alıp kaydırmaya başlayabilirsiniz.
Hikaye
Hiç fena bir açılış değil.
Oyuna bir sandalın içinde başladım. Bir kadın ve erkek var. Sürekli kendi aralarında konuşuyorlar. Bir süre sonra kadın elime bunu verdi. İçinden silah, fotoğraf, dosya falan çıktı.
Bir deniz fenerinde bıraktılar beni. Ben de yukarı çıktım. Yukarıda gördüğünüz gibi bir kapı var ve açmam için ufak bir bulmaca çözmem lazım.
Bulmacayı çözdüm. Önce gökyüzünden siren sesleri geldi sonra kapı açıldı. İçinden bu çıktı. Koltuğa oturunca geri sayım sesleri gelmeye başladı ve göğe doğru yükseldim.
Vee Columbia!
Bir mekanizmanın üstüne oturdum. Yavaş yavaş aşağı iniyorum bakalım ne çıkacak.
Bir çeşit kiliseye geldim sanırım. Kapı açıldı, etrafa bakacağım.
Atmosfer çok güzel. Arkadan koro sesi geliyor ayrıca. Bu ses daha da güzel yapıyor atmosferi.
Merdiven buldum. Aşağı iniyorum...
Ses bunlardan geliyormuş. Önümde duruyorlar, mecbur yanlarına gideceğim.
Bi' dakika... Ne?
Adam vaftiz ayağına boğdu beni. Gözüm karardı. Sonra kapı tıklatma sesleri geldi, gözümü açtım. Ardından yukardaki diyolog gerçekleşti. En sonunda kapıya doğru yürüdüm ve kapıyı açtım.
Ve karşıma bu çıktı. Ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yok.
Gözümü burada açtım. Bir çeşit parktayım, etrafta hacılar var. Ortam güzel ama buradan çıkmam lazım.
Onu bende anladım Booker. Şimdi şu kapıyı açacağım.
İşte tam anlamıyla karşımda Columbia var! Etrafı geze geze ilerliyorum. Yazı zaten fazlasıyla uzun olacağı için geçiyorum bu kısımları anlatmayacağım.
Önümü bu geçit töreni kesti. Şehrin sahibi Comstok diye bir adam. Aynı zamanda kendini peygamber ilan etmiş. Ayrıca "kule"de bir kızı varmış. Adam kendi propagandasını yapıyor.
Comstok'un bahsettiği kule bu olmalı. Anlaşılan Comstok'un kızını kaçıracağız.
Bana nasıl telgraf gelmiş olabilir?
Pekala. Kim olduğunu bilmiyorum ama...
ileride karnaval vardı. Ortam cıvıl cıvıl. Bu tarz mini oyunlar da vardı. Hepsini yaptım, iyi loot yaptım. Ayrıca güzel ısınma oldu.
Anlaşılan çocuk konusunda 2K, Rockstar Games kadar duyarlı değil. (GTA serisinde bir tane bile çocuk göremezsiniz. Rockstar o dünyanın çocuklara göre olmadığını düşündüğü için böyle yapıyor.)
İlk plasmidimi aldım. Öhöm vigorumu aldım. Vigor, önceki oyunlardaki plasmidin yeni adı oluyor.
Vigoru bu kapıyı açmak için kullanacağım şimdi.
Ard arda biraz fazla görsel oldu sanırım. Şimdi kapıyı açınca bunlar karşıma çıktı. (Lutece ikizleri bunlar bu arada. Hani telgraf atanlar vardı ya.) Yazı tura atmamı istediler. İstemesemde attım. Sonuç yazı çıktı. Artık kaç kişiye attırdılarsa hep yazı çıkmış sonuç.
Oo çekiliş varsa bende varım (Hikayenin akması için her türlü katılacaktım zaten.)
Ups 77.
Aman hıyar falan çıkmasın da.
Sonunu tahmin etmek pek zor olmamalı.
(Umarım küfür sorun çıkartmaz.) Yine biraz uzun bir fotoğraf serisi oldu Neyse, daha önceki fotoğraflarda belli oluyor mu bilmiyorum ama Booker'ın sağ elinde A.D damgası var. Aynı zamanda şehirde gezerken bu damga ile ilgili bir propaganda vardı. Bu damganın sahibine "Yalancı Çoban" diyorlar. İsminden de anlaşılacağı üzere bu damgayı taşımamız pek hoş değil. A.D damgalı birini gördüğünüz yerde öldürün gibi bir durum var. Hatırlarsanız Lutece ikizleri bize 77 sayısını seçmememizi söylemişti. Burada asıl demek istedikleri çekilişe katılmamamız gerektiğidi. Çünkü çekilişe katıldığımız zaman elimizdeki A.D damgası her türlü ortaya çıkıyor. Haliyle Comstok A.D damgalı birini duyduğu zaman onun peşini bırakmayacaktır. Aynı zamanda Comstok'un kızı (Elizabeth) için "Kuzu" deniyor. Ve bizim amacımız Elizabeth'i kaçırmak. Umarım aradaki bağıntıyı kurmuşsunuzdur. (Ayrıca Comstok geleceği gördüğünü de söylüyor.)
Devamını gösteremiyeceğim. Çünkü paylaşmamın sıkıntı çıkaracağı birkaç görüntü var. Sonucunda adamın elindeki kancayı bir şekilde alıyoruz ve karşımıza çıkan polisleri kesip yolumuza devam ediyoruz.
Devamını gösteremiyeceğim. Çünkü paylaşmamın sıkıntı çıkaracağı birkaç görüntü var. Sonucunda adamın elindeki kancayı bir şekilde alıyoruz ve karşımıza çıkan polisleri kesip yolumuza devam ediyoruz.
Dosya Ekleri
Son düzenleme: