Bir hukuk faciası!

reeltirci

Picopat
Katılım
1 Eylül 2023
Mesajlar
282
Çözümler
1
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
21 Aralık 2018 tarihinde babam Çorum L tipi kapalı cezaevinde tutuklu iken başıma gelen talihsiz olaydır. İtiraz edilebilecek her yere itiraz etmemize rağmen sonuç alamayınca Anayasa mahkemesine başvurduk. Gerekçeli karar yaklaşık 5 yıl sonra bu yıl 18 Ağustos'ta elimize ulaştı. Yaşadıklarımı sizlere de anlatmak istiyorum. Mahkemenin verdiği kararın resimlerini zaten koyacağım ancak özetle anlatmak gerekirse 21 Aralık 2018 günü babam ile açık görüş yapmak için annemle beraber görüş saatinde babamın tutuklu bulunduğu Çorum L tipi kapalı cezaevine gittik. Bu arada o tarihte 17 yaşındaydım. Her zamanki gibi güvenlik aramaları yapılırken X raydan geçişim esnasında X RAY cihazından ses gelmesi üzerine görevli memur tarafından manuel bir şekilde elindeki dedektörle üstümü taradı. Dedektör montumun cebinin oralara gelince ötüyordu. Memur cebime baktı bir şey bulamadı. Ben de ne olduğunu anlayamamıştım çünkü cebimde bir şey yoktu. Yanıma zaten kimlik kartım, cüzdanım, telefon ve birkaç belge dışında bir şey almamıştım. Bu bahsettiğim eşyalarımı da zaten girişteki emanet birimine bırakmıştım yani üstümde belgeler dışında bir şey yoktu. Memur daha detaylı arama yapmak için montumu istedi ben de verdim. Ve montu ararken içinden çok küçük bir deliğin içinde USB bellek buldu. USB bellek bana aitti ve içinde müzik dosyaları vardı. Önceki gün arabaya takmak için cebime koymuştum o sırada kaçmış olsa gerek. Dostlar cezaevine bu tür haberleşme ve iletişim araçları gibi şeylerin sokulması yasak bu konuda çok sıkı denetim yapıyorlar. Orada görevli memura bilerek cebimde olmadığını hatta cebimde delik bile olmadığını, deliğin olduğunu siz söyleyince fark ettiğimi söyledim. Memur arkadaş bana inanmamış olsa gerek gidip kurumun 2. müdürünü çağırdı ve beni ve annemi ayrı bir odaya aldılar ve sorguladılar. Ben içinde müzik dosyaları olduğunu, cebimde unuttuğumu ve kötü bir amacımın olmadığını söyledim. 2. müdür belleği bilgisayara vesaire hiçbir yere takmadan küçük bir poşetin içerisine koyarak yanındaki memura verip bir şeyler söyledi ve belleği götürdü. Müdüre belleği bilgisayara takarsa içinde müzik dosyalarını görebileceğini başka bir şey olmadığını söylememe rağmen belleğin içine bakmadı ve gönderdi. Ardından benim hakkımda tutanak tutularak 1 yıl boyunca telefon görüşü hariç açık ve kapalı görüş yasağı getirildi. Ve babamı o günde dahil olmak üzere cezaevinden çıktığı güne kadar geçen 8 aylık süre boyunca telefon görüşü haricinde canlı olarak göremedim. Hakkımda verilen cezanın ardından annemle birlikte babamın avukatına gittik durumu anlattık. Ben reşit olmadığım için noterde bir kaç işlemimiz oldu annemle birlikte. ardından Avukat cezaevi müdürlüğüne dilekçe yazdı ve cezanın kaldırılmasını istedi. Başvurumuz reddedildi. Başvuru reddedildikten sonra biz de bu sefer Çorum infaz hakimliğine başvuru yaptık. Bu başvurumuz da reddedildi. Bu ret kararları sonrasında hakkımda savcılık tarafından Türk ceza kanununun 297. maddesi gereğince "Ceza infaz kurumuna yasak eşya sokma suçundan" soruşturma başlatıldığını öğrendim. Karakolda çocuk büroya ifade verdim ardından savcıya ifade verdim her şeyi anlattım. Sonrasında Çorum'a en yakın çocuk mahkemesi olan Samsun Asliye çocuk ceza mahkemesinde mahkemeye çıktım. Belleğin içerisinde sadece müzik dosyalarının var olduğu anlaşılınca hakkımda başlatılan soruşturma ve dava düşürüldü ve aklandım. Babamın yargılandığı Çorum 1. Ağır Ceza mahkemesine de itiraz başvuru yapmıştık. O başvurudan da sonuç alamadık mahkeme her şeyin kanuna uygun olduğuna hükmetti. Her şey bir yana sonuç olarak hala görüş yasağı kaldırılmamıştı. Biz de son çare olarak anayasa mahkemesine başvurma kararı aldık ve 21 Şubat 2019 günü yani yaşanan olaylardan tam 2 ay sonra anayasa mahkemesine çaresizlik içerisinde babamın avukatı vasıtasıyla başvurumuzu yaptık. Ve neredeyse 5 sene sonra ben şu an 22 yaşımdayken bundan 1 buçuk ay önce 18 Ağustos günü gerekçeli karar tarafımıza ulaştı ve Türkiye'de neden yaşanılmaması gerektiğini bir kere daha gördüm. Biz başvururken görüş yasağı nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlali ve 1 Milyon Türk lirası manevi tazminat talebinde bulunmuştuk. Ve anayasa mahkemesinin verdiği karar ise resimlerde gördüğünüz gibi Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiamızı kabul ettiler. Ve çok komik bir rakam olan 18 BİN Türk LİRASI manevi tazminat ödenmesine hükmetti :D Babamın avukatı bize anayasa mahkemesinde genelde tazminat taleplerinin onda biri kadar ödeme yapıldığını söylüyordu. Biz de dolayısıyla en az 100 Bin lira tazminat bekliyorduk ancak kararı öğrenince şok olduk. Sadece 18 bin Türk Lirası :D Başımdan geçenler bunlardı. 18 bin liraya ne alalım ki? Bir sistem bile toplanmıyor :) Karara bakmak isteyenler 2019/6906 numarasıyla uyaptan bakabilirler. 8 ay babamı göremedim...


Koca 5 yılı 2-3 sayfalık karar yazısına sığdırdılar ne diyeyim bilemedim...

Ekran görüntüsü 2023-10-04 143306.jpg
 

Dosya Ekleri

  • Ekran görüntüsü 2023-10-04 143354.jpg
    Ekran görüntüsü 2023-10-04 143354.jpg
    239,6 KB · Görüntüleme: 76
  • Ekran görüntüsü 2023-10-04 143325.jpg
    Ekran görüntüsü 2023-10-04 143325.jpg
    37,7 KB · Görüntüleme: 83
  • Ekran görüntüsü 2023-10-04 143414.jpg
    Ekran görüntüsü 2023-10-04 143414.jpg
    83,8 KB · Görüntüleme: 77
Son düzenleyen: Moderatör:
Ben daha çok hiç yoktan karar vermelerine şaşırdım. Çünkü istatistiklere göre gelen başvuruların %97'sini görüşmeden geri gönderiyorlar. Ama bizim başvurumuza cevap verdiler.
 
Ben daha çok hiç yoktan karar vermelerine şaşırdım. Çünkü istatistiklere göre gelen başvuruların %97'sini görüşmeden geri gönderiyorlar. Ama bizim başvurumuza cevap verdiler.
Hocam bu istatistiğin kaynağı nedir? Ayrıca geçmiş olsun, yine de bir kazanımınız olmuş. Darısı diğer mağdurların başına.
 
Zor bir olay. Devlet yanlışlığı kabul etmez hocam. herkes cebinde bir şey unutsun o zaman. Kim unutur unutmaz bilemeyiz herkes sizin gibi iyi değil. Tazminat konusunu bende anlamadım az olmuş. Tekrardan Allah yardımcınız olsun.
Hem sizin dediğiniz gibi zor hem de çok değişik bir olay aslında. Komik bile bulabilirsiniz. Benim cebimde unuttuğum bir usb bellek yüzünden neden ben bunları yaşıyorum ki. Anormal bir şey olduğu yok ortada altı üstü bir bellek. içinde suç unsuru bir şey de yok.
 
Buyrun hocam aşağıdaki mevzu da bana ait. Büyük geçmiş olsun hepinize ailecek. Okuduklarım ve gördüklerim kadarıyla büyük badireyi atlattınız sayenizde bizzat öğrenmiş oldum. (Yanlışım varsa önemle düzeltirseniz sevinirim.)

 
Buyrun hocam aşağıdaki mevzu da bana ait. Büyük geçmiş olsun hepinize ailecek. Okuduklarım ve gördüklerim kadarıyla büyük badireyi atlattınız sayenizde bizzat öğrenmiş oldum. (Yanlışım varsa önemle düzeltirseniz sevinirim.)

Sizin konunuzu okumuştum daha önce. Siz de zor zamanlar yaşamışsınız. Bir şey sormak istiyorum. Ben mahkemeye çıktığımda dosyada Suça sürüklenen çocuk olarak gözüküyordum sizinkinde böyle miydi?
 

Geri
Yukarı