Bu edebiyat niye böyle saçma?

  • Konuyu başlatan Sercan Yeşil
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 14
  • Görüntüleme 5B
S

Sercan Yeşil

Ziyaretçi
Arkadaşlar bu edebiyat dersinin kitabı dağıtıldığındandır böyle pis olacağı içime doğmuştu. Niye bu kadar pis? Ya da tek bana mı pis? Saçma sıkıcı...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Neden pis olsun? Herkes sevecek diye bir şey yok ama pek bir zorluğu yok ve genel kültür olarak insanı geliştiren bir ders. Hele iyi bir öğretmen girerse dersine. Benim için şu anda saçma olan tek şeyi sayısalcı olduğum halde haftada 3 ders edebiyat gördüğümüz için bir dönemde 3 sınava girecek olmam. Dersi genel kültür olarak görmeye bak. 9. sınıf, diğer sınıflarda işleyeceğin şeylerin özeti gibi. 10. sınıftan itibaren Türk edebiyatını görmeye başlayacaksın ve edebiyat geçmişini bilmek sana kültürel anlamda bir şeyler katacaktır. Tabii sadece sınavdan yüksek bir şey alayım derdinde olmazsan...
 
Neden pis olsun? Herkes sevecek diye bir şey yok ama pek bir zorluğu yok ve genel kültür olarak insanı geliştiren bir ders. Hele iyi bir öğretmen girerse dersine. Benim için şu anda saçma olan tek şeyi sayısalcı olduğum halde haftada 3 ders edebiyat gördüğümüz için bir dönemde 3 sınava girecek olmam. Dersi genel kültür olarak görmeye bak. 9. sınıf, diğer sınıflarda işleyeceğin şeylerin özeti gibi. 10. sınıftan itibaren Türk edebiyatını görmeye başlayacaksın ve edebiyat geçmişini bilmek sana kültürel anlamda bir şeyler katacaktır. Tabii sadece sınavdan yüksek bir şey alayım derdinde olmazsan...

Dersi anlamazken sınavın derdine düşmek ? Benim demek istediğim yani soruları falan olsun metinleri olsun biraz acayip. Herkes bunu yaşamış mıydı ?
 
Dersi anlamazken sınavın derdine düşmek ? Benim demek istediğim yani soruları falan olsun metinleri olsun biraz acayip. Herkes bunu yaşamış mıydı ?

Öğretmenine dersi anlamadığını belirt, edebiyatı anlamak biraz da öğretmenin anlatımı ile alakalı. Şöyle düşün, Edebiyatı ingilizce görenler ne yapsınlar :D
 
Her şiir okuyan, her resme bakan, her müzik dinleyen aynı zevki almıyorsa... o yapıt daha sanat'ın mertebelerini geçememiş demektir.

AMA.

Zaten patates gözlükleriyle dünyaya bakıyorsanız, ne Neyzen Tevfik'i, ne Yunus Emre'yi, ne Özdemir Asaf'ı, Nazım Hikmet'i, ne Orhan Veli Kanık'ı, ne William S.Burroughs'u, ne Edgar Allan Poe'yu, ne ne Beethoven'ı, ne Mozart'ı hayal edip keyif alabilir ve anlayabilirsiniz.

ÇÜNKÜ:

Kısıtlanmış dünyaların, kısıtlanmış varlıkları arasında, herkes bu satırları okuyup merak etmez.

Şiirler, kitaplar, edebi eserler... Mesela 1984? Mesela Cesur Yeni Dünya? Mesela Çığrından Çıkmış Zaman? Mesela Ubik...

Kırmızı başlıklı kız masallarının orjinalleri anlatılsaydı çocuklara, hayat kimbilir nasıl olurdu, tecavüze uğramış hayatlarla.

Kısaca: Edebiyat saçma değil, odaklanmak için yeterince bilgi edinmiş değilsin. Bilgi edin, güzel bir rakı eşliğinde, her kesimden vatandaşın iliklerinde dolaşan kanın içindeki hücreleri titretecek dizeler yazmaman için iki sebebin olacak. Mesela...
 
Türkiye'de matematiğin, edebiyatın, resim dersinin, müzik dersinin, Türkçe dersinin, İngilizce dersinin vs. hayatın içinde olduğunu anlatmıyorlar.
Matematik: Evet bu formülleri ezberleyin, 12 yıl bir yerlerinizi yırtın sonra üniversitede unutun ve hiçbir işinize yaramasın. Eğer matematikten düşük alırsan hiçbir şey olamazsınız...
Edebiyat: Evet bu yazar, eserleri ezberleyin. Sınavda çıkacak, LYS'de çıkacak, YGS'de çıkacak. Sadece ezberleyin, kelimelerin içtenliğini, kitabın serüvenini bilmenize bile gerek yok. Ot gibi ezberleyin ve sonra unutun!
Resim: Bu malzemeleri alın benim dediğim konuları çizin. Kendi iç dünyanızı yansıtmayın. Zaten bu dersi de takmayın.

Bu dersler bu hisleri uyandırıyor insanlarda.

Eğitim sistemi böyleyken kusura bakmayın ama bir insanın içinde edebiyat sevgisi yoksa zaten başlamaz. Herkes de aynı şeylere ilgi olmaz. Önemli olan ilgi çekmektir ama bu ülkede ilgi çekilmez, ezberlenir sınavdan sonra unutulur. Kelimeler hissedilmez. Problemler çözülecek hissi vermez. İngilizce LYS'de yok diye öğrenilmez, öğretilmez...
 
Çok güzel söyledin son_goku.

İyi de... son iki cümlen sadece edebiyatı değil pek çok şeyi kapsıyor. 1950'lerin hayallerine 1990'larda kavuşmuş bir sistemi 50 yıldan önce düzeltebilecek bir sistemi oturtacak "göt" şu teknolojik uyuşturucular bağlamında, sence de biraz... uzaylı olmaz mı son_goku?

Bu 50'yılı "saturation" ile kısaltma ihtimalimiz var, biraz kullanabilmeliyiz, birazcık da olsa. "Bu memleketi ben mi kurtarıcam!"dan öteye geçebilmeli, biraz umut vermeli... Yoksa sadece asgari ücretin işletme ve sistem hesabından dolayı insanların kıyma makinesinde yaşadıklarını kanıtlamalarının bir anlamı olmaz değil mi?

Forum'da tutturulmaya çalışılan Türkçe güzelliğine katkı sağlayacak bir durum, en kötü böyle düşünelim, ve ne yazık ki... sadece elimizdeki aletlerle çözebileceğimiz çözümler üretelim.*

* İnan bana sabah elektrik elektronik ihracatı üzerine Sanayi bakanlığının bir raporunu okudum, raporu yazana ayrı, isteyen zihniyete ayrı dua okursun... çözüm sağlayamaman için öyle uğraşmış ki, annesi o kadar vergi verse ülke kalkınır.
 
Sayısalcıların edebiyat, dil ve anlatım ve tarih görmesi tam bir saçmalık... Ben sayısalcıyım ve 3 saat edebiyat görüyorum. Haksızlık. Onun yerine 5 saat fizik olabilirdi.
 
Uyarı! Bu konu 11 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Geri
Yukarı