Ben söylediklerinizden şu sonucu çıkardım: "Karın tokluğuna ve yasak olduğu halde asgari ücret altına sen de çalışmayı kabul et, seni işe alsınlar. Burasının Türkiye olması ve kendi vatandaşlarının hak, hukuku ve egemenliği beni pek bağlamaz. Ben işçinin işverene maliyetine bakarım, bunu da ülkenin kalkınması maskesi altında her türlü savunurum"
Bakın bu konunun savunulacak bir tarafı yok. Kontolsüz göç, aslında kontrollü dış müdahale demektir. Hele ki Ortadoğu gibi karışık coğrafyalarda bu iş doğrudan milli güvenlik meselesidir, azıcık ucuz iş gücü kapacağım diye, ev sahibiyim kiralarım artacak diye bu meseleye böyle bakmak ülkenin geleceğini kaosa ve asayiş sorunlarına teslim etmektir. Bizde zaten yeterince işsizlik, asayiş problemi, nüfus kalabalığı varken üstüne daha fazlasını ithal etmekten başka bir anlama gelmez kontrolsüz göçe izin vermek.
Özetle bu kontrolsüz göç konusunu bu kadar cansiperane savunmak için, kişinin ya konuya dair yeterli bilgisinin olmaması, ya göçmenlerle ilgili bir maddi çıkarının olması ya da Türkiye'nin milli güvenliğine karşı bir planın parçası falan olması gerekiyor.