Cellat nedir?

Andar Han

Megapat
Katılım
17 Aralık 2019
Mesajlar
8.130
Makaleler
3
Çözümler
55
Zamanın hemen hemen her döneminde bir meslek olduğu düşünülen, değişen zaman içinde başka başka haller ile karşımıza çıkan, ortak noktası; bir hayatın, bir güruh ya da kişinin takdiri ile sonlandırılmasını sağlama işi. İkili anlaşmanın temeli, yapılan işin boyutuna göre; bazen karın tokluğu, bazen mükellef bir yaşam ve bunun karşılığında alınan hayat hakkındaki tek bilgi ise sadece birilerinin emri. Kararın içeriği, ne şekilde değerlendirildiği ya da haklılık veya haksızlık mefhumunun umursanmadığı, sadece kişisel çıkarlarını yol bellemiş bireyin; otoritenin hükmünü koşulsuz kabulü neticesinde, elinde hiçbir veri olmayan bir kişinin öldürülmesini sağlama işi. Gerçek, doğru, kanıt, değer, insan gibi kavramlar ile irtibatı olmayan; tamamen kişinin elinde, özelinde bir kavram ve bu sıfatı üstüne almakta herhangi bir beis görmeyenlerin başarı ile gerçekleştirdikleri görev.
 
Bir İdam Mahkumunun Son Günü adlı kitabın ön sözünde bulunan şu bölüm beni oldukça etkilemişti açıkçası:

Cellat, rahipten teslim aldığı mahkumu sehpaya yatırıp argo deyişiyle fırına sürüp bıçağı aşağıya bırakmış. Güçlükle harekete geçen ağır demir, üçgen yivlerden sarsılarak aşağıya düşüp adamı öldürmeden boynunu yardığında dehşet anları başlamış. Adam korkunç bir çığlık atmış. Canı sıkılan cellat, bıçağı yukarı çekip yeniden bırakmış. Mahkumun boynunu ikinci kez ısıran bıçak, yine koparmamış. Mahkumla birlikte kalabalık da haykırmaya başlamış. Üçüncü darbenin bu işi bitireceğini uman cellat, bıçağı yeniden yukarı kaldırıp aşağı bırakmış. Sonuç yine aynı. Mahkumun ensesinden üçüncü bir kan deresi akmasına rağmen üçüncü darbe de başını koparmamış. Kısa keselim. Beş kez inip kalkan bıçak, inleyen ve canlı başını sallayarak merhamet dileyen mahkumu öldürmemiş. Öfkelenen halk yerden aldığı taşları sefil cellada fırlamış. Giyotinin yanından kaçan cellat, jandarmanın arkasına sığınmış. Ama daha sonuna gelmedik. Giyotin sehpasında tek başına kaldığını fark eden mahkum, boynundan kanlar fışkırırken omzundan sarkan yarı kesik başını tutarak ürkütücü bir şekilde doğrulup boğuk çığlıklarla kafasının koparılmasını istemiş. Merhamet duygularıyla coşan halk jandarmaları zorlayıp ölüm cezasını beş kez çeken bahtsızın yardımına koşmak üzereyken, celladın 20 yaşında bir genç olan uşağı giyotin sehpasına çıkıp mahkuma ellerini çözeceği için sırtını dönmesini söylemiş ve hiçbir endişe duymadan söyleneni yapan can çekişen adamın sırtına sıçrayıp elindeki kasap bıçağıyla boynunun hala kopmayan kısmını acımasızca kesmiş. Evet, bütün bunlar yaşanmış gerçeklerdir.

Vekillerin giyotin sehpasına yatırılmaması adına kararlar çıkarken halk bu şekilde katledilmiş. Tek bir dönem değil, gerçekten uzun bir süre insanların hayatına son verilmiş. Bir de şaka gibi halka açık. İlginçtir ki belirli kesimler idam cezasını da istemekte. Ne olursa olsun bir insanın ölümü bu kadar kolay mı gerçekten?

Cellat daima insanlık suçu işler, ne olursa olsun.
 
Osmanlı'da duygularını kaybetmeleri için cellatlar sağırlardan seçilirmiş.
Ölüm neye göre hak oluyor? Empati önemli bu noktada.
Dünya üzerindeki dinlerin çoğunda haksız yere insan öldürmenin cezası ölümdür. İnanıp inanmamanız beni ilgilendirmiyor. Orta çağ cellatları dinine bağlıydı.
 
Orta çağda haksız idam olmadı diyorsunuz galiba.
Hayır haksız idam demiyorum cellatların sorgulamaması için Türklerdeki mankurtlara benzer kişilerden seçilirdi. Dinine körü körüne bağlı, hiçbir şekilde kararları sorgulamayacak kişiler olurdu. Tabii ki hahamlar ve piskoposlar çokça kez bu dini kuralları çiğneyip kendi siyasi görüşleri doğrultusunda insanları suçlayarak öldürtmüştür. Çok masum insan öldü.
 
Hayır haksız idam demiyorum cellatların sorgulamaması için Türklerdeki mankurtlara benzer kişilerden seçilirdi. Dinine körü körüne bağlı, hiçbir şekilde kararları sorgulamayacak kişiler olurdu. Tabii ki hahamlar ve piskoposlar çokça kez bu dini kuralları çiğneyip kendi siyasi görüşleri doğrultusunda insanları suçlayarak öldürtmüştür. Çok masum insan öldü.

Konunun bu noktaya gelmesi tarafımca iyi oldu. Din eğer üzerimize bir yük yüklüyor ise, insan nasıl olur da sorgulamadan bir canı alabilir?
 
Konunun bu noktaya gelmesi tarafımca iyi oldu. Din eğer üzerimize bir yük yüklüyor ise, insan nasıl olur da sorgulamadan bir canı alabilir?
Hocam o tarafa çok çekmeyelim de ben cellatların ve yapılan idamların gerekçesini söyledim sadece. Mesela sen suçsuzsun ama bir din adamının karşıt görüşünü benimsedin. O zaman seni vatana ihanetle veya dini yozlaştırmakla suçlayıp halkı galeyana getiriyor. Nüfuz elde edip idam ettiriyor. Yapılan idamların çoğunda halkın desteği vardır. Yoksa kolay kolay binlerce kişiyi asamazlardı.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı