Çocukluğunuz nasıl geçti?

Ben çocukluk geçirmedim, çocukluğum bana geçirdi.

22 yaşıma kadar anlatsam kitap olacak olaylar, sorunlar yaşadım, dertler çektim. Fiziken dışarıdan çevik ve sağlam dursam da bazı yaşadığım olaylar ruhen beni yıprattı. Ancak geçmişi geçmişte bırakmayı zorla öğrenmiş biri olarak kendimi toparlamayı bir şekilde başardım. Şu an arkama sadece eski güzel günler için bakıyorum. Güzel ve mutlu günlerim de çok oldu, onları hatırlıyoruz, onları konuşuyoruz....

Şu an her şey yolunda. Bir şekilde işlerimiz iyi gidiyor, değer verip değer gördüğüm bir insan hayatımda. Ailem yanımda, 20 yıllık kardeşim dediğim en yakın arkadaşlarım yanımda, gerisi de koca bir hikaye zaten.
 
Yarı iyi yarı kötü.
Parasal konuda sıkıntım yoktu ama arkadaş çevrem azdı. O yüzden fazla kimseyle konuşamaz içimi dökemezdim. İlk okul öyle geçti sabahdan öğleye kadar masada otururdum. Ortaokula geçtim dönüm noktam orasıdır. Bir gün rehberlik servisi beni çağırmıştı. " Neden kimseyle konuşmuyorsun?" Ben ise " hocam utanıyorum" hoca biraz sinirli bir şekilde' 'oğlum dünyanın sonu olmuyacak konuş herkesle belki iyi insanlar ediniceksin?' ' Bu sözlerden sonra utandım çıktım odadan. Üçüncü tenefüs zili çalmıştı bahçede gördüğüm herkesle konuşmaya çalıştım garip duygular içerisindeyim. Sonunda kafa dengi birileri vardı çevremde. Ortaokulda genel bu şekilde idi. Lise de ise artık psikopat bir sosyal olmuştum. Gelen geçenle konuşan herkesle arası iyi her şeyi iyi gören birisi. Ama bu işin kötü tarafı vardı. Aldığım darbenin en büyüğünü lise de aldım. En yakın arkadaşım sandığım kişi benim hakkımda kötü düşünceler kuruyormuş. Böyle düşündüğünü Facebook'da benden habersiz kurdukları gruptaki bir arkadaş dedi. İlk başta inanmadım kanıt istedim çocuk gösterdi. O gün tuvalette ıslanan terlik in acısı gibi bir acı vardı içimde. Sonra büyüdük geliştik. Üniversite sınavıns girme zamanı gelmişti. Lisesinin ilk başından beri günlük ve aylık tekrarlarımı yaptım. Emindim yapacağımdan girdik sınava, sonuçlar açıklandı. 400 küsur puan almıştım ve istediğim bölümü seçme fırsatı gelmişti ' yazılım mühendisliği'. Şu an üniversite okuyorum ve emeklerimin karşılığını aldım. Siz siz olun çevredeki faktörleri dinlemeyin. İstediğiniz bölüm için çabalayın olmazsa bir daha deneyin bir daha mı olmadı? Seneye deneyin ama sevdiğiniz işi yapmak için bu kadar emek değer bence. Konuyu biraz uzatmışım kusura bakmayın.
 
Bazen çocukluğuma dönüp bakıyorum, nasıl dayanabildiğimi bilmiyorum. Bir hayat kadınının istenmeyen çocuğu olarak yanlışlıkla doğmak, fiziksel işkenceler, bir eşya gibi 3 aile değiştirmek, gene bir eşya gibi yeni aile tarafından alınırken kalite kontrolünden geçmenin gurur kırıcılığını yaşamak, çoğu zaman atarlı olmamdan dolayı yediğim dayaklar, son ailede babam olması gereken adam tarafından bir nefret objesi olarak görünmek...

Çok kötüydü çok. Şu anda hayatımdan memnunum, 15 yıldır herkesten bağımsızım, zaten son aileden de sürgün edildim onların bana çizdiği kariyer yolundan gitmeyeceğimi söylediğimde. 16 yaşındayken üvey aileme onların lafını dinlemek istemediğimi, özgür olmak istediğimi söyleyince direkt kapının önüne kondum. Neyse ki hem para kazanmayı biliyordum hem de bana sorumluluk ve iş veren, ihtiyaçlarımı karşılayan başka iyi insanlara denk geldim ve çok zor geçen 9 yıllık eğitim + iş hayatından sonra istediğim düzeni kurdum. Yaşadıklarıma rağmen şu anda inanılmaz derecede rahat ve sorumsuz bir hayat yaşayan, gelecek kaygısı kalmamış olan biri olarak yaşamaya devam ediyorum. Çok zorluk çektim, çok çalıştım ama artık mutluyum.
 

Geri
Yukarı