Evden kovulduktan sonra benim de yoktu. Lise, liseden sonraki 2 yılki mesleki gelişim dönemim, sonraki 5 yıllık üniversite dönemimin günlük raporunu buraya yazayım:
Lise: Sabah 7:30'da kalk ve hazırlan, 8:00'da ofisi aç (ofiste yattım 2 yıl), diğer çalışanlar geldiğinde 8:30 dersine okula git, 17:00 civarlarından okuldan çıkış, 18:00'da şirkette ol, gece 2-3 gibi uzak masaüstü servis taleplerini kapat ve teknik servisteki işleri bitir, birkaç saat uyu sonra yine kalk. Bazen sabah 3-4 gibi organize bölgede fabrikalardan birinden geliyordum. Fırsat bulduğun boşlukta ders çalış, ödev yapmaya zaten vakit hiç olmuyor.
Lise sonrası: Sabah 08:00'da iş başı yap, akşam 18:00'da şirketten çık, 19:00'daki yaklaşık 2 yıl süren Microsoft+Cisco eğitimlerine git, 23:00'da eğitimden çık ve 23:30'da şirkette ol, sonra yine ne kadar teknik servis ve uzak teknik destek talebi varsa kapat.
Üniversite: Haftanın 5 günü 08:30-09:00'da okul başlar ve salı hariç 16:00-17:00 arası okul biter, yurt odasına dönüp üstünü değiştir, 18:30 gibi ivedik Organize'de çalıştığın şirkete git, gece bekçi köpekleri eşliğinden çalış, 2-3 gibi odana dön, uyuyup ertesi güne devam et. Şansın varsa ve odana 10-11 gibi dönebiliyorsan ders çalış, sınavlara hazırlan...
Hacettepe'de tıp okuyup tamamen kendi geçimini barda çalışarak sağlayan arkadaşım da vardı, onun işi üniversite döneminde benimkinden de zordu. Bu dediklerimde abartı olan 1 kelime bile yok. İsteyen yapıyor; gerekirse uykusuz kalıyor, gerekirse her gün 4-5 şirketin kapısını aşındırıyor, gerekirse reddedilen 1 başvurudan sonra 60+ başvuru yapıyor, bu sürede dil de öğreniyor, eğitimini de bitiriyor.
Tutturmuşsunuz imkan yok, imkan verilmiyor... O zaman diğerlerinden farkınızı ve hırsınızı göstererek imkanlarınızı kendiniz yaratın, girişken olun olmayan fırsatları bile zorlayın. Teknik servisteki üçlü koltukta 2 yıl geçirip, duş almak ve çamaşır yıkamak için bir fırsat kollarken bana imkanlar mı verildi? Şu bahane bulma huyundan vazgeçseniz her şeyin yapılabildiğini göreceksiniz.
Sağ olasın ama benim yaptığım büyüklük değil, gereklilik. Coğrafyaya mahkum olmak istemiyor musun? O zaman yapman gerekenler belli, kendi hayatının kurallarını bu coğrafyaya değil de başka ülkelere göre kurmak istiyorsan iyi bir eğitim sağlamaya çalışacaksın, bunu yapamadıysan kesinlikle yabancı diller bileceksin ve işinde iyi olup girişimci olacaksın.Büyüğümsün.
Gerçekten tebrik ederim.
Ya tıp okumayı geçeyim ki o bile imkansıza çok yakın bir şey çoğu kişi için, diyorsunuzki barda çalışarak geçimini sağlasın. Günde 12 saat barda çalışsın bir de tıp okusun. Asgari ücret 2825 TL, kira masrafı, internet masrafı, elektrik masrafı, su masrafı, yemek masrafı, kitap masrafı desen geçimini sağlıyor mu sence? Bu asgari ücretide part-time çalışan insanlara da verildiğini düşünmüyorum. Yani basit bir şey değil işe bulmak, işin devamlılığını sağlamak. A-101, BİM'deki insanları işe alan işverenler bile o insanların orada uzun süre çalışacağını düşünerek diplomalı insanları alıyor. Desenki "Abi ben ufak geçimimi, harçılığımı çıkarmak için part-time çalışacağım" anında kapı dışı ederler. Baya baya umut ticareti yapiyorsunuz siz, az mantığını kullanan birey bu söylemlerin aşırı uç olduğunu bilir. Tek üzüldüğüm nokta bu tür motivasyon yazılarını okuyan insanlar gaza gelip, adrenalin etkisiyle çalışarak sonuçta hüsrana uğrayacak. Zengin - Fakir kontrolündeki fakiri fakiri tutmak için fakiri bir gün zengin olacağı umuduyla daha da fazla çalıştırarak zengini daha da fazla zengin etme. Kısacası umut ticareti değil midir bu anlattığınız?Gayet uygulayabilen binlerce kişi var. Mardin'in bir köyünde hiç eğitim almamış bir ailede doğup, kitap okuduğu için dayak yediği halde bilim insanı olanlar da var. Hiçbir imkanı olmadığı halde gece gündüz çalışarak bir şeyler başaranlar da var. Yokluktan gelip Nobel kazananlar ya da başarılı olan girişimciler de var. Uygulanamıyorsa bu kadar kişi nasıl yapıyor? Uygulanamaz mı yoksa gece gündüz çalışmamak için direnip bir şeyler başarmak için her şeyini feda etmeyi reddedenler mi uygulayamıyor?
Hem tıp okuyup hem de barda çalışıp geçimini sağlamaya maçası yiyecek kaç kişi var? Kredi çekip borca girmek kolaylarına geldiği için mağdur olan milyonlarca kişi var, birkaç yıl zorluk çekip çalışan bir mağdur yok onların arasında. Buna ben de dahilim.
Sana "gerçek anlamda" emek vermekten, zorluk çekmekten bahsedince mavi ekran falan verdin sanırım. Ne asgari ücreti? Ne kirası? Ne diğer "insani" giderlerin masrafları? Yeri geldiğinde bizler gidip Real'den içi boş 10'lu poğaça alıp onunla 5 gün idare ediyoruz, aynı faturayı 4-5 kişiyle bölüşebiliyoruz, sana bu şartlarda yaşamak bile o kadar imkansız görünüyor ki "insani" yaşam şartlarını kafanda yaratmaya çalışıyorsun.Ya tıp okumayı geçeyim ki o bile imkansıza çok yakın bir şey çoğu kişi için, diyorsunuz ki barda çalışarak geçimini sağlasın. Günde 12 saat barda çalışsın bir de tıp okusun.
Umut ticareti yapmak demek, asla gidemeyecek durumdaki birinin önünde havuç sallamak demek. Bu anlattıklarımı ben yaptım, gururla burada anlatıyorum. Etrafımda bir sürü insan yaptı, onlarınkini de gururla anlatıyorum. Binlerce insan sıfırdan Nobel kazanmaktan tut başarılı girişim başlatmayı başardılar. Sen diyorsun ki bu umut ticareti... Buna umut ticareti denmiyor, ben de umut taciri değilim. Burada "gerçek anlamda" maçası sıkıp çalışanların neler yapabildiğinin fiziksel örneklerini veriyorum. Sana ve senin gibi daha okuyan onlarca kişiye bu anlatılanlar o kadar uzak ihtimaller, yokluk denilen şeyin ne olduğundan gerçek anlamda o kadar habersizsiniz ki imkansız geliyor.Baya baya umut ticareti yapiyorsunuz siz, az mantığını kullanan birey bu söylemlerin aşırı uç olduğunu bilir.
Bu zamanda o yaptığınız yapılmaya çalışması olanaksız geleniyor. 4-5 kişi fatura bölüşülüyormuş, çadırda falan kalıyorsunuz sanırsam. Günde 12 saat barda çalışmanın yanında nasıl tıp okumayı planlıyorsunuz? Part-time çalışmak isteseniz bu sefer maaş düşecek, giderleri bölüştürsen kira masrafı var. Kitap masrafı var. Bireysel giderlerde var.Sana "gerçek anlamda" emek vermekten, zorluk çekmekten bahsedince mavi ekran falan verdin sanırım. Ne asgari ücreti? Ne kirası? Ne diğer "insani" giderlerin masrafları? Yeri geldiğinde bizler gidip Real'den içi boş 10'lu poğaça alıp onunla 5 gün idare ediyoruz, aynı faturayı 4-5 kişiyle bölüşebiliyoruz, sana bu şartlarda yaşamak bile o kadar imkansız görünüyor ki "insani" yaşam şartlarını kafanda yaratmaya çalışıyorsun.Şanslıysan ekstra 200-250 TL kadar bir burs bulabilirdin 2012-2013 yıllarında ancak, geri kalanında ailenden bir şey gelmiyorsa mecburen çalışacaksın Sakarya Caddesi ya da Bahçelievler'deki mekanlarda.
Vallahi dostum en son gezmeye Kadıköy'e gittim o da 1 yıla yakın bir süre boyunca para biriktirdiğim bilgisayarımı almak içindi.Köprün var, yolun var, suyun var geziyorsun tabi coğrafya kaderdir, böyle ülkeyi nerede bulacaksın?