İnceleme Cyberpunk 2077 2.0 + Phantom Liberty incelemem

Selam dostlarım. Toplamda 500 saatimi verdiğim Cyberpunk 2077'nin 2.0 sürümü çıktığı gibi %100 olacak şekilde tüm sonlarıyla oynayıp bitirdim. Daha sonra Phantom Liberty'e başladım ve bugün 3 son olmak üzere onu da bitirdim. Ayrıca sadece Sokak Çocuğu hep En Zor'da oynadım. Burada ise içimi dökmek istiyorum. Bu incelemeyi 2.0 için yapacağımı ve zaman zaman eski sürümle karşılaştıracağımı belirtmek isterim. Ayrıca sadece kendi gördüğüm kadarını da yazacağımı bilmenizde fayda var. Şimdiden iyi okumalar.

Oynanış​

Oynanışla başlamak istiyorum. Çünkü bana kalırsa bir oyunu oyun yapan ve onu oynanabilir ve eğlenceli kılan şey oynanışıdır. Mekanikleri bir FPS oyununda olması gerektiği gibi diyebilirim. Yeni sürümünde oynanışı bozan birkaç hata var. Hatalar kısmında bahsedeceğim. Oynanış oyunda ilerlediğim zaman çok eğlenceli bir hal aldı. Alışmak fazla zor değil ve tekrar ettiğini eğer art arda NCPD içeriklerini yapmazsanız tekrara düştüğünü düşünmüyorum. Çoğu combatta düşmanların olduğu yerler ve yapacakları farklı olduğu için tekrara düşmüyor. Sürekli seviye atlayıp gelişip yetenek vs. açtığımız için sıkıcı da olmuyor hep aynı şeyleri yapmadım ben en azından.

İmplant sistemi​

Her implantı takamıyoruz. Bir limit var ve bu limiti geçemiyoruz. İmplantlar zırh ve çeşitli özellikler sağlıyor.

Grafikler​

Günümüz itibariyle en iyi görünen oyun olduğunu söyleyebilirim. Ambiyansı içine çekiyor ve benim çıkasım gelmiyor açıkçası. RT ile deneme fırsatım oldu ve grafiklere hayran kaldım. Ancak optimizasyon için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Optimizasyon​

Optimizasyonu cidden çok ilginç geldi bu oyunun bana. İlk çıktığında RX 580 ile cidden bugsız şekilde 50 FPS oynayabiliyordum yüksek ayarlarda. Şuan RTX 3060Ti OC ile Ultra ayarlarda DLSS kalitedeyken 1080p 60 FPS oynayamıyorum. Yine 50 FPS alıyorum. RT açtığım zaman aydınlatmasız 50 aldım ama Dogtown'da mecburen kapatıyorum çünkü 12 FPS'e düşüyor. Ayrıca sadece bende mi var bilmiyorum ama 1 saat oynadıktan sonra performans kaybı yaşıyorum. Oyunu kapatıp açınca düzeliyor.
1697648479694.png

Müzikleri​

Dostlarım ben hayatımda bu kadar güzel soundtrack duymadım. Duyguları çok iyi ifade ediyor ve her müzik tam yerinde kullanılmış ve sahnenin sunumunu çok güzel hale getiriyor. Ancak radyo müzikleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Radyoyu direkt kapatıyorum. Sadece ara sıra Samurai çalarsa dinliyorum. O da denk gelirse.

Hikaye​

Gelelim hikayeye. Hikayeyi sevdim ve akılda kalıcı. Başlangıcı ve oyun içinde birkaç diyaloğu etkileyen 3 adet yaşam yolumuz var. Hikayesini özet geçeceğim spoiler içinde. Paralı askeriz, bizi tepe noktaya taşıyacak büyük bir iş alıyoruz. İş planlandığı gibi gitmiyor ve dünyanın en büyük ve güçlü şirketinin sahibi ölüyor ve bununda yaşayan tek şahidi biziz çünkü kaçış sırasında ortağımız ölüyor ve ölmeden önce Hazine yani çalmamız gereken çipi bize veriyor ve bozulmaması için de kafamıza takıyoruz. İş verenimizle buluştuğumuzda iş verenimiz bizi öldürüyor ama kafamızdaki çip bizi hayata döndürüyor bu sırada da istemeden bizi yavaş yavaş öldürüyor. Şirketin sahibinin koruması ise bizden haberdar ve işleri düzeltmek için bizle çalışıyor. Biz o sırada şehirde yavaş yavaş yükseliyor ve Hazine'yi icat eden adamı kaçırıyoruz. Kafamızdaki Johnny Silverhand ile de yavaş yavaş ilişkimiz şekilleniyor. Johnny'nin çipe hapsolmasının sebebi 2013 yılında Soulkiller yani Johnny'yi öldürüp çipin içine hapseden teknolojiyi icat eden sevgilisi Alt Cunningham'ın kaçırılması ve Johnny'nin intikam için 2023 yılında Arasaka kulesini bombayla havaya uçurması. Johnny Arasaka'dan intikamını almak için bizimle iş birliği yapıyor ve sonunda yok olmak pahasına hayatımızı kurtarmaya çalışıyor. Hikayenin sonunda toplam 7 adet son var. Birincisi için Johnny ile ilişki seviyenizin %85 olması şart. Hikayedeki mimikler ve seslendirmeler ise hikaye sunumunu olumlu şekilde destekliyor. Daha önceden verdiğiniz bir karar daha sonra karşınıza bir görevde çıkıyor ve görevin gidişatını değiştiriyor. Seçimler ana hikayede çoğunlukla Johnny'nin olduğu kısımlarda etkiliyken yan görevlerde hiç beklenmedik bir yerden etkisi olabiliyor. Her görev için geçerli olmadığını belirteyim, beklentiniz yüksek olmasın.

Hikayenin sunumu​

Hikaye Half-Life'daki gibi sunuluyor. Yani ara sahne olmadan. Keanu Reeves'in, Johnny Silverhand olarak rol alması büyük bir oyunculuk performansını yanında getiriyor. Seslendirme ve mimiklerde hikaye sunumunu destekler nitelikte. Müzikler ve ambiyansta eklenince hikaye sunumunu akıcı ve kaliteli bulabilirsiniz ama ben çok akıcı bulmadım. Kaliteli ve akılda kalıcı ama akıcı değil. Çoğu repliğin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Evrenin kendi terimleri de repliklerde geçiyor ve bu evrene daha çok bağlanmamı sağladı. Ama itiraf edeyim 500 saat oynayıp çoğu repliği zaten bildiğim için sıkılıyorum ve Alt-Tabda video izliyorum. Aşırı meraklı ve pür dikkat izleyecekseniz ve dinleyecekseniz bence sunum ideal. Ben sıkılmamı açıkçası oyunu zaten bilmemden kaynaklı olduğunu düşünüyorum çünkü Phantom Liberty'de 1 kez olsun Alt-Taba atmadım oyunu.

Animasyonlar​

Bizim animasyonlarımızdan bahsetmek istiyorum çünkü diğer karakterlerin animasyonları Motion Capture ile yapıldığı için gerçekçi ama bizim animasyonlarımız sanki engelli bir bireymişiz gibi görünüyor gölgelerde. Ne silah tutuşumuzda hayır var ne zıplama veya koşma animasyonlarımızda. CD Projekt'in animasyonlarını genel olarak beğenmiyorum. Ancak bu oyunda NPC'lerin animasyonlar güzel ancak bizim animasyonlarımız gerçekten dıştan bakıldığında yani gölgelerde ve aynada göründüğü kadarıyla kötü. Çok yapay hissettiriyor.

Türkçe çeviri​

Az buçuk İngilizce'nin sokak jargonunu biliyorsanız Türkçe çeviriye sinir olacaksınız. Ben bu kadar yerelleştirme yapılan hatta saçma yerelleştirme yapılan oyun görmedim. Normalde yerelleştirmeleri çok severim ama yerinde ve doğru kullanıldığı zaman. Genelde küfürlerde geçerli bu mesele o yüzden buraya yazamıyorum ama 'Dog sh*t, cat sh*t, rat sh*t' cümlesini Soyunu sopunu s** diye çevirmek de baya dozunu kaçıyor işin. İngilizceniz varsa ve yerelleştirmelerden rahatsız oluyorsanız oyunu İngilizce oynamanızı tavsiye ederim.

Mod desteği​

Ben istisnasız her oyunu modlarım dostlarım. Mod desteği konusunda CDPR hiçbir zaman köstek olmuyor. Destekleyen modları sıkıntısız yükleyebilirsiniz, güzel modlar olduğunu düşünüyorum.

Polis sistemi​

Polis sistemi gayet yerinde. Dengeli ve size göre ekip gönderiyorlar. Bir yere saklandığınızda sizi bulamazlarsa bırakıyorlar ve sizinle sizi öldürmek için savaşıyorlar.

Diyaloglar​

Seçtiğiniz yetenek ağaçlarına ve yaşam yolunuza göre ekstradan diyaloglar kurabiliyorsunuz ama bunlar o kadar değiştirmiyor görev akışını.

Yapay zekalar​

Araba harici yapay zekalar güzel. Silah doğrulttuğunuzda veya tehlike oluşturduğunuzda hepsi aynı tepkiyi vermiyor. Combatta da benzer şekilde. El bombası attığınızda 'Grenade!' diye bağırıyor ve kaçıyorlar. Sizi gördükleri zaman ona göre konuşuyorlar veya kaybolduğunuz zaman yavaş yavaş sizi aramaya başlıyorlar. Bulamadıklarında normal işlerine geri dönüyorlar.

Çevre çeşitliliği​

Bir bomba attığınızda onu erkende patlatmak için havada ateş edebiliyorsunuz mesela. Veya çoğu oyunda olan klasik varil, tüp, patlayıcı gibi etkenler ile etkileşime geçip üstünlük sağlayabiliyorsunuz. Ancak rakip bunu yapmıyor. Nesnelerin altından kayabiliyor veya parkur yapabiliyorsunuz.

Buglar - Glitchler​

Gelelim Cyberpunk 2077'nin canının en çok yandığı yere. Çoğu oyunda olduğu gibi bu oyunda da buglar var. Ama bi Bethesda oyunu kadar da değil. Oyunu kıran değil de geri save yüklemem gereken buglarda bu sürümde de karşılaştım. Karşılaştığım tüm hataları altta bulabilirsiniz. Eskisi kadar olmasa da hala hata göreceğinizi söyleyebilirim. Eh en azından uçan arabalar yok.

  • Sibernetik hatası: 60 levelden sonra ve oyundaki çoğu sibernetik limiti çipini topladıktan sonra implantlarımı güncelleyemez oldum. Bir değişiklik hatta geliştirme yaptığım an implantım yok oluyor ve geri takılmıyordu. Çözümünü ise redditte buldum.
  • Arabamı bir yere çekip zamanı ilerlettiğim zaman arabam patlıyordu.
  • Çeşitli grafik, gölge hataları
  • Yüzlerin gümüş hale gelmesi, bildiğiniz Kratos'un parlak hali gibi bembeyaz oluyordu tüm NPC'lerin yüzü.
  • Yapay zekaların araba sürerken sapıtması. Örnek olarak birinin arabasına bindiğimde daire çiziyordu veya herkese çarpıyordu.
  • Sandevistan ile Kerenzikov'u anı anda kullandığımda zaman aşırı yavaşlıyor ve Sandevistan'ı kapatamıyordum. Sandevistan'ın bitmesini beklemek zorundaydım veya geri save yüklüyordum.
  • Kontrol ipuçlarını açmadan Snadevistan ve Kan Pompası gibi implantlarımın cooldownını göremiyordum.

Cyberpunk 2077 vs Cyberpunk 2077 2.0​

  • Dostlarım eski oyunda çok gereksiz yetenekler vardı bu güncellemeyle yetenek açmadan bu hareketleri yapabiliyoruz.
  • İmplantlarınızı geliştiremiyordunuz ama bu güncellemede maksimum 5. seviye ++'a kadar geliştirebiliyorsunuz. Silahlarda aynı şekilde 5. seviye ++'a kadar gelişebiliyor.
  • Eskiden tüm silahları modifiye edebiliyorken şimdi hepsini edemiyoruz.
  • Eskiden kıyafetler zırh verirken şuan vermiyor ve geliştirilemiyorlar.
  • Eskiden sadece tek implant zırh veriyordu artık çoğu implant zırh veriyor.
  • Yetenek ağacı tamamen değişmiş. Eskiden pistoller reflekslerdeyken şuan serinkanlılıkta mesela.
  • Eskiden arabada silah kullanamıyorduk ama şuan kullanabiliyoruz ve polis veya çeteler de kullanabiliyor.
  • Eskiden iş bitiriciler sürekli araç satın almamız için mesaja boğarken tek bir siteden araçları alabiliyoruz.
  • Eskiden Prologue'dayken görev, GIG vs. yapamıyorduk tamamen hikayeye bağlıydık ama şuan istediğimiz gibi takılabiliyoruz.
  • Eskiden ikonik silahları sökebiliyorken şuan sökemiyoruz. O yüzden hepsini bagaja attım orada paslanıyorlar.
  • Şuan oyunda ekstradan silahlı araçlar mevcut.
Hatırladıklarım bu kadar.

Değerlendirme​

Ben Cyberpunk'a ilk günden beri sıcak bakıyorum ve oyunu severek oynuyorum. Hikayeye çok bağlandığımı söylemek isterim. Sunum ve oynanışı özellikle içinde tutabiliyor. Eğer Cyberpunk temasını seviyorsanız bu oyunu seveceğinizi düşünüyorum. Aiminiz iyi değilse Netrunner olarak oynayabilir ve işinizi uzaktan halledebilirsiniz. Veya benim aimim iyidir aksiyonu severim derseniz silahlarla oynayabilirsiniz. Ben gizlice gidicem derseniz ona göre implantlar alarak gizlice de gidebilirsiniz. Ben herkese göre bir oyun yolu olduğunu düşünüyorum. Puan verecek olursam 94/100 veriyorum.



Untitled-2.png

Phantom Liberty DLC'si​

Oyun zaten hazır diye bu sefer hikayeyi daha oturaklı hale getirmişler. Taşlar daha yerli yerinde. Neyi neden yaptığımızı biliyoruz ama bir yandan da bilmiyoruz.
Bu bölümde DLC'ye eklenenleri, düşüncelerimi ve hikayeyi anlatacağım çünkü oyunu zaten inceledim.

DLC'ye eklenenler ve düşüncelerim​

Yeni bir yetenek ağacı ekleniyor ve bu yetenek ağacındaki tüm yetenekler aktif yetenekler. Belirli bir istatistik vermiyor anlayacağınız. Düşmanın savunmasızlıklarını görüp ekstra hasar verebilir veya kol implantlarınızı güçlendirebilen etkiler kazanabilirsiniz. Ben bu DLC'de çoğu oyundan etkilenildiğini düşünüyorum. Örneğin havadan drop düşüyor ve onu koruyan birlikler var. Bana Dying Light'ı anımsattı. Ambiyansı Metro serisine çok benziyor kendimi cidden Metro oynuyor gibi hissettim. Yeni silahlar eklenmiş dendi ama aynı silahlarım boyalı olanları diyebilirim. Ben zaten bu DLC'deki sniperı alana kadar hep 3 aynı silahı kullandım ilk kez sadece sniperımı değiştirdim. Çok silah arayan birisi değilim. Küçük bir yer gibi görünüyor ama gayet büyük geldi bana. Özellikle stadyumda çok fazla Metro vibe'ı aldım. Müzikleri yine aşırı etkiledi. 3 gündür dinliyorum ve sıkılacağımı düşünmüyorum.

Hikaye özeti ve düşüncelerim (SPOILER!)

Hayatımızı kurtarmak için bir yol arıyorken telefon geliyor. Songbird isimli biri. Bizi Dogtown denen, polisin bile giremediği bir bölgeye çağırıyor. Bir anda Hazineye bağlanıyor ve Johnny kısa süreliğine gidiyor. Songbird isimli bu gizemli kişi bize Amerika başkanının aracının Dogtown'a düşeceğini ve kurtarmamız gerektiğini karşılığında hayatımızı kurtarmanın bir yolunu bulabileceğini söylüyor. Hikaye ilerledikçe başkanı artık Dogtown'dan kaçırma zamanımız geliyor ama her yerde aranıyoruz. Ayrıca Songbird'de kayıp. Bu sırada 7 yıl önce ölüme mahkum edilmiş bir vatansever istihbarat ajanı devreye giriyor: Solomon Reed. Bizzat başkanın emriyle istihbarat ajanı oluyoruz ve diğer elemanla buluşuyoruz. Onun görevi başkanı Dogtown'dan çıkarmakken başkan bize yeni bir görev veriyor ve Songbird'ü kurtarmamız gerektiğini söylüyor. Bizde bu sırada Songbird'ü arıyoruz ve buluyoruz da. Kendisi Dogtown'ın yöneticisi olan Kurt Hansen'ın yanında tutsak. Ona ulaşmanın tek yolu Black Sapphire isimli bir binadaki parti. Burada onu buluyoruz ve hakkındaki bilmemiz gereken gerçekleri söylüyor. O da biz gibi ölüyor. Kara Duvar öldürüyor ve yardımımızı istiyor. Karşılığında ise yine hayatımızı kurtarma garantisi veriyor. Reed ise Songbird'e karşı kendini sorunlu hissediyor ve ölmesini istemediği için ona yardım etmeyi ve onu kurtarmayı istiyor. Partinin sonunda planlar yapılıyor ve Songbird Hazine aracılığıyla bizle sohbet ediyor ve tamamen dürüst şekilde konuşuyoruz. Matrix sayesinde hayatımızın kurtulabileceğini söylüyor ve Reed'e karşı yardım istiyor bizden. Reed ise Songbird'ün ölmesini ve kaçmasını istemiyor. Bu konuşmalardan sonra Kurt Hansen'ın mekanına kimlik değiştirerek sızıyoruz. Burada seçim yapıyoruz. Ben Reed'i satmak istemedim. Bu yüzden Songbird stadyumu hackleye hackleye kaçarken bende bu sırada beni öldürmeye gelen Kurt Hansen'ı öldürdüm. Daha sonra Songbird'ün izini buluyoruz ve eski bir Militech askeri üssüne girdiğini görüyoruz. Bu üs Arasaka'nın Soulkiller'ına karşı yapılmış bir üs. Bu kısım tam korku oyunuydu. Kara Duvarın etkisinde olan Songbird burada bizi durdurmaya çalışıyor ama nihayetinde ona ulaşıyoruz. Yapabileceğimiz iki seçim var yine. Ufakta olsa sonu etkiliyor. Birincisinde Songbird'ü kurtarıyor ve kliiğe yatırıyoruz ama başına ne geldiğini bilmiyoruz çünkü başkan onu canlı istiyordu. İkincisinde acı çektiği için bize ölmek için yalvarıyor. Onu öldürüyoruz ve kurtarmış oluyoruz. Bu sırada Reed bize verilen sözü tutuyor ve bizi bir kliniğe yatırıyor. Klinikte 2 yıl boyunca komada kalıyor ama nihayetinde iyileşiyoruz. Ama bedeli de büyük oluyor. Zamanın yanında yoldaşımız, Johnny Silverhand'i kaybediyoruz ve artık asla implant taktıramıyoruz. Çünkü sinir sistemimiz çökmüş. Artık kalabalıktaki bir yüz olarak yaşamak zorundayız. Hala klinikteyken dostlarımızı arıyoruz ama hepsi değişmiş. 2 yıl onları çok değiştirmiş. Night City'e geri döndüğümüzde hiçbir şeyin aynı olmayacağını anlıyoruz ve artık normal bir insan olarak yaşamımıza devam ediyoruz.

Bu hikayenin sunumunu duygusallığı ve trajedisiyle çok beğendiğimi söylemek isterim. Oynadığım en iyi DLC oldu. Bundan önce Blood and Wine'dı. Kesinlikle oynamanız gereken bir deneyim olduğunu söylüyor ve incelememi bitiriyorum.

FİYAT​

Böyle fiyat olmaz olsun. İlk çıktığında indirimle 166₺'ye ve DLC'yi de çıktıktan 2 gün sonra 400 liraya aldım. Şuan ise indirimsiz DLC ile birlikte 1198 liraya denk geliyor.
 
Cyberpunk'u epey sevdim, sonrasında Starfield oynamak benim için tuhaf bir deneyim olmuş olsa da.

DLC'yi sadece izlemekle yetineceğim. :D
 
Cyberpunk'u epey sevdim, sonrasında Starfield oynamak benim için tuhaf bir deneyim olmuş olsa da.

DLC'yi sadece izlemekle yetineceğim. :D
Starfield'ı izlemiştim. Oynamak istemedim zaten izledikten sonra. Eski bir oyun motoru kullanıyorlardı sanırım. İçerikleri boşmuş falan. O yüzden Strafield'a hiç bulaşmayacağım.
 
@Aeronight İçerik iyi de, eski oyun motoru olması sıkıntı.
 

Geri
Yukarı