Daha neyi bekliyoruz?

Katılım
3 Haziran 2019
Mesajlar
1.812
Makaleler
3
Çözümler
6
Çoğumuzun günlük hayattaki sorunlarından biri de zamanı verimsiz kullanmaktır. Hele ki günümüzde eğitim sistemi sınav için gerekli olan ama diğer amaçlar için öğretilmeyen bir yapı olmuşken zaman daha da kıymetli oldu. Kimi zaman zamanımız boş ama yapmamız gereken şeyleri yapmıyoruz ve kendimizi bu işlerden uzaklaştırmak için ya zamanı bahane ediyoruz ya da yorgunluğumuzu. Boşuna dememişler "Yaprak ağaca küsmüştü, sonbahar bahaneydi." Diye.

Bundan 2 gün önce arkadaşım beni aradı ve artık okuldan sıkıldığını söyleyip dersleri bırakacağını belirtti. Tabi ki de ona ders çalışmazsan bu olur ileride zorlanırsın demedim. Direkt her şeyi suratına tokat gibi cevapları yapıştırdım. Ona ailesinin kızacağını söylemedim, ona ileride neden kendisinin kendine kızacağını söyledim. Ona neden konforlu bir hayat yaşayamayacağını söylemedim, ona neden hayatta kalamayacağını söyledim. Belki de en büyük korkular en büyük motivasyonu verir kim bilir? 2 saatlik bir konuşmanın ardından ikna etmeyi başardım ama içimde geçici olarak vicdanını rahatlatmak için sırf kendine ben bugün ders çalıştım şüphesi vardı. Ki ne yazık ki tahminimde ki gibi de öyle yaptı. İlk gün 30 dakika ders çalışıp bırakmıştı.

Geri dönelim ve buna sebep olan kaynağı bulalım. Zamanı iyi kullanamamak, kötü eğitim sistemi, ihtiyaçlar, zevkler... Say say bitmez ama bunlardan biri var ki her şeyi değiştirebilecek şey. İnanmak. Bu duyguyu kaybetmişti. Hem de zamanın içinde. Aslında şu ana kadar inanmak ve zaman kardeşti. İnanmak zamanla başarıya dönüşen bir şeydi. Neyi yanlış yapmıştı? Evet belki zamanını kendini oyalamak için geçirdi, aynı "Nasıl ders çalışılır?" Diye arama yapan bir birey gibi. Belki o da bu bireyler gibi kendisini kandırmaya devam ediyordu. Kim bilir burası evren. Uçmayı düşünmek de uçmanın bir parçası, çalışmaya başlamak için yapılan araştırma da belki bunun gibi başlamanın bir parçasıdır belki de. Sence de öyle mi? Ben sanmıyorum, başlama bir eylem sonucunda olmaz, bir eylem ile olur. Kim bilir belki de tüm bu hatalarının sebebi zaman veya bahaneler değil hobileridir. İyi şeyler gerçekten de iyi midir her zaman? Belki de anlık işimize yarayan her şey bize iyi gelir. Yüzümüzü güldüren şeyler iyi midir her zaman? Belki de aslında iyilikte yatar bu kötülük, aynı kötülükte yatan iyilik gibi. Belki de bunların hepsi önemsizdir. Belki de şu an yanlış bir sorunu ele alıyoruz. Durun... Belki de bu anlattıklarımın hiçbir önemi yoktur. Sonuçta bu şeyler insani kavramlar. Galiba asıl sorunu bulduk. Sence de öyle değil mi? İstersen bu anlattıklarıma geri dönüp tekrar bak. Aslında hepsi anlık olarak sana bir şeyler ifade etti ama bu yazıyı kapatınca bir şeyler değişmedi. Demek ki bu anlattıklarım aslında gereksizmiş. Kim bilir belki ben de kendimi oyalıyorumdur. Bizler başaran insanların gölgelerinde dinleniyoruz. Bilgisayarı yapan adama "Vay bee... Nasıl yapmışlar diyoruz?" Bırakın artık bunları. Madem bizler dünyada belli kurallar içerisinde yaşıyoruz o zaman biz de kendi kurallarımızı kendi kişisel evrenimizde kuralım. Artık anlıyor musun beni? Burada anlattığım şeyler aslına klasik anlatılanların uzun metinsel hali. Bak seni gene kandırdım. Demek ki bunlar bir anlam ifade etmiyormuş. Asıl anlam ifade eden nedir peki, yaşamak mı? Sanırım öyle ama siz buna yaşamak diyorsanız. Hayat acıdır ama onu tatmasını bilene. Tatmayı bilen hem acıyı hem tatlıyı hisseder. Belki de bir şeyi elde etmek için bir şeye de katlanılmalıdır. Değil mi? Şimdi senden kendini sorgulamanı ve yapmak istediğin şey için sana zarar veren her şeyi bırakmanı istiyorum. Bu metin bu konuda okuduğun son metin olsun. Unutma bu metinler benim gözümde hiçbir şey. Sonuçta burada her şeyi anlatamam. Ama sen yapmak istediğin ve ulaşmak istediğin yolda git, benim anlatamadıklarımı sen kendine anlatacksın...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Hayat önem sıralamalarından ve bu sıralamaların nasıl kullanılacağından ibarettir. Sen sivil bir otomobil kullanıyorsun diyelim. Arkanda itfaiye var ve geçmesi gerekiyor, sağa geçip yol verirsin. Ama o itfaiyenin arkasında ambulans varsa itfaiyeye göre önceliği daha üstün olduğundan bu sefer de benimle beraber itfaiye de yol vermelidir.

İyi bir gelecek, iyi bir hayat, iyi bir kariyer, iyi bir kadın, iyi bir araba ve ev istiyorsanız önce onları elde etmeniz için bazı şeylerden feragat etmelisiniz. Ben 18-22 yaşlarımda bilgisayar oyunu oynamıyordum, ders çalışmam gerekiyordu, para kazanmam gerekiyordu ve dolayısıyla vaktim yoktu. Ama şu an istediğim kadar oynayabilirim çünkü bu zamanı hak ederek kazandım. Artık kimseye hesap vermem. Basit bir örnek...
 
Hayat önem sıralamalarından ve bu sıralamaların nasıl kullanılacağından ibarettir. Sen sivil bir otomobil kullanıyorsun diyelim. Arkanda itfaiye var ve geçmesi gerekiyor, sağa geçip yol verirsin. Ama o itfaiyenin arkasında ambulans varsa itfaiyeye göre önceliği daha üstün olduğundan bu sefer de benimle beraber itfaiye de yol vermelidir.

İyi bir gelecek, iyi bir hayat, iyi bir kariyer, iyi bir kadın, iyi bir araba ve ev istiyorsanız önce onları elde etmeniz için bazı şeylerden feragat etmelisiniz. Ben 18-22 yaşlarımda bilgisayar oyunu oynamıyordum, ders çalışmam gerekiyordu, para kazanmam gerekiyordu ve dolayısıyla vaktim yoktu. Ama şu an istediğim kadar oynayabilirim çünkü bu zamanı hak ederek kazanmışım. Basit bir örnek...

Dediğin gibi,

Yeri gelir kamyonun freni patlaktır, taşıdığı mallar durdurur. Yeri gelir o mallar o tira kaza yaptırır.

Yeri geldiğinde en sevdiğin şeyi atmayı yeri geldiğinde de sahip çıkmayı bilmeli insan.
Belki başka bir yoldan ilerlemeyi düşünüyor olabilir.
Ya başkasının yolundan gidersin ve onun başardığı kadarını başarısısın. Ya da kendi yolunu açarsin. Hangi yoldan gittiğin önemli değil. Yeterki zorluklarda çözüm üretmeyi bil.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Yeni konular

Geri
Yukarı