Dava ve Dönüşüm aşırı kötü eserler!

Mor

Hectopat
Katılım
3 Haziran 2018
Mesajlar
233
Çözümler
1
Dönüşümü baştan sona okudum. Davayı ise az önce itibariyle yarısında bıraktım. Her iki kitabın anlatmak istediği de gayet açık ve anlamanız için her iki kitabı da baştan sona okumanıza gerek yok. Dönüşümdeki "İnsan varlığının değeri" ve Davadaki "Adalet" konuların her ikisi de birkaç paragrafta özetlenebilir ve kitabın tamamından çok daha etkili olurdu. Öncelikle şunu söylemek isterim ki bu kitapların fazlasıyla övüldüğünü duydum, okudum. Ancak ben zerre beğenemedim. Ne iyi bir edebî eser olmayı başarabiliyor ne de kendi konularına yeterince başarıyla değinebiliyorlar. Alegoriler saçma ve alakasız. Mekanlar gereksiz, kişiler gereksiz, zaman gereksiz. Bu kitaplardaki her türlü detay gereksiz ve konuya hiçbir katkısı yok. İyi bir roman da değil. Nedenler mantıksız, sonuçlar abartı.

Elbette muhteşem bir yazar değilim. Sıkı bir okuyucu da değilim ki okuduğumu da en sert şekilde eleştirme hakkım buradan geliyor. Okumada seçici olmalıyım ki ne kendimi okumaktan uzaklaştırayım ne de vaktimi harcayayım.

Bana göre bu kitaplar bir yazara göre bile amatörce yazılmış. Olayın merkezindeki kişilerin (Dönüşüm: Gregor Samsa, Dava: Josef K.) başlarına gelenler saçmalıktan ibaret. İnsan hayatının her kısmında yer eden bu konuları hayatının gerçekliğinden uzaklaştırıp her bir mekanı, kişiyi, zamanı ve sebep-sonucu bu kadar mantıksız bir şekilde aktarmak, bu iki kitabın konusuna birer ihanettir. İnsan varlığının değeri bir böcek aracılığıyla anlatılması - güya böceklerin ezilmesinden dolayı - kesinlikle yanlıştır. Yazarın insanı anlatma mahiyetinin olmadığının göstergesidir. Davada ise adaletsizlik gibi bir konunun sudan sebeplerle karmakarışık bir hale getirilmesi için de aynı şey geçerlidir.

Bu iki kitap kesinlikle okumaya değmez. Öyle ki zaten Türkiye'de yaşayıp adaletsizliği ve insan varlığının değerini kendi gözlerinizle görüp, aklınızla anlayamadıysanız bu kitapları kırk kere okusanız dahi bir faydası olmaz.

"Bu işte mantığın zerresi yok." - Josef K.

Geri dönüşlerinizi bekliyorum.
 
Son düzenleme:
Dönüşüm kitabını ben okudum ve saçma bulup edebiyat hocama çok saçma hocam dedim ardından hocam bana bu kitabı anlamak için ya edebiyatın yetmiyor ya yaşın ya da zekan demişti. Ardından susmuştum.
 
Dönüşüm kitabını ben okudum ve saçma bulup edebiyat hocama çok saçma hocam dedim ardından hocam bana bu kitabı anlamak için ya edebiyatın yetmiyor ya yaşın ya da zekan demişti. Ardından susmuştum.
Bana göre anlaşılmayacak hiçbir şey yok. O öğretmen bir radikal din adamı kadar bağnaz ve dogmatik düşünüyor sadece. Belki de kendisi anlamakta güçlük çektiğinden bir başkasının fikrine tahammül edememiştir.
 
Bana göre anlaşılmayacak hiçbir şey yok. O öğretmen bir radikal din adamı kadar bağnaz ve dogmatik düşünüyor sadece. Belki de kendisi anlamakta güçlük çektiğinden bir başkasının fikrine tahammül edememiştir.
Çok zeki bir hocaydı ve görüşleri hep mantıklıdır. Yani kısaca kitaba bakış açısı önemli, eğer hikaye kitabı gibi okursanız bir şey anlaşılmıyormuş onu anladım. Kitaba ders çıkarma açısından bakınca asıl anlamı ortaya çıkıyor.
 
Sıkı bir okuyucu da değilim ki okuduğumu da en sert şekilde eleştirme hakkım buradan geliyor.
Bu mantığı kurabilen bir kişinin olgunlaşma sürecinde henüz başlarında olduğunu düşünmemiz normaldir.

Öyle ki zaten Türkiye'de yaşayıp adaletsizliği ve insan varlığının değerini kendi gözlerinizle görüp, aklınızla anlayamadıysanız
Anlayamazsınız, bir durum belli bir bölgede uzun sürelerce normal olarak addedilirse o normal kabul edilenin yanlışlığı ya da doğruluğu artık o bölgedeki iradenin elindedir.

Kafka'nın eserlerinde olaylar her yönüyle her mesafeden incelenmektedir ve eserler size yolları açar, yolları anlamanıza basamak olur, sizi bir yolda yürümeye zorlamaz. Sizin tek başınıza, sadece bir adet karşılık ya da anlam atadığınız adalet ya da değer kavramlarının gerçekte ne olduğunu bulmaya, anlamaya vesile eserlerdir.

Bahsettiğiniz adaletsizlik mevhumu da tam da sizin burada gösterdiğiniz davranış şekli ile hareket eden insanların, kendi çapı ile anlam atamaya kalkanların ya da bulduğu anlamın yeterli olduğunu düşünenlerin sayesindedir. Okumak iyidir, zihni açar ve bakış açılarını genişletir, en önemlisi ise kendinden şüphelenmenin gerekliliğini öğretir. Sevgi ve saygı ile
 
Bahsettiğiniz adaletsizlik mevhumu da tam da sizin burada gösterdiğiniz davranış şekli ile hareket eden insanların,
Ne gibi bir davranış şeklinden bahsediyorsunuz?
Kafka'nın eserlerinde olaylar her yönüyle her mesafeden incelenmektedir ve eserler size yolları açar, yolları anlamanıza basamak olur, sizi bir yolda yürümeye zorlamaz.
Gerçekten zoraki bir şeyler yazma çabasından başka bir şey değil bu cümleleriniz. Yol mu? Mesafe mi? Basamak olmak mı? Yolda yürümeye zorlamak mı? Göründüğü üzere sizde yaratıcılığın ne "y"si var ne de zerresi var. Yalnızca birtakım kişiler ve popüler kültür tarafından size böyle öğretildiği için böyle konuşuyorsunuz. Neden iyi kitaplar olduğuna dair bir argüman veremiyorsunuz. "Şöyle yapar... Böyle yapar..." "Şu davranış şeklinizden... bundan... şundan dolayı..." Neyden dolayı? Ne yapar? Bilinmezlikler ile cevap vermeye çalışacağınıza;


Okumak iyidir, zihni açar ve bakış açılarını genişletir, en önemlisi ise kendinden şüphelenmenin gerekliliğini öğretir. Sevgi ve saygı ile

Burada da bahsedildiği gibi kendinizden, kendi yaratıcılığınızdan şüphelenmeye çalışsanız iyi edersiniz yoksa;

...Kırk kere okusanız dahi bir faydası olmaz.
...olgunlaşma sürecinde henüz başlarında olduğunu düşünmemiz normaldir
Düşünmeniz yerine etkinlik akışıma bakmanız sizin için daha normaldir.
 
Son düzenleme:
Ne gibi bir davranış şeklinden bahsediyorsunuz?
Kendine zıt fikre sahiplere karşı her türlü yakıştırmayı yapma hakkını kendinde görme, bildiğini ve anladığını tek sanma ve her şeyi anlayıp bildiğini uzmanlığı olmasa bile her konuda her şeyi söyleyebileceğini düşünme. Ama kimse ona bir şey diyemez, derse ağzının payı verilir. Unutmadan da hep haklı olma.
Neyden dolayı? Ne yapar? Bilinmezlikler ile cevap vermeye çalışacağınıza
En basiti; "Dönüşüm" konu olarak, bireyin değeri ya da değersizliği ile sınırlanacak bir kitap değildir. Kişinin çevresi ve kendisi ile ilgili sorgulamasının aktarımıdır. Samsa'nın kendini neden böcek zannettiğini; toplum, çürümüş aile, arkadaş, ikili ilişkiler, beklentiler, gerçekler, hayaller, eldekiler vs. ile anlatır.

Kalkıp bu kitaba çok basit ki insan değerlidir zaten diyen insan mı dardır yoksa kitap mı kötüdür. Bir de şuradaki iki satırdan bile doğru düzgün anlam çıkaramayan kişinin etkinlik akışına baksan ne olur? Bakmasan ne olur?
 
Unutmadan da hep haklı olma.
Haklı olmadığım kanıtlanana dek haklıyımdır. Bana hâlâ kitabın gerçekten iyi olduğu konusunda bir şey sunamıyorsunuz. Bana yazarın yapmadığı şeyleri yapmış gibi anlatıyorsunuz. "toplum, çürümüş aile, arkadaş, ikili ilişkiler, beklentiler, gerçekler, hayaller, eldekiler vs." Bu bahsettiklerinizden yalnızca ikisi kesinlikle değinilen şeylerdir. "Vesaire"si bile yok!

En basiti; "Dönüşüm" konu olarak, bireyin değeri ya da değersizliği ile sınırlanacak bir kitap değildir. Kişinin çevresi ve kendisi ile ilgili sorgulamasının aktarımıdır. Samsa'nın kendini neden böcek zannettiğini; toplum, çürümüş aile, arkadaş, ikili ilişkiler, beklentiler, gerçekler, hayaller, eldekiler vs. ile anlatır.

İşte sorun da bu ya. Bu kitap işini iyi yapmış olsa idi konu olarak yalnızca bireyin değeri ya da değersizliği ile sınırlandırılmamış olurdu. Beni "kendi çapı ile anlam atamak ya da bulduğu anlamın yeterli olduğunu sanmak" ile suçlarken sizlerse kitabın ve yazarın çapından çok daha fazla anlam çıkarıyorsunuz. Üstelik çıkardığınız bu anlamı yazara ve kitabına atfediyorsunuz. Böylelikle kitabı gerçekten anlamlandırabildiğinizi sanıyor ve yazara içinizden övgüler sayıyorsunuz. Ne yazık ki bu kitap sınırlandırılmıştır.

Kalkıp bu kitaba çok basit ki insan değerlidir zaten diyen insan mı dardır yoksa kitap mı kötüdür. Bir de şuradaki iki satırdan bile doğru düzgün anlam çıkaramayan kişinin etkinlik akışına baksan ne olur? Bakmasan ne olur?

Birincisi "İnsan değerlidir." veyahut "Değersizdir." demedim. Kafka'nın insana verilen değeri Dönüşüm'de amatörce aktardığını kastettim. Öyle ki kitabı baştan sona okuduğunuz da - ki bunu yapmanız için hiçbir sebep yok - düşündüğünüz tek şey insandan ziyade böceğin serzeniş ve debelenmeleri oluyor.

Kafka anlatmayı amaçladığı konuyu bir insan yerine böcek seçerek çok utanç verici bir biçimde aktarıyor. Öyle ki Goethe'nin "Genç Werther'in Acıları" kitabın da öyle mi? Bakın, kalemi en az Kafka kadar iyi ancak gözlem yeteneğiyse onunkinden binlerce kat daha kötü işsiz bir Türk genci hayal edelim. Bu genç Kafka'dan çok daha iyi iş çıkarırdı...

Bu kitaplar kötü. Çünkü yazarın anlatmayı beceremediğini - hatta anlatmadığını - nasıl oluyorsa okuyucular anlamayı becermekle kalmıyor, üstüne bunu alkışlıyorlar. Kendilerin anladıklarını diğer okuyucuların anlamaktan aciz olduğunu bu sebeple ya zekasında ya da okuma/anlama yetisinde bozukluk olduğunu iddia etmek çok kolay! Peki ya sizlere ne demeli? Bu kitaplar bugün kötü, yarın da kötü olacak ama belki de geçmişte değildi. Çünkü bu kitapları okuyan her nesil kendi zamanın imkan ve niteliğine göre anlam çıkaracak. Bunun sebebi de Kafka'nın kendisi.
 
"Yabancılaşma" nedir?

“Anne ve babam için kendimi tutmak zorunda olmasam, çoktan istifa ederdim; patronumun önüne dikilir, içimde ne varsa dökerdim. Kürsüsünden yere düşerdi herhalde. Zaten çok garip bir şey, zeminden yükseltilmiş kürsü gibi bir masaya kurulup çalışanlarla öyle tepeden bakarak konuşmak, üstelik ağır işittiği için kürsüye iyice yaklaşmak zorunda kalmak. Neyse ki ümidimi tamamen kaybetmiş değilim, anne ve babamın ona olan borcunu kapatacak parayı biriktirtirdim mi - bu da en fazla beş ya da altı yıl daha sürer- hemen istifa edeceğim”

Bu "yabancılaşma" ya örnek midir?

Kimseyi övdüğüm falan yok. Kalkıp kimsenin eserine de "kötü, sen yazamamışsın, sokaktaki herhangi biri yazardı" diyecek kadar da hadsiz değilim.
 
Dönüşümü sevmediğimi her yerde savunuyorum ama o döneme ve dönemin şartlarına bakılacak olursa kendi alanında ünlü bir kitap olmayı başarmıştır. Şöyle ki şu anki iktidar döneminde devrim hakkında bir kitap yazıp görüş belirtmek gibi. Zor ve meşakkatli bir iştir aslında.
 

Geri
Yukarı