Evet soru gayet basit, deprem çantalarınız hazır mı?
Ülkemiz bildiğiniz üzere deprem kuşağı ülkesi ve artan depremler dolayısıyla sizleri az da olsa bilinçlendirmek amacıyla böyle bir makale niteliğinde yazı hazırlamak istedim. Eksiklerim olursa şimdiden affola. Şimdiden keyifli okumalar.
Her şeye başlamadan önce deprem nedir? Nasıl oluşur? Bunun gibi soruların kısaca cevabını verelim.
Depremi oluşturan kuvvet, Dünya'nın katmanlarından birisi olan üst mantoda oluşan konveksiyonel akımlardır. Bu akımlar sürekli aktif haldedir. Yani şu anda litosfer (yer kabuğu) manto tabakasında yüzmekte. Dünya oluşurken bu akımlar sayesinde tektonik plakalar meydana geldi. Tektonik plakaların birleşim yerlerindeki boşluklar Fay olarak adlandırılır. Mantodan çıkan konveksiyonel akımlar tektonik plakaların hareket etmesine neden olur. Türkiye bu hareketler sonucu yılda 11mm batıya kayar. Bu tektonik plakalardan bazıları yukarıya doğru hareket ederek dağları oluşturur. Bazıları ise diğer plakanın altına girerken sürtünmeden dolayı oluşan gerginlikle o fay hattında enerji biriktirir. Zamanla bu fay hattı biriken enerjiye dayanamaz ve kırılır. Bu fayın kırılması sonucunda oluşan dalgaların yer kabuğunu sarsmasına deprem denir.
Yukarıdaki görüntüde dünya üzerindeki fay hatları ve olan depremler mevcut. Gördüğünüz gibi kırmızı noktalar deprem olmuş yerleri gösteriyor. Fay hatlarının geçmediği alanlarda olan depremler ne diye soracaksanız eğer orada olan depremler de fay hatları üzerinde olmuş fakat bu görüntü dünya fay hatları haritası olarak geçtiğinden o kadar detaylı gösteremiyor.
Bu görüntüde ise Dünya'nın katmanları sade bir şekilde görselleştirilmiş.
Evet, depremin nasıl oluştuğunu öğrendik. Şimdi geçelim türlerine. Ama ondan önce büyük İstanbul depreminden kısaca bahsetmek istiyorum.
Bir fay hattı boyunca oluşan depremlerden sonra enerjiler fay hattının bir sonraki bölümüne toplanır. Gölcük depreminden sonra enerjiler Marmara Denizi üzerindeki fay hattına birikmeye başlamıştır. Marmara ereğlisi açıklarında oluşan depremler de gösteriyor ki arada kalan fay hattı boyunca büyük ölçekte uzun zamandır enerji birikiyor. Kayıtlara geçen İstanbul depremlerinin en sonuncusunun üzerinden 254 yıl geçmiş bulunmakta. Ortalama olarak her 250 yılda bir 7.0 üzerinde İstanbul depremi oluyor. Ayrıca İzmir depreminde en çok hasarın kaydedildiği Seferihisar'a fay hattının uzaklığı 30km iken İstanbul'daki fay hattının kıyıya uzaklığı ortalama olarak 15-17km arasında değişmekte. Kısacası risk çok. Bir an önce önlem alınması gerekiyor. Bunu buraya kadar okuyorsanız lütfen siz de önleminizi alın. Olacak depremi en az hasarla atlatalım.
Deprem'in 3 türü vardır:
-Tektonik depremler: Biraz önce de anlattığım gibi konveksiyonel akımlar ile meydana gelen depremlerdir. Dünya üzerindeki depremlerin %90'ını oluşturur.
-Volkanik depremler: Volkanların püskürmesi sonucunda yerin derinliklerindeki ergimiş (ısı etkisiyle sıvı duruma geçmiş katı madde) maddenin yeryüzüne çıkışı esnasında fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların meydana getirdiği depremlerdir. Ülkemizde aktif bir volkan olmadığından dolayı bu tarz depremler ülkemizde görülmez. Genelde İtalya ve Japonya'da oluşan depremlerin bir kısmı bu gruba girer.
-Çöküntü depremler: Mağaralar veya kömür ocakları gibi galerilerin, tuz ve jipsli arazilerde erime sonucu oluşan boşlukları tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar. Hissedilme alanı yerel olduğu gibi çok fazla zarar getirmezler.
Peki bunları da öğrendik iyi güzel peki bu deprem denilen şey nasıl ölçülür? Televizyonlarda gördüğümüz 7.0, 5.8, 4.2 gibi sayılar nereden gelmekte? Çok kısa açıklayalım.
Depremlerin şiddeti Sismograf adı verilen alet sayesinde ölçülür. Ölçü birimi magnitüd'tür. Deprem ölçümlerinde bu birimleri geliştiren kişi Charles Francis Ricther'dır. Aşağıdaki tabloda depremlerin şiddeti ve ortalama olarak Ricther ölçeğine göre karşılığı belirtilmiştir.
Şiddet | IV | V | VI | VII | VIII | IX | X | XI | XII |
Richter Magnitüdü | 4 | 4.5 | 5.1 | 5.6 | 6.2 | 6.6 | 7.3 | 7.8 | 8.4 |
Buna göre bir şiddet haritası çıkartmak istediğimiz zaman öncelikle bina türlerini tanımak gerekir.
A tipi: Kırsal konutlar, kerpiç yapılar, kireç ya da çamur harçlı moloz taş yapılar.
B tipi: Tuğla yapılar, yarım kagir yapılar, kesme taş yapılar, beton biriket ve hafif prefabrike yapılar.
C tipi: Betonarme yapılar, iyi yapılmış ahşap yapılar.
Daha detaylı yapı sınıfları için bu linke tıklayın.
Yapılardaki hasar ise beş gruba ayrılmıştır:
Hafif hasar : İnce sıva çatlaklarının meydana gelmesi ve küçük sıva parçalarının dökülmesiyle tanımlanır.
Orta hasar: Duvarlarda küçük çatlakların meydana gelmesi, oldukça büyük sıva parçalarının dökülmesi, kiremitlerin kayması, bacalarda çatlakların oluşması ve bazı baca parçalarının aşağıya düşmesiyle tanımlanır.
Ağır hasar: Duvarlarda büyük çatlakların meydana gelmesi ve bacaların yıkılmasıyla tanımlanır.
Yıkıntı: Duvarların yarılması, binaların bazı kısımlarının yıkılması ve derzlerle ayrılmış kısımlarının bağlantısını kaybetmesiyle tanımlanır.
Fazla yıkıntı: Yapıların tüm olarak yıkılmasıyla tanımlanır.
Şiddet çizelgelerinin açıklanmasında her şiddet derecesi üç bölüme ayrılmıştır.
Bunlardan;
A) Bölümünde depremin kişi ve çevre,
B) Bölümünde depremin her tipteki yapılar,
C) Bölümünde de depremin arazi üzerindeki etkileri belirtilmiştir.
Yazının çok fazla uzamaması açısından merak eden arkadaşlar bu linkten Ricther ölçeğine göre oluşabilecek etkileri ve hasarları inceleyebilirler.
Peki ya deprem çantasında olması gerekenler? Onları da şöyle bir kısaca hatırlayalım.
- En az 72 saat yetebilecek miktarda su
- En az 72 saat yetebilecek bozulmayan yiyecekler (konserve, bisküvi vb.)
- İlk yardım çantası
- Çadır
- Battaniye
- Uyku tulumu
- Yedek pilleri ile beraber kullanışlı bir el feneri
- Telefonunuzun şarj aleti (taşınabilir ve kablolu)
- Mevsim şartlarına uygun giysiler (şapka, çorap, yağmurluk, kazak vb.)
- Bir miktar para
- Kullandığınız ilaçlar
- Battaniye
- Kalem ve kağıt
- Çok amaçlı çakı
- Düdük
- Maske
- Çakmak
- Önemli telefon numaralarının ve iletişime geçilecek kişilerin bilgilerinin bulunduğu defter ya da dosya
- Islak mendil, tuvalet kağıdı, tuvalet atıkları için poşet gibi hijyen ürünleri ve dezenfektan ürünler
-Enkaz altındaysanız "Sesimi duyan var mı?" gibi uzun cümleler kurmak yerine a sesi gibi tiz sesler çıkartmak hem daha fazla ses çıkartmanızı hem de daha az enerji harcamanızı sağlayacaktır.
-6.9 şiddetindeki deprem 6.8 şiddetindeki depremden 3 kat daha şiddetlidir. Her 1M'de depremin şiddeti 30 kat artar.
-Türkiye'nin fay hatlarına çok detaylı bir şekilde bu linkten ulaşabilir ve inceleyebilirsiniz.
-Deprem sonrası oluşacak artçı sarsıntıların şiddeti en fazla ana şokun şiddetinden 1M düşük şiddette olabilir. Yani 7.0 şiddetinde bir depremin en fazla 6.0 artçısı olabilir ve artçı sarsıntıların şiddeti günden güne azalarak yok olur.
Sonlara yaklaşmışken deprem öncesinde, esnasında ve sonrasında yapılacak şeylerden de bahsedip kapanışı yapmak istiyorum.
Deprem öncesinde:
-Raflar ve tablolar sabitlenmeli.
-Içi dolu vitrinlerdeki eşyalar azaltılmalı, azaltılamıyorsa uygun bir kilit alınarak kullanmadığı zamanlarda kilitlenmeli.
-Deprem tatbikatı yapılmalı.
-En yakın toplanma alanı belirlenmeli. (Bu linkten evinize yakın olan toplanma alanını öğrenebilirsiniz.)
-Deprem çantası hazırlanmalı.
Deprem anında:
-Kolonlar, kirişler ve kapı altlarından kaçınılmalıdır. En tehlikeli alanlar bu bölgelerdir.
-Üzerine bir şey düşse de kolayca ezilmeyecek, şekli bozulmayacak (çamaşır makinesi, bulaşık makinesi vb.) eşyaların yanında çök kapan tutun taktiği uygulanmalı ve cenin pozisyonu alınmalı.
-Direkt merdivenlere veya asansöre kaçılmamalıdır. Merdiven çökebilir, asansör de düşebilir. Camdan falan da atlamaya kalkmayın. Aşağıdakileri uyguladıktan sonra deprem bitene kadar bekleyin.
Dikkat edilmesi gereken şey buradaki masanın üzerine bir şey düşünce çökmeyecek sağlamlıkta olmasıdır. Yani her bulduğunuz masanın altına saklanmadan önce düşünün.
Cenin pozisyonu: Özelikle baş, boyun çevresinin ellerle ve kollarla kapatılıp korunmasıdır.
-Eğer depreme yatakta yakalandıysanız hemen kendinizi yere atıp yukarıdaki fotoğrafta olduğu gibi sırtınızı yatağa doğru verip cenin pozisyonu alın!
Deprem sonrası:
-Bir an önce bina terk edilip yakınlarınızla birlikte daha önceden belirlediğiniz toplanma alanına gidilmeli.
-Evden değerli eşyalarınızı almak için uğraşmayın. Kısa bir süre sonra oluşacak artçı sarsıntılar hasar almış binanızın yıkılmasına sebep olabilir. Hiçbir şey canınızdan daha kıymetli değildir!
Unutmayalım ki depremler önlenemez fakat afetler önlenebilir. Başta sorduğum soruyu tekrar sormak istiyorum. Deprem çantalarınız hazır mı?
Sormak istediğiniz herhangi bir soru olursa bilgim dahilinde seve seve cevaplarım.