Senin mantığın bana göre yanlış. Bir şeyi fiziksel olarak algılaman ya da algılamaman onu var ya da yok olduğu manasına gelmez. Aklın var mı derim, var dersin, hani nerede derim, orada bir yerde dersin. Bunun örneği saymakla bitmez. Bir de şöyle bir şey var sınav, sınav olunurken bilinir. Sınavı önceden bilirsen o sınav olmaz. İnsan da aynı şekilde dünya hayatında "ğayb" denilen ama bilinmeyeni yaşar. İman edenler ise buna inanır ve varlığını kabul edip itaat eder. İnsanoğlu bilse yarın ne yaşayacağını bu sırrın manası da kalmaz zevk ve sefası da kalmaz. Bilse herkes geleceği bugün herkes doktor ya da ne bileyim artık ne çok kazandırıyorsa ondan olmaz mıydı? Herkes istediği hayatı yaşayıp hmm yarın şöyle olacak o zaman ben de şöyle yapayım demez mi? Nerede heyecan nerede yaşamak? Bu yaşamak mı? Emin ol bilmediğini ( iman edenler için kaderi ) yaşamak sizin bu görmeden inanmam demenizden daha hayırlıdır. İnatla, direnişle, ben inanmıyorumla değil merakla, arayışla, tek taraflı bakmadan kısaca şeytana uymadan düşünmemiz hepimiz için daha hayırlı olandır.