Doğrudan nasıl emin olabiliriz?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Başlık ''doğru bilginin imkansızlığı'' ile ''gerçekten var olma/olmama '' arasında kalmış gibi duruyor. :D

Seni seviyorum dostum, böyle hoş konularla zihin jimnastiği yapıyoruz sayende. (y) :)

Bir şeyin doğru olduğuna emin olmak için önce aksini doğru olarak bilmek gerekir. Mesela ışık denen kavramı bulmak için önce karanlığı tanımak/doğrulamak gerekir. Zaten ışığın olmadığı yerde karanlık var olur. Işık olursa da karanlık var olmaz.

Bir de her şeyin hayal ürünü olma ihtimali var. Umarım bunlar bir simülasyondur. :D ''Simulation of Technopat'' bak buna üzülürüm. :cry: Ama öyle olsa da bu hayat bu kadar zor/kolay olmazdı bence. Yani bir düşün 7 milyar nüfuslu ve kocaman bir Evren'e sahip olan bir simülasyon, Matrix... :uyan:Uyanır mıyız dersin bir gün? ;) Yani Tanrı bizi simülasyon olsun diye mi yarattı? Gibi.

Bir bilginin/kavramın doğru olduğunu bulmak için o bilginin/kavramın doğruluğunu da test etmen gerekir. Mesela kimya, suyun 2 hidrojen ve 1 oksijenden meydan geldiğini bildiriyor. Bir su molekülüne bakıp bunu öğrenebiliyoruz. Yani demek istediğim o bilginin içine bakmak gerek, içini kurcalarsan o şeyin doğru olduğunu bulabilirsin.

İnanıp inanmama kısmı da var tabii, kimileri ''biz hayal ürünüyüz'' diyor. Kimileri de ''gerçek bir dünya bu'' diyor. Ama iki düşüncenin sahipleri de Güneş isimli yıldızın varlığını bir bilgi olarak kabul eder. Fakat Güneş için birisi var, öbürü yok der. Sana göre X cismi vardır, bana göre yoktur.

Veya da rüyaları ele alalım. Rüya soyut bir kavramdır ama var ve doğru olduğunu biliyor herkes. Bilim, rüyaları somut olarak kanıtlamıyor fakat uyurken rüya gördüğünüzde beynin farklı kısımlarının çalıştığı bilim tarafından kanıtlanmış. Gözü gören her insan görsel bir rüya görür. Sağır olanların da işitme ve dokunma şeklinde rüyalar gördüğü biliniyor. Rüya doğrudur, bunda hemfikir olabilir her insan. Ama ''rüyalar, hayal ürününden ibarettir'' diyen de çıkar tabii. Her insanın görüşü bir değil.

Doğruluk üzerine düşünerek ömrünü harcayabilirsin ya da ''bu, kesindir-doğrudur'' deyip geçersin, tabii elinde kanıt olması gerek önce.

Ya da bir şeyin çoğunluk tarafından kabul görmesi durumu var ise o şey doğru olarak kabul edilir. Mesela hava durumuna bakarak ''kesin yağmur yağacak'' da diyebiliyoruz ama yine de bu hüküm kesin olmuyor her zaman. Kararmış olan bulutları görünce hepimiz ''yağmur yağacak'' deriz. Biraz düşünsel sürü psikolojisi gibi bir şey bu. Çoğunluk doğru kabul ediyorsa sen de doğru kabul edersin yani.

Lisedeki felsefe hocamın söylediği bir şey vardı, çok karmaşıktı hatırlayamadım. Tam da bununla ilgili bir cümleler silsilesiydi. Doğruluktan emin olmakla ilgiliydi.

Bak, şimdi düşündüm de bu yazdıklarım doğru mu emin olamadım, yoksa var mı ya da yok mu? :D
 
Başlık ''doğru bilginin imkansızlığı'' ile ''gerçekten var olma/olmama '' arasında kalmış gibi duruyor. :D

Seni seviyorum dostum, böyle hoş konularla zihin jimnastiği yapıyoruz sayende. (y) :)

Bir şeyin doğru olduğuna emin olmak için önce aksini doğru olarak bilmek gerekir. Mesela ışık denen kavramı bulmak için önce karanlığı tanımak/doğrulamak gerekir. Zaten ışığın olmadığı yerde karanlık var olur. Işık olursa da karanlık var olmaz.

Bir de her şeyin hayal ürünü olma ihtimali var. Umarım bunlar bir simülasyondur. :D ''Simulation of Technopat'' bak buna üzülürüm. :cry: Ama öyle olsa da bu hayat bu kadar zor/kolay olmazdı bence. Yani bir düşün 7 milyar nüfuslu ve kocaman bir Evren'e sahip olan bir simülasyon, Matrix... :uyan:Uyanır mıyız dersin bir gün? ;) Yani Tanrı bizi simülasyon olsun diye mi yarattı? Gibi.

Bir bilginin/kavramın doğru olduğunu bulmak için o bilginin/kavramın doğruluğunu da test etmen gerekir. Mesela kimya, suyun 2 hidrojen ve 1 oksijenden meydan geldiğini bildiriyor. Bir su molekülüne bakıp bunu öğrenebiliyoruz. Yani demek istediğim o bilginin içine bakmak gerek, içini kurcalarsan o şeyin doğru olduğunu bulabilirsin.

İnanıp inanmama kısmı da var tabii, kimileri ''biz hayal ürünüyüz'' diyor. Kimileri de ''gerçek bir dünya bu'' diyor. Ama iki düşüncenin sahipleri de Güneş isimli yıldızın varlığını bir bilgi olarak kabul eder. Fakat Güneş için birisi var, öbürü yok der. Sana göre X cismi vardır, bana göre yoktur.

Veya da rüyaları ele alalım. Rüya soyut bir kavramdır ama var ve doğru olduğunu biliyor herkes. Bilim, rüyaları somut olarak kanıtlamıyor fakat uyurken rüya gördüğünüzde beynin farklı kısımlarının çalıştığı bilim tarafından kanıtlanmış. Gözü gören her insan görsel bir rüya görür. Sağır olanların da işitme ve dokunma şeklinde rüyalar gördüğü biliniyor. Rüya doğrudur, bunda hemfikir olabilir her insan. Ama ''rüyalar, hayal ürününden ibarettir'' diyen de çıkar tabii. Her insanın görüşü bir değil.

Doğruluk üzerine düşünerek ömrünü harcayabilirsin ya da ''bu, kesindir-doğrudur'' deyip geçersin, tabii elinde kanıt olması gerek önce.

Ya da bir şeyin çoğunluk tarafından kabul görmesi durumu var ise o şey doğru olarak kabul edilir. Mesela hava durumuna bakarak ''kesin yağmur yağacak'' da diyebiliyoruz ama yine de bu hüküm kesin olmuyor her zaman. Kararmış olan bulutları görünce hepimiz ''yağmur yağacak'' deriz. Biraz düşünsel sürü psikolojisi gibi bir şey bu. Çoğunluk doğru kabul ediyorsa sen de doğru kabul edersin yani.

Lisedeki felsefe hocamın söylediği bir şey vardı, çok karmaşıktı hatırlayamadım. Tam da bununla ilgili bir cümleler silsilesiydi. Doğruluktan emin olmakla ilgiliydi.

Bak, şimdi düşündüm de bu yazdıklarım doğru mu emin olamadım, yoksa var mı ya da yok mu? :D
indir.jpg

Dostum seninle tanışmak isterim. Ülkemizde böyle cevherler görmek çok güzel.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı