Doğrudan nasıl emin olabiliriz?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Doğru bilgiden bence emin olmazsın. Bilgi biriken ve kendini yenileyen birşey. Mesela maddenin en küçük yapı taşı atomdur deniyordu. Ama atomun parçalanabileceğini ve içinde proton netron ve elektron olduğunu öğrendik. Şimdi atomun içindekiler maddenin en küçük yapı taşı diye düşüne biliriz. Ama gelecekte birinin gidip proton, netron veya elektronu parçalayıp içinde başka birşey daha olduğunu kanıtlayacağını nereden bilebiliriz.

Bilemediğin şeyi düşünmek iyidir ama kendine sıkıntı etmenın bi anlamıda yok. Şüphe et ama paranoyak olma. Bilgi kendisinin sorugalanmasıyla yenilenir.

Yanlışlar ve doğruları peş peşe koyarak insanlık bu günlere geldi. Bırak peş peşe koyarak ilerlemeye devam etsin. Zaten elimizden de birşey gelmez. Geleceği göremiyoruz. Görsek dahi, gelecekteki bilgileri bizi ileri götürsede bilgi kendisni yenilemeye ve birikmeye devam edecek.

Bildiklerimize bağlı olarak doğrular ve yanlışlar değişir. Bir anlamda "doğru" ve "yanlış" kişiseldir.
 
Emin olduğun anda zaten sorgulamaktan, felsefeden uzaklaşırsın.

Kesinlik ve emin olmak bilimin işidir, fiziğin doğruluğu kanıtlanabilir. Metafizik olaylar kanıtlanamaz.
Soruya baktım, anladığım kadarıyra cevap verdim. Soruda doğru bilgi varmıdır demiyor, emin olabilirmiyiz diyor.Yazdığım şeyin yanlış olduğunu sanmıyorum. Ama yok sen başka birşey anladıysan sorudan söyle ona cevap veriyim.

Ve ayrıca felsefe "Doğru bilgi" var mı, yok mu bundanda bahseder. Bazıları vardır, bazıları yoktur diyor.

Bence var ama insanlar sınırlı bir miktarına ulaşabiliryor. Bilgi kendini yenileyen ve biriken birşey. Bu devir bittiğinde "Doğru bilgi"ye ulaşılabilir. Bazı alanlarda bu devir milyonlarca yıl alabilecekken bazılarında bi an bile sürmez. Mesela az önce verdiğim atom örneği, mesela doğal doğum yapmış bir annenin doğurduğu an bebeğinin kendine ayit olduğunu bilmesi.

Aklıma felsefe dersleri geldi lisedeki, en uyuz olduğum dersti. Derste "Felsefe" yapmıyorduk. Sadece adamların isimlerini ve savunduklarını ezberlemeye çalışıyorduk.
 
Çoğu IQ'su zirve yapan insanlar der ki; Tek bildiğim, hiç bir şey bilmediğimdir. Yani bu yaşadığın olayların hepsi hayal olabilir, hepsi proğram olabilir. Belki de benim dışımda herkes yapay zeka. Yani, bir oyunda olduğunuzu düşünün, tek yönettiğin karakter var, gerisi yapay zeka. Yani ben bunu da düşündüm. Gerçek hayatta insanlar ölüyor, üzülüyoruz değil mi? Biri eline silah alıyor, katliam yapıyor. Eğer bu yaşadığımız dünya yalandan ibaret ise, oyundan ibaret ise, onlara üzülmenin mantığı ne? Ama onlar ölürken acı çekiyor, ölmek istemiyor, kendisini korumak, üremek, varlığını sürdürme iç güdüsüne sahip. Eeeee tamam da, oyunda da, örneğin GTA 5'te de gördüğün rastgele, ezdiğin, öldürdüğün yapay zeka da ölmek istiyor mu? Ama o oyun dersiniz şimdi! Ne alakası var, o öldürdüğün yapay zeka, oyunda olduğunu biliyor mu? Bilmiyor. Bilmiyorsa, ölmek istemiyor, varlığını sürdürmek istiyor. Yani kısa süreli bir varlığa, oyunda da olsa eziyet çektirmiş olmuyor muyuz? Katil olmuyor muyuz? Size sorarım.
 
Bildiklerinle bilmediklerini karşılaştılırssan hiç birşey bildeğin anlamına gelir. Sonsuzla kaçı karşılaştırılsan karşılaştır oranlayamazsın. Sıfıra sonsuz kadar yakındır ki sıfır denir. Ama çocuğunla kanbağın olmasa bile(üvey olsa bile) sen ona annelik, babalık ettiysen o senin çocuğundur. Bu bilgiyi reddedemezsin.
@Dr. Sheldon C. Oyunda çocuğu olan karekterlerde var, onların gözlerinde çocukları aslında onların çocuk değil mi demek istiyorsun? Bilinen bilgi bilinmeyene karşı sıfırdır. Ama bu senin hiç birşey bilmediğin yada sadece "Tek bildiğim, hiç bir şey bilmediğimdir." demeni gerektirmez.
Not: Şuanda yaşadığımız hayatın bir tür yapay zeka veya Allah tarafından velirmiş bir imtihan olduğu konusuna girmiycem, bu din meselesi ile ilgili konuşma yapmaya gelmedik girmeyelim, "Felsefe" ile "Doğru Bilgi" varmıdır varsa emin olabilir miyiz onu konuşalım.
 
Açıkcası ben herşeyden şüpheliyim. Geçmişten, gelecekten ve şimdiden. Hiçbir şeye kesin gözle bakmıyorum, bakamıyorum.
 
Aslında kesinlik sorgulamanın zıttı olduğu için kendimizle çelişiyoruz.
 
Çoğu IQ'su zirve yapan insanlar der ki; Tek bildiğim, hiç bir şey bilmediğimdir. Yani bu yaşadığın olayların hepsi hayal olabilir, hepsi proğram olabilir. Belki de benim dışımda herkes yapay zeka. Yani, bir oyunda olduğunuzu düşünün, tek yönettiğin karakter var, gerisi yapay zeka. Yani ben bunu da düşündüm. Gerçek hayatta insanlar ölüyor, üzülüyoruz değil mi? Biri eline silah alıyor, katliam yapıyor. Eğer bu yaşadığımız dünya yalandan ibaret ise, oyundan ibaret ise, onlara üzülmenin mantığı ne? Ama onlar ölürken acı çekiyor, ölmek istemiyor, kendisini korumak, üremek, varlığını sürdürme iç güdüsüne sahip. Eeeee tamam da, oyunda da, örneğin GTA 5'te de gördüğün rastgele, ezdiğin, öldürdüğün yapay zeka da ölmek istiyor mu? Ama o oyun dersiniz şimdi! Ne alakası var, o öldürdüğün yapay zeka, oyunda olduğunu biliyor mu? Bilmiyor. Bilmiyorsa, ölmek istemiyor, varlığını sürdürmek istiyor. Yani kısa süreli bir varlığa, oyunda da olsa eziyet çektirmiş olmuyor muyuz? Katil olmuyor muyuz? Size sorarım.
Belkide ölüm bizim buradan tek çıkış yolumuzdur? Belkide buraya zorla getirildik, kimse var olmayı istemedi, beni yarat ya da yaratma da demedi. Belki bu labirentten çıkmanın ve yaratanla bir olmanın tek yoludur ölüm. Belki insanlık bunu anladığı an, yaratan onlara kitaplar indirerek ölümün anlamını değiştirmiştir? Tek kurtuluşumuzdan mı korkuyoruz yoksa?
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı