Bizim insanımız da tembel. Üretecek diyosun ama bizim ürettiğimiz mal ne kadar iyi olabilir ki? Bilgisayarcıya format diye veriyorsun adam geri veriyor parasını alıyor bir bakmışsın format da atmamış bir şey de yapmamış.
Önceden o ruh vardı.Bunu bizim ülkemiz yapamaz. Bizde o ruh yok. Biz de ki ruh, doları düşük kurdan alalım, yüksek kurdan satalım.
"Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama Doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz." Bunu söyleyen de biziz.Önceden o ruh vardı.
Şimdi kurun yükselmesi öncelikle size mal satan ülkelerin yararınadır. Bu ilk bakışta bizim zararımıza gibi görünüp üretime teşvik etmeye başlasa da sorun başka yöne kayıyor bizde. Üretim yapacak hammadde yok. Örnek verelim. Deri sanayi. Deri, hayvancılık sayesinde ülkemizde çok bulunan bir materyal. Fakat biz deriyi sadece elde ediyoruz ve dışarıya ihraç ediyoruz. Ama deriden üretilen tüketim ürünlerini ithal ediyoruz. Yani 100 TL'lik deri ihracatı yaparken 100 dolarlık deri koltuk ithal ediyoruz. Yani kendi ürettiğimiz üründen kaybetmeye başlıyoruz bu sefer. Üretim olmadığından dolayı kar edemiyoruz. Kar edemediğimizden dolayı yatırım yapamıyoruz. Yatırım yapamadığımızdan dolayı üretim tesisleri kuramıyoruz. Bu kısır döngünün içinde kalmak zorunda kalıyoruz bu yüzden. Basit bir anlatımla futbol maçı düşünün. İhracat attığınız gol, ithalat yediğiniz gol oluyor yani.Ama kur yükseldikçe TL bazında arttığı için zarar etmeye, maliyeti karşılamamaya başlayacak. Bu genele yayıldığı zaman ithalat gözler görülür şekilde azalacak insanlar üretmeye mecbur kalacak.
Bana hükümetin üretimi desteklediği bir tane politika gösterir misin? Tek bir tane.
16 senede ülkeyi bu hale getirenlerin halen daha bu ülkeyi kurtaracağına inanıyor musun cidden?
Ben artık ejder meyveli smoothie'mi içerek izliyorum olayları.
Evet onu kontrol edemediler zaten.Yüksek kurdan ziyade ani yükselişler ülkeye zarar verir. Ve Dolar 5 TL'den sonra ralli yaptı.
Direk alternatif kaynaklara geçemeyiz. Çok tüketim var enerji konusunda. Ki bu yüzden de nükleer enerji santrali kurulmasını sonuna kadar destekliyorum.Dolar üzerinden alınan dış borç nasıl ödenecek peki? Kendi enerjimizi üretmeden (Güneş enerjisi) ne kadar ithalat düşerse düşsün petrolü dışarıdan aldığımız sürece üretim yapmanın bir getirisi olmaz. Petrole alternatif olacak enerji kaynaklarına yönelmemiz lazım. Bu da 16 yılda olmadıysa hiç olmaz. Sorunları yaratanlar bu sorunları çözemezler. Terzi kendi söküğünü dikemez misali...
Şimdi kurun yükselmesi öncelikle size mal satan ülkelerin yararınadır. Bu ilk bakışta bizim zararımıza gibi görünüp üretime teşvik etmeye başlasa da sorun başka yöne kayıyor bizde. Üretim yapacak hammadde yok. Örnek verelim. Deri sanayi. Deri, hayvancılık sayesinde ülkemizde çok bulunan bir materyal. Fakat biz deriyi sadece elde ediyoruz ve dışarıya ihraç ediyoruz. Ama deriden üretilen tüketim ürünlerini ithal ediyoruz. Yani 100 TL'lik deri ihracatı yaparken 100 dolarlık deri koltuk ithal ediyoruz. Yani kendi ürettiğimiz üründen kaybetmeye başlıyoruz bu sefer. Üretim olmadığından dolayı kar edemiyoruz. Kar edemediğimizden dolayı yatırım yapamıyoruz. Yatırım yapamadığımızdan dolayı üretim tesisleri kuramıyoruz. Bu kısır döngünün içinde kalmak zorunda kalıyoruz bu yüzden. Basit bir anlatımla futbol maçı düşünün. İhracat attığınız gol, ithalat yediğiniz gol oluyor yani.
Verdiğiniz Çin örneğine gelecek olursak, Çin hem üretim yapan, hem ithal eden, hem de ihraç eden bir ülkedir. Yani üst seviye bir örnektir. Çin bu sirkülasyonu sürdürebilmek için özellikle parasını değersiz tutmaya çalışıyor. Aksi takdirde hammadde ve ihracat kanalının tıkanması durumunda kalır. Çin gibi yüksek üretim olan bir ülkede bu anında çöküş demek olur.
Çin ve Türkiye'yi karşılaştırmak cahillik olur. Çin ve Türkiye birçok yönden farklı. Çin'de işçilik maliyetleri çok düşük ve Çin'de aşırı bir üretim var. Bu üretimin devam etmesi için Çin hükümetinin daha fazla mal satması gerekiyordu, onlar da kendi paralarının değerini düşürdüler. Böylece Çin'in elindeki teknolojik ürünler ucuzladı ve fakir ülkelerin de alabileceği seviyeye geldi. Çin'de bulunan sanayi türkiyede bulunmadığı için kur artışı cari açığı da düşündüğümüzde Türkiye'ye sadece zarar verir. Üretmek tamam da bunu satman için pazar gerekiyor. Alıcı bulmak da aşırı zor olur. Şu an Türkiye'nin dış politikasına baktığımızda malesef zor.
Üretimin çok güçlü olmadığı dönemden bahsediyorum ben. Üretiminin çok güçlü olmasının altındaki sebeplerden bahsediyorum.Durumu Çin ile kıyaslamak yanlış olur. Çin bunu kullanabildi çünkü üretimi çok güçlüydü. Bizim üretebildiğimiz pek bir şey yok malesef. Öyle mecbur kalındığı için de üretmeye başlamaz ülkeler. Büyük yatırımlar gerekir ki bu da bizde yok henüz malesef. Döviz yüksekken de yatırım maliyetli bir şeydir. Yatırıma yönelmez hiç bir özel teşebbüs. Ancak yaparsa devlet yapabilir o da büyük yükler altına girerek. Üzülerek söylüyorum ki o da pek mümkün değil şu an. Daha mevcutların pisliğinin temizlenmesi gerekiyor. Örneğin Telekom'un
Şu anki ekonomik politikayla o zincir sadece atar maalesef Şu an kimse tarla bile ekmiyor. 5 liraya mal ettiği ürünü 2 liraya satmaktan bıktı çiftçiler. Artık tarla kiralanıyor büyük firmalara. En azından maliyet yaşamam gözü ile bakıyorlar. Bu ülkede yatlara mazot indirimi uygulanıp traktöre uygulanmadığı sürece ne yazık ki hiç bir şey değer kazanamaz. İşin başına ehil kişiler geçmediği sürece, eş dost geçtiği sürece maalesef Polonya'dan hasta sığır ithal etmeye devam ederiz.Zaten hayvancılığı geliştirecek önce. Hepsini bisikletin zinciri gibi düşün, hepsi birbirini sıkı sıkı kavrayacak ve beraber dönecekler. Beraber değer kazanacaklar.
Bu sitenin çalışmasını sağlamak için gerekli çerezleri ve deneyiminizi iyileştirmek için isteğe bağlı çerezleri kullanıyoruz.