Ebeveyn için casus takip yazılımı önerisi

Bahsettiğiniz tarz RAT uygulamaları teknik olarak illegal değil ancak genel olarak illegal amaçla (3.şahısları ve izinsiz olarak ) kullanıldığı için genel olarak illegal algısı var ancak kişinin bilgisi dahilinde ya da reşit olmayan ebeveynler için kullanmada sorun olacağını düşünmüyorum, bir avukat varsa daha doğru yönlendirir tâbi ama benim bilgim bu şekilde. Ancak asıl sorun legal olarak bu uygulamayı edebileceğiniz pek bir yer olduğunu sanmıyorum varsada belirttiğiniz gibi yüksek fiyatıdır.

Olay illegal olmasıda değil. Kimse çocuğu bile olsa özel hayatına karışamaz bence. Ben şahsen kimlerle mesajlaştığım, ne arattığım, ne yaptığımı görmesini istemem.
 
Çocuğun elinde dahi olsa, telefonu alan sensen bunun bir illegalliği yok. Kişi malı üstünde istediğini yapabilir, yetkisiz erişim izinsizce başkalarının sistemleri için geçerli olan bir şeydir. Kendi cihazlarında yetkili olan zaten sensin :) Yani hukuka aykırı olmuyor bu durumda.

Şimdi asıl mevzuya gelecek olursak, bu yazılımla vesaire ile olmaz. Oturup çocuğunla konuşacaksın abi. İnternet nasıl kullanılır, neler doğrudur neler yanlıştır anlatacaksın. Yoksa yarın bir gün büyür, senin evinden gider yine aynısını yapmaya devam eder.
 
Şu programa bakabilirsiniz, temel özellikleri ücretsizdir ve sırf bu özellikler dahi işinizi görecektir:
 
Hocam böyle tuşa tıklayınca birini arayan telefonlardan alın gerekli kişileri kaydedin o tuşlara sonra işine yarmayacak tüm tuşları bıçakla sökün.
 
Şimdi asıl mevzuya gelecek olursak, bu yazılımla vesaire ile olmaz. Oturup çocuğunla konuşacaksın abi. İnternet nasıl kullanılır, neler doğrudur neler yanlıştır anlatacaksın. Yoksa yarın bir gün büyür, senin evinden gider yine aynısını yapmaya devam eder.
Yalnızca terbiye bu konuda yeterli gelmiyor maalesef. İnsan bir kere o zevki tattı mı, onun esareti altına girer. O anda aklını yitirir, benimsediği tüm doktrinleri unutur. O zevkten daha yüksek bir zevk bulamadıkça da bu durum tekerrür eder, zamanla da alışkanlık kazanır, rutine dönüşür.

Kişi zaman boşluğunda her bunaldığında, kötü bir durumla karşılaştığında kendine zevk verecek ve bu buhrandan kurtaracak bir eylem arar ve sonuç olarak hem kolay hem de yüksek düzeyde zevk verdiğinden, teskin ettiğinden de bu yola başvuracak ve de bunu hayatının bir parçası haline getirecektir.

Erkeklerde özellikle yaygın bu durum. Bu geçmişte de böyleydi aslında, günümüzde sadece işler daha kolaylaştı, herkesin erişebileceği hale geldi. İşte burası problemli kısım. Bunlara herkesin kolayca erişememesi gerekiyor. Böylece zaten bunalımda olan kişi bu içeriklere erişmeye çalışmakla daha çok bunalacağı için de bu alışkanlığı doğal olarak terk edecektir.
(bkz: How to Effectively Block Porn - İngilizce)

Bağımlılıkla ilgili dikkat çekici olan diğer noktaysa şudur ki;
Bir erkek ilgilendiği bir kadından zamanla sıkılır, yeni kadınlara/lezzetlere yönelir. "İnsan her gün çorba içer mi ya?" muhabbetinin temeli bu noktaya dayanır.

İnternet üzerindeyse milyonlarca kadın/lezzet vardır. Gerçek hayatta bir erkeğin gördüğü kadın sayısı sınırlıdır ve erkek bir kadınla yetinebilir, hislerini kontrol altında tutabilir (ki eski insanlar böyleydi, gördükleri etkileyici kadın sayısı sınırlıydı) ancak internet gibi ucu bucağı olmayan bir alemde bunun zorluğu aşikar. Birinden bıksa yeni bir güzel kadın keşfedip ondan zevk almayı sürdürecektir insan. Bu da bağımlılığı tetikleyen önemli etkenlerden biri.

Nitekim bu durum bilimsel olarak da ele alınıyor.
(bkz: The Great Porn Experiment - TR Altyazılı)

Yasaklama konusu ise kendi kendini yasaklama ve üst/karşı konulamaz bir gücün yasaklaması olarak iki şekilde değerlendirilebilir. İlki insanın zayıf irade göstermesi sonucu kendine koyduğu ve aşılması uğraştırıcı (ama imkansız olmayan, yalnızca caydırıcı olan) yasaklardır. Bu yasaklar ilk bakınız'da detaylıca incelenmiş. İkincide bahsi geçen güç devlet ve ebeveyndir. Bu yasaklandırmalar hiç yoktan iyidir, erişim ne kadar zorlaştırılırsa caydırıcılığı o kadar artacağından faydalıdır.

İslam'da da aslında hükümler en zayıf kişi baz alınarak koyulmuştur. Ezbere söylerler "iradene hakim olman lazım, iş sende bitiyor" falan filan diye. Söyleyin, kim bu denli iradesine tamamen hakim ki dünyada? Yasakların ehemmiyeti burada başlıyor işte. Yasaklanan şey başta cazip gelebilir ancak yasaklandığı için terk edilir, zamanla da unutulur. Bu da iradeyi kuvvetlendirir.

Bugün terbiye ile yetişenlerin dahi bu alışkanlıktan kurtulamadığını bizzat görmekteyim. Global anketlerden gördüğüm kadarıyla da; erkeklerin bir çoğunluğu bağımlı olduklarını kabul etmekle birlikte bundan kurtulmak istedikleri halde bir türlü kurtulamadıklarını dile getirmektedir. Öyle ki, bundan kurtulmak için motive edici gruplar bile oluşturmuşlar. Bu, durumun ciddiyetini gösteriyor ve kişinin tek başına mücadele edemeyeceğine, en azından etmekte zorluk çekeceğine işaret ediyor.

Her şeye rağmen netice olarak günümüz şartlarında buna karşı yetişkin bir kişinin irade göstermekten (ve iradesini destekleyen her türlü faaliyete girişmekten) başka alternatif bir çözüm yolu gözükmemekte.
 
Son düzenleme:
Yalnızca terbiye bu konuda yeterli gelmiyor maalesef. İnsan bir kere o zevki tattı mı, onun esareti altına girer. O anda aklını yitirir, benimsediği tüm doktrinleri unutur. O zevkten daha yüksek bir zevk bulamadıkça da bu durum tekerrür eder, zamanla da alışkanlık kazanır, rutine dönüşür.

Kişi zaman boşluğunda her bunaldığında, kötü bir durumla karşılaştığında kendine zevk verecek ve bu buhrandan kurtaracak bir eylem arar ve sonuç olarak hem kolay hem de yüksek düzeyde zevk verdiğinden, teskin ettiğinden de bu yola başvuracak ve de bunu hayatının bir parçası haline getirecektir.

Erkeklerde özellikle yaygın bu durum. Bu geçmişte de böyleydi aslında, günümüzde sadece işler daha kolaylaştı, herkesin erişebileceği hale geldi. İşte burası problemli kısım. Bunlara herkesin kolayca erişememesi gerekiyor. Böylece zaten bunalımda olan kişi bu içeriklere erişmeye çalışmakla daha çok bunalacağı için de bu alışkanlığı doğal olarak terk edecektir.
(bkz: How to Effectively Block Porn - İngilizce)

Bağımlılıkla ilgili dikkat çekici olan diğer noktaysa şudur ki;
Bir erkek ilgilendiği bir kadından zamanla sıkılır, yeni kadınlara/lezzetlere yönelir. "İnsan her gün çorba içer mi ya?" muhabbetinin temeli bu noktaya dayanır.

İnternet üzerindeyse milyonlarca kadın/lezzet vardır. Gerçek hayatta bir erkeğin gördüğü kadın sayısı sınırlıdır ve erkek bir kadınla yetinebilir, hislerini kontrol altında tutabilir (ki eski insanlar böyleydi, gördükleri etkileyici kadın sayısı sınırlıydı) ancak internet gibi ucu bucağı olmayan bir alemde bunun zorluğu aşikar. Birinden bıksa yeni bir güzel kadın keşfedip ondan zevk almayı sürdürecektir insan. Bu da bağımlılığı tetikleyen önemli etkenlerden biri.

Nitekim bu durum bilimsel olarak da ele alınıyor.
(bkz: The Great Porn Experiment - TR Altyazılı)

Yasaklama konusu ise kendi kendini yasaklama ve üst/karşı konulamaz bir gücün yasaklaması olarak iki şekilde değerlendirilebilir. İlki insanın zayıf irade göstermesi sonucu kendine koyduğu ve aşılması uğraştırıcı (ama imkansız olmayan, yalnızca caydırıcı olan) yasaklardır. Bu yasaklar ilk bakınız'da detaylıca incelenmiş. İkincide bahsi geçen güç devlet ve ebeveyndir. Bu yasaklandırmalar hiç yoktan iyidir, erişim ne kadar zorlaştırılırsa caydırıcılığı o kadar artacağından faydalıdır.

İslam'da da aslında hükümler en zayıf kişi baz alınarak koyulmuştur. Ezbere söylerler "iradene hakim olman lazım, iş sende bitiyor" falan filan diye. Söyleyin, kim bu denli iradesine tamamen hakim ki dünyada? Yasakların ehemmiyeti burada başlıyor işte. Yasaklanan şey başta cazip gelebilir ancak yasaklandığı için terk edilir, zamanla da unutulur. Bu da iradeyi kuvvetlendirir.

Bugün terbiye ile yetişenlerin dahi bu alışkanlıktan kurtulamadığını bizzat görmekteyim. Global anketlerden gördüğüm kadarıyla da; erkeklerin bir çoğunluğu bağımlı olduklarını kabul etmekle birlikte bundan kurtulmak istedikleri halde bir türlü kurtulamadıklarını dile getirmektedir. Öyle ki, bundan kurtulmak için motive edici gruplar bile oluşturmuşlar. Bu, durumun ciddiyetini gösteriyor ve kişinin tek başına mücadele edemeyeceğine, en azından etmekte zorluk çekeceğine işaret ediyor.

Her şeye rağmen netice olarak günümüz şartlarında buna karşı erişkin bir kişinin irade göstermekten (ve iradesini destekleyen her türlü faaliyete girişmekten) başka alternatif bir çözüm yolu gözükmemekte.
Son zamanlarda (aslında 50-60 senelik bir süreç) insanların ahlaki değerleri sözde modernizm ve çağdaşlaşma adı altında çok yıpratıldı. Daha doğrusu bütün bunlar normalleştirilmeye çalışıldı.

Şimdilerde de kuşak farkları denilen şey sürekli dile getirilerek büyüklerin sözleri yeni neslin gözünde anlamsız mitlerden ibaret anlamsız sözlerden oluşuyormuş gibi gösterildi. "Onlar sizi anlamıyorlar", "Onlar eski düşünüyorlar" gibi sürekli bilinç altına pompaladıkları mini anarşi fikriyle çocuklar ailelerinin, aileler çocuklarının sözlerini dinlemez hale geldiler.

İnsan elbette zayıf bir canlı ve en ufak boş anında gaflete düşebilen bir varlık. Fikri anlamda herhangi bir korkusu veya çekingesi olmadığı takdirde aynı şeyleri yapmaya devam edecektir. Eskiden aileler çocuklarına Allah korkusunu, bunun doğru olmadığını nedenleriyle anlatırdı. Çocuk da hiç değilse Allah korkusundan dolayı bu ve benzeri birçok kötü alışkanlıktan uzak kalırdı. Bu kavramlar o kadar değersizleştirildi ki artık bireylerin önünde duracak, onları zevklerinin esiri olmaktan kurtaracak bir fikir ve korku yok.

Yazılımsal engelleme bir nebze çözüm olabilir, ki olması ve erişimin zorlaştırılması da gerekir. Bunu kesinlikle zaten destekleyen birisiyim. Fakat asıl engellemenin zihinde "terbiye" ile yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çocuk anne babanın zoruyla ve kısıtlamasıyla belki kendisini büyüyene kadar muhafaza edebilir lakin eğer bunun neden yanlış olduğu anlatılmazsa büyüdüğünde "özgürlük" hissiyle daha beter hale gelebilir de.

Devlet sadece erişim engeliyle yetiniyor, yaptırım uygulamıyor. Bu da haliyle yeterince caydırıcı değil. Bu önlemleri aşmak da bir tıkla inecek yazılımlara bakıyor.

İnsan kendisinden ancak daha büyük bir gücün engeliyle, yasaklamasıyla düşünsel anlamda iradesine ket vurabilir. Bunun anlatılması gerekiyor, eğer çocuğa bu düşünce verilebilirse zaten Allah korkusu nedeniyle uzak duracak. Ek tedbirler zaten uygulanmaya devam edilmeli ki anlık gafletle tekrardan meyledilmesin, önüne çıkan engel ile aklı başına gelsin.

Bu şekilde yetişmesine rağmen aynı davranışlara müptela olup pişman olmadan süreklilik gösterenler halen mevzuyu kavrayamamış olanlardır diye düşünüyorum.
 
Son zamanlarda (aslında 50-60 senelik bir süreç) insanların ahlaki değerleri sözde modernizm ve çağdaşlaşma adı altında çok yıpratıldı. Daha doğrusu bütün bunlar normalleştirilmeye çalışıldı.

Şimdilerde de kuşak farkları denilen şey sürekli dile getirilerek büyüklerin sözleri yeni neslin gözünde anlamsız mitlerden ibaret anlamsız sözlerden oluşuyormuş gibi gösterildi. "Onlar sizi anlamıyorlar", "Onlar eski düşünüyorlar" gibi sürekli bilinç altına pompaladıkları mini anarşi fikriyle çocuklar ailelerinin, aileler çocuklarının sözlerini dinlemez hale geldiler.

İnsan elbette zayıf bir canlı ve en ufak boş anında gaflete düşebilen bir varlık. Fikri anlamda herhangi bir korkusu veya çekingesi olmadığı takdirde aynı şeyleri yapmaya devam edecektir. Eskiden aileler çocuklarına Allah korkusunu, bunun doğru olmadığını nedenleriyle anlatırdı. Çocuk da hiç değilse Allah korkusundan dolayı bu ve benzeri birçok kötü alışkanlıktan uzak kalırdı. Bu kavramlar o kadar değersizleştirildi ki artık bireylerin önünde duracak, onları zevklerinin esiri olmaktan kurtaracak bir fikir ve korku yok.

Yazılımsal engelleme bir nebze çözüm olabilir, ki olması ve erişimin zorlaştırılması da gerekir. Bunu kesinlikle zaten destekleyen birisiyim. Fakat asıl engellemenin zihinde "terbiye" ile yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çocuk anne babanın zoruyla ve kısıtlamasıyla belki kendisini büyüyene kadar muhafaza edebilir lakin eğer bunun neden yanlış olduğu anlatılmazsa büyüdüğünde "özgürlük" hissiyle daha beter hale gelebilir de.

Devlet sadece erişim engeliyle yetiniyor, yaptırım uygulamıyor. Bu da haliyle yeterince caydırıcı değil. Bu önlemleri aşmak da bir tıkla inecek yazılımlara bakıyor.

İnsan kendisinden ancak daha büyük bir gücün engeliyle, yasaklamasıyla düşünsel anlamda iradesine ket vurabilir. Bunun anlatılması gerekiyor, eğer çocuğa bu düşünce verilebilirse zaten Allah korkusu nedeniyle uzak duracak. Ek tedbirler zaten uygulanmaya devam edilmeli ki anlık gafletle tekrardan meyledilmesin, önüne çıkan engel ile aklı başına gelsin.

Bu şekilde yetişmesine rağmen aynı davranışlara müptela olup pişman olmadan süreklilik gösterenler halen mevzuyu kavrayamamış olanlardır diye düşünüyorum.

Modernite öyle bir şey ki Akil ağabey, içerisine bir kez dahil olanın çıkamadığı bir alem. Mustafa Kutlu, Bu Böyledir eserinde moderniteyi çıkışı olmayan bir lunapark sembolü üzerinden anlatır. İnsanlar buraya bir şekilde girmiştir, kimsenin çıkmaya isteği yoktur, öyle ki çıkışı dahi unutmuşlardır. Buraya düşmüş bir aile buradaki insanlara sorar soruşturur, çıkışı arar ancak bulamaz.

Aslında bütün mevzusu insanın zaaflarını hedefleyip zevklerine uygun düşmesi. Kadınları, sırf kendi emelleri doğrultusunda ilgi çekici bir obje olarak kullanmaları bunun en büyük örneği. Burada kadın resmen insanın zaaflarını istismar etmek amaçlı kullanılan bir nesneden farksız, insanlık namına hiçbir kıymeti olmayan, yalnızca süslenmiş et yığınından ibaret bir obje olarak sunuluyor. Bunun ne denli ahlaki olduğunu ise kimse sorgulamıyor, çünkü herkes bu durumdan memnun; kadın memnun bakan memnun...

***

Allah korkusu üzerine bina edilen vicdan kendi başına bir otokontrol vazifesi görüp insanı da yanlışlardan korumaya yardımcı olacaktır kesinlikle.
 

Geri
Yukarı