Edirne'de sahte doktor Ayşe Özkiraz'a tahliye kararı

  • Konuyu başlatan die
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 33
  • Görüntüleme 1B
Birincisi, yaşınızın 17-20 aralığında olduğunu tahmin ederek yaşınız kadar savcı karşısına çıktığımı söyleyeyim.
25 yaşında pratisyen doktorum, üslubunuz çok küçümser. Ben de sizin yaşınızın 3-4 katı kadar hastayı tek nöbette muayene ve tedavi ediyorum bu mantıkla. Neyin toplum sağlığına zarar verip vermeyeceğini bilecek donanıma ve yetkiye sahibim merak etmeyin.

X yasağına aykırı bir hareket var fakat kimse zarar görmemiş, mal kaybı yaşanmamış, 3. bir kişiye sıçramamış o halde bu kişinin cezasını 1/2 oranında indirelim, ona ceza vermeyelim, görmezden gelelim" gibi bakış açısı yoktur
O kadar alakasız ki söylediğiniz. Bıçaklanma vakalarında bile biz doktorlar neye bakıyoruz biliyor musunuz? Hangi bölgeden bıçaklanmış, karından bıçaklandıysa periton zarını delmiş mi delmemiş mi? Çünkü bıçaklanmanın derinliğine göre kişinin yargılandığı suç ciddiyeti değişiyor. Bir insanı bıçakla yüzeyel çizmenin cezasıyla bacağından bıçaklamanın, göğsünden/boynundan bıçaklamanın yargılanma süreci ve cezaları bile farklı birbirinden. Bıçakladığınız adam sağlamsa cezası ayrı, kalıcı sakat kaldıysa cezası ayrı, öldüyse cezası ayrıdır. Tabii ki hareketinizin sonucuna göre cezanız değerlendirilir.

Ehliyetsiz bir kişi trafik çevirmesine yakalandığında para cezası ile cezalandırır fakat o kişi başka bir araca çarpıp kazaya sebebiyet verirse hakkında "cinayete teşebbüs" suçundan kamu davası açılır. Kazanın durumuna göre kişi serbest kalır, ev hapsi alır vs. vs.
Ben de bunu diyorum zaten. Bahsedilen kişi ehliyetsiz araba sürerken yakalanmış birisine benziyor, herhangi bir kaza vs olmadığı için gidip de 12 yıl hapis yatmasını beklemek saçma. Anne babasının arabasını çalan her 15-16 yaşında çocuğu da doğrudan "cinayete teşebbüs" diye yargılayıp uzun yıllar hapis yatıralım o zaman? İşlenmemiş suçun ihtimaline ceza veremezsiniz.

Fakat bu kişi fark edilmiş, bugüne kadar herhangi bir hastayı tedavi etmeye çalışmamış fakat çalışmış olsaydı belki de 1 belki de 10 can bugün yanımızda olmayabilirdi. Her zaman söylendiği gibi, bir kişinin ceza alması için illa bir musibet mi görmek gerekiyor?
Daha bir önceki cümlede verdiğiniz ehliyet örneğiyle çelişiyorsunuz. Yasa, "ya bir hastayı tedavi etseydi ne olurdu" diye bakmaz. Kimseyi tedavi etmiş mi etmemiş mi, ona bakar. Ehliyetsiz araba sürmüş evet ama kaza yapmış mı yapmamış mı ona bakar.

Bu arada dikiş eylemi bile steril ortamda yapılır. Eğer bu kişi o gün herhangi bir sebepten dolayı kafası başka bir yerde olup hastaya mikrop bulaştırsaydı, öldürmese bile hastanın 2-3 haftalık iltihap çilesi çekmesine karşın ne tepki verecektiniz?
Bu konudaki yorumunuzu bilgisizliğinize veriyorum. Ameliyatın cilt dikişi evet steril ortamda yapılır ama inanılmaz basit bir şeydir. 1. sınıf tıp öğrencilerine bile attırıyoruz, hiçbir tıbbi bilgileri veya tecrübeleri olmamalarına rağmen. Yoldan çevirip "hadi gel sen şunu dik" demiyorsunuz, zaten ameliyathaneye temiz üniformalar, maske ve boneyle giriyorsunuz, sonrasında hocalar ve hemşireler tarafından ameliyata uygun şekilde steril yıkanıp steril giydiriliyorsunuz, yine dikişi hoca ve hemşirelerin gözetiminde atıyorsunuz. Bu durumun içini bilmediğiniz için olduğundan daha büyük bir riskmiş gibi düşünmeniz normal, anlıyorum.

Kanser yaptığı %100 bilinen bir sigara olursa ve birisi kullanırsa evet bundan dolayı hapse atılır zaten içen o kişi. Adaletten uzak olduğunuz verdiğiniz örnekle belli. Günlük hayatta herhangi bir kişinin, aracın, ürünün size zarar verdiğini düşünüyorsanız ve bunu yeteri kadar kanıtla destekleyebiliyorsanız, devlet size hakkınızı verir.
Sigaranın kansere sebep olduğu, kanser dışında KOAH ateroskleroz vs hastalıklara sebep olduğu %100 kanıtlı, hiçbir şüpheye mahal vermeyen bir durum. Püfür püfür içiliyor ama her yerde. Kapalı alanda içmenin bile sadece para cezası var. Devlet de hem içen hem de yanında içilen vatandaşını zehirlediği kesin olan bir üründen çatır çatır vergi alıyor.

Yani, ortada işlenmiş bir suça karşılık bunu destekleyen kanıtlar varsa bu kişiyi topluma kazandıralım gibi bir bakış açısı dünyanın hiçbir yerinde yok. Suçluysanız yargılanacaksınız
Dediğimi hiçbir şekilde anlamamışsınız. Tabii ki cezai karşılığı 12 yıl olan birisini "topluma kazandıralım" diye serbest bırakmazsınız. Ama ceza kanunun ruhunda mümkünse kişileri topluma geri kazandırmak vardır, kanunlar buna göre yazılmıştır. Dolayısıyla zaten bu arkadaş gibi vakalarda, 12 yıl değildir cezai karşılık, hakim de ona göre kararını vermiş zaten belli ki. Yargılanmış, suçunun ciddiyeti sizin sandığınız kadar büyük görülmemiş, hapis cezası verilmemiş. Yargılanmamış değil ki arkadaş. Çıkmış hakim karşısına, bilirkişiler ve tanıklar dinlenmiş, suçunun boyutu değerlendirilmiş ve uygun görülen şekilde yargılanmış.

Sonuç olarak uzun uzun yazmışsınız ama bol bol kendinizle çelişiyorsunuz. Yasalara nesnel değil, öznel bakıyorsunuz maalesef. "Yarattığı sahte profili güçlendirmek adına sahte diplomalar, sahte resmi belgeler üretmiş" diyorsunuz ama yaptığı tek şey hocaya göstermek için diploma üretmek. O diplomayla hiçbir resmi başvuruda falan bulunmamış. Tamam yine suç ama öyle abartarak yazıyorsunuz ki sanki sahte sınav sonucuyla üniversite okumuş, sahte pasaportla ülkeye girmiş vs.

Ne düşünürseniz düşünün, günün sonunda kızın tek yaptığı anne babasına ve birkaç doktora yalan söylemek, bulunmaması gereken ortamlarda "gözlemci" olarak bulunmak, bunun cezasının 12 yıl olmaması kadar da mantıklı bir şey yok. Haberler çok abarttı "sahte diplomayla doktorluk yaptı" falan diye, olayı çarpıttılar, dolayısıyla hak ettiğinden fazla tepki gördü bütün bu olay.
 
Son düzenleme:
Daha bir önceki cümlede verdiğiniz ehliyet örneğiyle çelişiyorsunuz. Yasa, "ya bir hastayı tedavi etseydi ne olurdu" diye bakmaz. Kimseyi tedavi etmiş mi etmemiş mi, ona bakar. Ehliyetsiz araba sürmüş evet ama kaza yapmış mı yapmamış mı ona bakar.
Habere konu olan kişi denetleme sırasında göze çarpmıyor. Bir kişinin polis ile irtibata geçip suçu ihbar etmesi ile yakalanıyor. Bıçaklanma gibi durumlarda ifade ettiğiniz durum cezayı hafifletmiyor. Mesela birden fazla bıçak darbesi olursa, vücudun neresine olursa olsun "cinayete teşebbüs" dosyasından yargılanıyorsunuz. Ortada bir suç var. İncelenen detaylar, o suçu 2 katına katlıyor, ağır ceza mahkemesine taşıyor, kişinin aleyh nezdinde hiçbir inceleme yapılmıyor.

Ortada bir suç var anlamak istemiyorsunuz ama resmi bir kuruma falan başvurmuş olsaydı zaten ne olduğu ortaya çıkardı. Sahte bir şekilde oluşturduğu belgeyi, sorgulama yetkisi olmayan bir şahısa beyan ederek fazladan bir suç işleyebilirdi. Anlamıyorsunuz ama tekrardan bir örnek vereyim. Halk içerisinde ateşli silahı herhangi birine nişan almadan ateşlerseniz, o ortamdaki kişilerin hayatına kast etmekten yargılanırsınız. Herhangi birinin ölmesi gerekmiyor. Trafikte kazaya sebep olmadan bile makas atarsanız, trafikte seyir eden diğer insanların canını tehlikeye atan herhangi bir hareket sergilerseniz yargılanırsınız. Devlet size sadece ceza keser fakat kamera kaydı ile sizden şikayetçi birisi, davasını çok kolayca kazanır..

Hala dikiş şöyle atılır, 1. sınıf öğrencileri bile atar gibi saçmalıyorsunuz inşallah bir gün annenize babanıza sahte bir doktor dikiş atarken zarar verir de ben neyi savunmuşum zamanında dersiniz.
Hadi eyvallah.
 
Hala dikiş şöyle atılır, 1. sınıf öğrencileri bile atar gibi saçmalıyorsunuz
Gönüllü olarak atmak isteyen öğrenciler gözetim altında atabiliyorlar. Saçmalık değil. Zaten bu gönüllü öğrenciler pratik ve teorik dersi almış olanlar oluyor. Max 2. sınıfa kadar alıyorlar bu eğitimi. İşinin uzmanı doktorlar yoktan var olmuyorlar. Hastanede bile kendinden daha uzmanına soru sormaya giden doktorlar var. İstemeden de olsa küçümsediniz galiba.
 
Gönüllü olarak atmak isteyen öğrenciler gözetim altında atabiliyorlar. Saçmalık değil. Zaten bu gönüllü öğrenciler pratik ve teorik dersi almış olanlar oluyor. Max 2. sınıfa kadar alıyorlar bu eğitimi. İşinin uzmanı doktorlar yoktan var olmuyorlar. Hastanede bile kendinden daha uzmanına soru sormaya giden doktorlar var. İstemeden de olsa küçümsediniz galiba.
1. sınıf öğrencileri dikiş atamaz demek istemedim orda. Tıp öğrencilerinin ilk sınıflarında dikiş atabiliyor olması, normal bir vatandaşında kamu alanı içerisinde dikiş atmasına karşın bakış açımızı normalleştiremez.
 
Bıçaklanma gibi durumlarda ifade ettiğiniz durum cezayı hafifletmiyor.
Ediyor tabii ki etmez olur mu? Adli raporlarını biz dolduruyoruz bu vakaların, fakültede tek tek anlatıldı adli rapor doldururken nelere neden dikkat edilmesi gerektiği.

Hadi bıçaklanmayı geçtim, o örnekle yeterince açık olmadı sizin için durum. İki insan kavga ederken polis ayırmış olsun, “polis ayırmasa biri diğerini boğazlayabilirdi” diyerek ikisini de cinayete teşebbüsten mi yargılamak gerek size göre? Önerdiğiniz şey tam olarak bu çünkü. “Ya bir hastaya tedavi verip zarar verseydi” diyetek yargılanma olmaz. Bir insana zarar verebilecek bir hareket yapmış olsa, yani birilerine tedavi vermiş olsa o zaman dediğiniz geçerli olurdu. Havaya ateş etme örneği bu. Havaya ateş etmeyen, sadece ruhsatsız silah taşıyan adamı cinayete teşebbüsten mi yargılıyorsunuz?

Anlatabildim mi? Bu arkadaş sadece gözlemcilik yapmış, dolayısıyla kimsenin sağlığını tehdit edecek bir durumda değilmiş, sağlığı tehlikeye atmaktan veya cinayete teşebbüsten falan cezalandıramazsınız yani. Eğer ki doktorum diyip hasta baksaydı, kimseye zarar vermemiş bile olsa o zaman cinayete teşebbüsten yargılardınız, çünkü ruhsatsız silahıyla havaya ateş etmiş olurdu. Ama bu kız sadece ruhsatsız silahı cebinde bulundurmuş. İkisi çok farklı durumlar.

Ruhsatsız silahı bulundurdunuz: cezası farklı.
Ruhsatsız silahı havaya sıktınız: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin topuğuna sıktınız, ölmedi: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin topuğuna sıktınız, ama normalde ölüm riski çok azken öldü: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin göğsüne sıktınız, ölmedi: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin göğsüne sıktınız, öldü: cezası farklı

Hukuk bildiğinizi iddia ediyorsunuz inatla ama hukuk böyle işler. Gerçekleşen olaya bakar, gerçekleşen olayın yarattığı risklere bakar, o vakaya özgü bir sonuç çıkarır.

Bu kız eğer herhangi bir hastaya bakmış olsaydı, tanı koymuş tedavi vermiş olsaydı o zaman dediğiniz gibi gerçekten birilerinin sağlığını tehlikeye atmaktan yargılanırdı. O tedavi verdiği insanlardan birisi zarar görse bu sefer tehlikeye atmaktan değil, direkt zarar vermekten yargılanırdı. Ama sadece gözlemci olduğu için birisini cinayete teşebbüsten falan yargılayamazsınız. Uygun değil.

Kaldı ki bu kız yargılanmamış ya da ceza almamış da değil. 5 kez hakim karşısına çıkmış, bildiğim kadarıyla zaten tutuklu yargılanıyordu kaç aydır. Yargılanmış ve hapis cezasına gerek görülmemiş. Ben “yargılanmasın” demiyorum, demem zaten. Yargının olayı adaletli olmasıdır. Bu kıza 10-12 yıl hapis cezası verilse orantısız ve adaletsiz olurdu kesinlikle.

inşallah bir gün annenize babanıza sahte bir doktor dikiş atarken zarar verir de ben neyi savunmuşum zamanında dersiniz.
En sonunda kafa yapınızı da çok güzel netleştirmişsiniz bu bedduayla. Yazık gerçekten.

Sanırım sizde sahte belge ile doktorculuk yapıyorsunuz bu kadar savunduğunuza göre. Bir de kızcağız falan yazmışsınız nasıl bir kafadasınız anlamak çok güç.
Beklerim hastaneye :) Hakkında fikir belirttiği durumu kavrayamayan insanlara uyuz oluyorum. Bu kız “doktorculuk” veya “doktorluk” yapmamış kardeşim. Başkaları doktorluk yaparken yanlarında oturup gözlemiş. Yaptığı şey tabii ki suç ama sahte doktorluk değil yaptığı. Şunu bir kavrayın diye kaç sayfadır dil döküyorum ama yok, fayda etmiyor.
 
Son düzenleme:
Beklerim hastaneye :) hakkında fikir belirttiği durumu kavrayamayan insanlara uyuz oluyorum. Bu kız “doktorculuk” veya “doktorluk” yapmamış kardeşim. Başkaları doktorluk yaparken yanlarında oturup gözlemiş. Yaptığı şey tabii ki suç ama sahte doktorluk değil yaptığı. Şunu bir kavrayın diye kaç sayfadır dil döküyorum ama yok, fayda etmiyor.

Sanki kız mağdur durumdaymış gibi olayı lanse ediyorsunuz. Kız masun falan değil.
 

Çerkezköy Devlet Hastanesi'nde sahte diploma ile görev yaptığı anlaşılınca tutuklanıp, 13 yıla kadar hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan sahte doktora, 5'inci mahkemesinde pişmanlıklarına dile getirerek tahliye kararı çıktı.
Denetimsizliğin zirve bulduğu nokta artık bizi muayene edenlerden de şüphelenmemizi istiyorlar.

Ediyor tabii ki etmez olur mu? Adli raporlarını biz dolduruyoruz bu vakaların, fakültede tek tek anlatıldı adli rapor doldururken nelere neden dikkat edilmesi gerektiği.

Hadi bıçaklanmayı geçtim, o örnekle yeterince açık olmadı sizin için durum. İki insan kavga ederken polis ayırmış olsun, “polis ayırmasa biri diğerini boğazlayabilirdi” diyerek ikisini de cinayete teşebbüsten mi yargılamak gerek size göre? Önerdiğiniz şey tam olarak bu çünkü. “Ya bir hastaya tedavi verip zarar verseydi” diyetek yargılanma olmaz. Bir insana zarar verebilecek bir hareket yapmış olsa, yani birilerine tedavi vermiş olsa o zaman dediğiniz geçerli olurdu. Havaya ateş etme örneği bu. Havaya ateş etmeyen, sadece ruhsatsız silah taşıyan adamı cinayete teşebbüsten mi yargılıyorsunuz?

Anlatabildim mi? Bu arkadaş sadece gözlemcilik yapmış, dolayısıyla kimsenin sağlığını tehdit edecek bir durumda değilmiş, sağlığı tehlikeye atmaktan veya cinayete teşebbüsten falan cezalandıramazsınız yani. Eğer ki doktorum diyip hasta baksaydı, kimseye zarar vermemiş bile olsa o zaman cinayete teşebbüsten yargılardınız, çünkü ruhsatsız silahıyla havaya ateş etmiş olurdu. Ama bu kız sadece ruhsatsız silahı cebinde bulundurmuş. İkisi çok farklı durumlar.

Ruhsatsız silahı bulundurdunuz: cezası farklı.
Ruhsatsız silahı havaya sıktınız: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin topuğuna sıktınız, ölmedi: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin topuğuna sıktınız, ama normalde ölüm riski çok azken öldü: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin göğsüne sıktınız, ölmedi: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin göğsüne sıktınız, öldü: cezası farklı

Hukuk bildiğinizi iddia ediyorsunuz inatla ama hukuk böyle işler. Gerçekleşen olaya bakar, gerçekleşen olayın yarattığı risklere bakar, o vakaya özgü bir sonuç çıkarır.

Bu kız eğer herhangi bir hastaya bakmış olsaydı, tanı koymuş tedavi vermiş olsaydı o zaman dediğiniz gibi gerçekten birilerinin sağlığını tehlikeye atmaktan yargılanırdı. O tedavi verdiği insanlardan birisi zarar görse bu sefer tehlikeye atmaktan değil, direkt zarar vermekten yargılanırdı. Ama sadece gözlemci olduğu için birisini cinayete teşebbüsten falan yargılayamazsınız. Uygun değil.

Kaldı ki bu kız yargılanmamış ya da ceza almamış da değil. 5 kez hakim karşısına çıkmış, bildiğim kadarıyla zaten tutuklu yargılanıyordu kaç aydır. Yargılanmış ve hapis cezasına gerek görülmemiş. Ben “yargılanmasın” demiyorum, demem zaten. Yargının olayı adaletli olmasıdır. Bu kıza 10-12 yıl hapis cezası verilse orantısız ve adaletsiz olurdu kesinlikle.


En sonunda kafa yapınızı da çok güzel netleştirmişsiniz bu bedduayla. Yazık gerçekten.


Beklerim hastaneye :) Hakkında fikir belirttiği durumu kavrayamayan insanlara uyuz oluyorum. Bu kız “doktorculuk” veya “doktorluk” yapmamış kardeşim. Başkaları doktorluk yaparken yanlarında oturup gözlemiş. Yaptığı şey tabii ki suç ama sahte doktorluk değil yaptığı. Şunu bir kavrayın diye kaç sayfadır dil döküyorum ama yok, fayda etmiyor.
Tahliye etmesini siz sağlamadıysanız bende bir şey bilmiyorum muhtemelen tuttuğu avukat ve davaya giren savcı da sizinle aynı kafa yapısına sahipti ki emek hırsızını dışarı saldı. Emek vererek girmeye çalışanlar atanamadığı için intihar ederken sahte belgelerle girenlerin sayısı kim bilir ne kadardır.
 

Geri
Yukarı