@HABAR Evet, dinlemiştim onu. Fatih küçükken zaten ne kadar zeki çocuk olduğunu gösteriyordu. O zamanın din alimlerinden en sinirlisi Molla Gürani Fatih Sultan Mehmet'i gerçekten çok iyi yetiştirmiştir ve aklını başına getirmiştir. Fatihi sopayla kovalıyor diye söz vardır.
Fatih çocukluğunda çok yaramazdı. Sultan II. Murad, genç şehzadesinin eğitimi için Molla Yegân, Molla Fenari ve Molla Ayas gibi muhteşem âlimleri düşünüyordu. Ancak bu haşarı şehzâdeyle uğraşmak on medrese yönetmekten zor olacağından, “Acaba onu kim yola getirebilir?” diye düşünürken, gözünde Molla Güranî’nin siması düşündürdü.
Padişah, Molla Güranî Hazretleri’ne Fatih’i eğitimi için yollarken “Eti de senin, kemiği de. O bundan böyle senin oğlun. Var bildiğin gibi işle!” dedi.
Molla Güranî Manisa’ya vardığı saatte şehzâdeyi derse çağırdı. Çevredeki herkese, hizmet görenlere bile itibar ederken, geleceğin sultanını görmezden geliyordu! Talebesine sıradan biri gibi davranarak, “Otur!” dedi, sonra “Hayır oraya değil, şuraya!” diye ikaz etti. O güne kadar emretmeye alışan şehzade şaşırdı. Belki de hayatında ilk kez diz çökmüştü.
Yine de küçük şehzade Molla Güranî’nin verdiği ödevi tam yapmayınca Molla Güranî kaşlarını çattı, kafasını “olmadı” gibilerden sallayıp, bakışlarıyla azarladı. Fatih ilk defa böyle bir davranışla karşılaştığı için ağlamaklı oldu.
Şehzade artık geceleri ödev yapmaya başlayıp, ezberlerini aksatmiyor. Daha doğrusu aksatamadı. Ama bir gün geldi ve ilmin tadını aldı. Eski haşarılıklarından uzaklaştı. Çok değil üç beş ay sonra, Fatih bambaşka biriydi. Molla Güranî Fatih’e “Arapça ve Farsça bilmek yetmez. Düşmanlarının da lisanını öğrenmelisin!” dedi. Latince, Sırpça ve Rumca öğretildi. Küçük Mehmed Osmanlıca ve Fransızca da olmak üzere 7 lisan biliyordu. Bu lisanları hem konuşup hem de yazıyordu.
Molla Güranî lisan eğitimlerinin ardından şehzadeyi İtalyan asıllı Anconal Giriaco’nun önüne oturtup, Avrupa tarihini okuttururdu. Ayrıca aritmetiği, geometriyi, astronomiyi öğretti. Ufkunu açarak, inanç ve ideal aşıladı. Bir ara Manisa’ya gelen Sultan Murad, oğlunu tanıyamadı. Fatih görünüşte bir çocuktu, ama çok olgundu.
Yani Fatih'in dönüm noktası hocalaridir.