Erkeklerin bebek gibi mızmızlanması

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Merhabalar öncelikle bu yazım bakmakla yükümlü olduğu birileri olmayan erkeklere yöneliktir. Beni hemen kadın düşmanı ilan etmeyin 😃 Bu yazıda anlatacaklarımı herhangi bir kadının yapması zorunlu değil.

İlk olarak ekonomi hakkında bildiklerimizi söyleyelim: evet ekonomi kötü alım gücü düşük aldığın asgari ücretle bir arabayı almak için sen 100 ay para biriktirirken amerikada ki adam 10 ay para biriktiriyor. Evet aldığın paranın %60’ından fazlası kiraya gidiyor. Evet bunların üstüne birde ev sahibin kirayı piyasanın çok üstüne çıkarttı.

Bu yazıyı okurken triggerlanıp, şu an ki hükümetin destekleyicisi olduğumu iddia edebilirsiniz, önemli değil.

Dostum, 20’li yaşlarındasın enerjinin tavan olduğu dönemdesin, bakmakla yükümlü olduğun ailen yok. Yaşadığın ülkede kaos yok, istediğin yerlere gidip gelebiliyorsun. Ama sen yatıp ekonomi hakkında sızlanıyorsun, hemen yazcaksınız “yhaa abi ama ben okul okuyorum benim çalışmamam gerekiyor yhaa avrupadaki gençlerin yaşamı çok güzel yhaaa” Evet seni korkak herif, onların yaşamı çok güzel, istedikleri her şeyi çalışmadan elde ediyorlar. Sen ise okuldan aldığın kıçı kırık bursunla geçinmeye çalışıyorsun. Çok adaletsiz değil mi? Yapacak bir şey yok sen Avrupa’da doğmadın sen rahat Avrupa bebeleri gibi değilsin her istediğin olmucak. Ee sen bu durum hakkında ne yapıcaksın? Tüm suçu ekonomiye atıp, yatağına mı gömüleceksin? Yoksa hiç bir şeyi bahane etmeden kendi sınırlarını zorlayarak hayatının en iyi noktasına mı geleceksin? Dostum 20’li yaşlarında enerjinin tavan olduğu bir dönemdesin ve erkeksin erkek! Kadınla erkeğin hiç bi farkı kalmadı bu dönemde. Sanki hiç gücünüz yokmuş gibi sanki hiç dayanamıcakmış gibi davrandığınız için kadın gibisiniz! Hatta bunu demem kadınlara hakaret olur, kadınlara bu güç verilse bu gücü kullanırlar. Ama sen ne yapıyorsun? Embesil gibi tüm gençlik yıllarını sanki kendin değilmişte devlet mahvetmiş gibi davranıyorsun. Git çalış dostum git çalış 2 işte birden çalış abur cubur yeme, arkadaşlarınla her gün dışarda olma ayda 1 kez çık, telefonunu iphone 11 yapma, netflix alma, spotify alma, kulaklık alma, işten çıktıktan sonra spora git, manita yapma.

Dayanıcaksın dostum dayanıcaksın çünkü sen erkeksin, yapabileceklerinin bir sınırı yok. Tek rakibin zihnin. Zihnin sana bunları yapamıcağını söylüyor ama yapabilirsin.

“yhaa ama abi ben insanım ya kendimi niye o kadar zorluyum ya hayattan zevk almak istiyorum” Seni tavuk! O zihninin oyununa geliyorsun! Uzun zaman acı çekiceksin evet, zevk almayı unutucaksın evet ama bir zaman gelicek acıdan zevk alıcaksın, başarının getirdiği hisse bağımlı olacaksın.

Tabii ki bu yazdıklarımdan hiç birini uygulamak zorunda değilsiniz. Erkeklik gücünü kullanamayan, embesil zihnen yatalak olan birisi olarak hayatınıza devam edebilirsiniz sizin tercihiniz.

You don’t know me son!
 
Aynen otobüse biniyorum koruda iniyorum metroda da akköprüde iniyorum
Hocam izledikten sonra bir deneyim makalesi gelir mi?

İnsanlar sonradan konuya bakınca bizim konudan konuya ordan ankaraya geçişimize yarılacak bence. Konuyu açan arkadaşa da bir sabır diliyorum.
 
Hellraid kısmını da kesin oyna aşırı sarıyor. DLC'lerdeydi sanırsam.
İndirimlerde 19 tl ye düşen versiyonu almıştım içnde bir ton şey vardı 2. Oyunda var ama laptop um çöp olduğu için oynayamıyorum . Gerçi elimde bir ton oyun var indirimde oynarım diye aldım 2 aya pc alacağım inşallah cidden oynarım
 
Hocam öncelikle söyledikleriniz doğru, bunda şüphe yok. Kesinlikle haklısınız erkekler eski testosteron seviyesine sahip değiller çünkü modernite bizi bu hale getirdi, ama şunu da fark etmenizi istiyorum ki bu klişe "sert-güçlü erkek motive edici konuşması"nı yapmaya devam ettikçe insanlar sizi ağlayan zırlayan biri gibi görecek bence. Bunun yerine bunu daha nazik ve ikna edici bir şekilde açıklayabilirsiniz mesela. Dediğim gibi, içerik haklı fakat üslubunuz yanlış.
 
Uzandım yatağıma, aldım laptopumu. Başlayalım yargı makinesine.

Git çalış dostum git çalış 2 işte birden çalış abur cubur yeme, arkadaşlarınla her gün dışarda olma ayda 1 kez çık, telefonunu iphone 11 yapma, netflix alma, spotify alma, kulaklık alma, işten çıktıktan sonra spora git, manita yapma.
Abur cubur yemiyorum diye, spotify almıyorum diye, kulaklık takmıyorum falan diye iyi bir hayatım olmayacak.
Kendimi tanıtayım sana; 16 yaşına kadar paraya tapan bir aile tarafından büyütülmüş, onları uğurladıktan sonra da işleri devralmış ve döngümü idare ettirecek varlığı olan, azalmış çoğalmış benim için farketmeyen bir bireyim.
İade görüntüsü atmıştım ya sana, o görüntü benim iade ettiğim bir şey değil. Mart'ta 200 liraya sattığım, alıcının kargo poşeti yamuk kapatılmış diye iade ettiği bir ürün. Kargo şirketi de iade sırasında ürüne zarar verdi ve 3 ay sonra ürün 400 lirayken tazmin etti. Ürün 400 liraya satılıyorken bana 200 liralık bir zarar karşılaması sağladı yani. Şimdi de aynı ürün 500 liraya satılıyor.
Hayat bu kadar hızlı ilerliyorken, bunun neresini yakalamaya çalışayım? Paraya tapmamı mı istiyorsun ailem gibi? Yok spotify kullanma 20 dakika müzik dinledikten sonra reklam dinle. YouTube'da 20 saniyelik videodan önce 3 reklam izle... Bu dünyada en değerli şeyin zaman.
Bu dünyada en değerli şeyin zamanın. Zamanınla para kazanıyorsun. Kimine göre para, kimine göre zaman. Değer verdiğimiz bu iki şeyde ortak yolda buluşalım bari. Türk halkının bir günü, bu kadar ucuz mu?
Ben mesela reklam izlemek veya farklı şekillerde zaman kaybetmek yerine 3-5 kuruş neyse veririm. Aylık 30 liradan kaçıp 1 saatimir reklamlara ayıramam.
Manita yapma derken? Kendini kaybedip abarttığını düşünüyorum. Sağlıklı ilişkiler de var, ancak senin argo tabirinle sağlıklı ilişkilere varamayız zaten.


Sosyal medya mı yoksa televizyon çöplüğünü izleyipte mi gaza geldin bilmiyorum ama çok yanlış konuşmuşsun.

Kimsenin çalıştığı için yakındığı yok, it gibi köle gibi çalıştırılmasına rağmen kazandığı parayla bir cacık yapamadığı için yakınıyor.
Ülkende 13 milyon mülteci var gelmişsin bize AKP ve bitik bir sistemin güzellemesini yapıyorsun. Kapağı nereye attın söyle de oraya gidelim belki kafamız dâhâ da güzelleşir.
Doğru. Nereden ne teşvik almışsa alsın. İnsanların tek derdi şu: zamanının karşılığını alamıyorlar. Amerika/CA'da çocukluk arkadaşım haftada 3 gün, günde 2 saat tezek temizliyor. Bense günde 13 saat iş başındayım. Günde 10 km'den fazla yol yürüdüğüm oluyor, araç tutması da artma sebebi. Tezek temizleyen arkadaşım benden daha fazla kazanıyor. Kaldı ki çocuğun o parayı kazanmak için bir gideri yok? Gidiyor, 2 kürek vuruyor, dönüyor. Bizde kasiyer diye işe girdiğin yerde dükkanı açıp muhasebesini tutuyorsun. İşin bu konusu da çalıştığın işte çalışmamaya uzanıyor aslında.

Olayın trendyolla alakası nedir? Dünyada en az umrunda olan şeyi niye bu kadar dert ettin ama yorumunda?
Zamlar o kadar hızlı ilerliyor ki, 100 liraya aldığın ürüne verdiğin 100 lira benim hesabıma geçene kadar ürünün bana gelişi 100 lira oluyor bazen. Olduğun yerde say dur işte.

Nasıl para biriktirsin adam? Asgari ücret açlık sınırının altında.
Konu sahibinin bir aç kal demediği kaldı zaten.

Peki ya okurken çalışma imkanın yok mu? Yok mu var mı?
Okurken çalışmakta sorun yok benim için. Lise'den bir anımı anlatayım.
Hafta sonları bölümümle alakalı bir yerde çalışmak için anlaştım. İlk hafta kapımdan mersedes ile aldı işletme sahibi, ikinci hafta ödemeyi yarım yaptı, üçüncü hafta ödeme yapmadı. Üstünden geçen zaman içerisinde bende de yok yalanları ile kısa süreli geciktirilip 2 ay engellenmiş bir şekilde takılırken üşenmeyerek karısıyla 2 saat muhabbet ettik, kahvelerimizi içtik. Eve döndüğünde de yan odada muhabbet ettik. Zaten ben bu puştun yanında 48 saat kalmışım, 7 saat uykum hariç hep çalışmışım. 1 saat de molam var. Bir de neden hakkım olan azıcık paramı almak için bu yola başvurmam gerekiyor? Anlattığım olayda eğitimim nerede görebiliyor musun? Sorun o işte. Çalışırsan eğitim, eğitilirsen iş yok. Çünkü güven yok. Babanın, amcanın yanında çalışırsın belki de çalışır, paranı alır geçersin.

Bölüm ne bu kadar çalışıyorsun?
Yer altından tırnaklarıyla elmaz çıkartsa ne yazar? Hepimiz insanız, insan gibi muamele görmek istiyoruz. Sosyal bağları olan hiçbir topluluk dönüp de kömür işçisine "sen yerin altında kal köle, biz yukarıda eğleneceğiz. zaa" diyemeyeceğine göre; bizde de olmamalı.

Arkadaşın demek istediği şikayetle bir yere varamazsınız herhal. bunu derken şunu demeye hakkınız yok, tozpembe dünyada değilsin demek değilde sorunlarımızı tartışabiliriz ama bunun için harekete geçmezsek bu şikayetlerinizin hiçbir anlamı yok demesi daha uygun olur. Karanlıksa şikayet edeceğine bir mum yak demeye çalışıyor. Şikayet etmek kötü bir alışkanlık. Her şey hakkında şikayet edebilirsiniz: ekonomi, coğrafya, zaman, aile, çevre ama şikayet ettiğiniz zaman sorumluluk üzerinizden kalkar ve bunun karşısında harekete geçmemek için bahaneniz hazır olur.

Atatürk mesela; o zamanki adaletsizliklere, yolsuzluklara, kıtlığa, cahilliğe, coğrafyaya karşı şikayet ediyordu ama bu onun kaytarmak için bahanesi değildi. kendisi harekete geçti. Karanlıklar içerisinde bir mum yaktı.

Ben kısacası şikayet ede ede sorumluluğu üzerinizden atıp yatarsanız hayatın acısını sindire sindire çekebilirsiniz demek istiyor diye yorumladım. Bunu yapabilirsiniz ama Hayat planınız yolunda bunun pek iyi bir seçenek olmadığını anlatmaya çalışıyor.

Benimde yapmaktan zevk aldığım plastik modelcilik hobim var. maddi durumlar yüzünden bazı malzemeleri temin edemiyorum ama "ehh yerim böyle Ülkeyi elin adamı bunu cebindeki bozukluklarla alıyor. yapmıyorum hobi mobi" demek yerine kendimce benzerini yapmaya çalışıyorum. geçen eskitme efekti verme amaçlı bir pigment lazım oldu bana. temin edemediğimden dolayı gidip istediğim pigment rengine yakın bir toprak parçası alıp tozunu çıkartıp bir kaba koydum ve elimden geleni yapıp devam ettim. Eğer şikayet edip üstüne harekete geçmeseydim model olduğu gibi duracaktı. şimdi hiç yoktan daha iyi bir model var elimde. Genel olarak bizim insanımız hobiye başlarken de her şeyinin tam teçhizat olmasını istiyor. eğer parası yetmiyorsa lanet olsun böyle ülkeye diyip sızlanıyor. geçenlerde birisinin kesme matı olmadığı için sızlandığını gördüm yine. yahu kardeşim karton kutu koy kesme matı yerine benim gibi? ilerde ihtiyacın olup parayı denkleştirirsen alırsın. adam koşu sporu yapıcam diyip baştan koşu için özel ayakkabı ekipman falan istiyor. Tibetteki adam ayağında terlik üstünde atletle koşuyor. Olay çok şükür iyiki tibetteki adam değilim diyip yerinde saymak değil, daha iyilerini isterken şartların elverdiği duruma göre idare etmek. Çünkü sen anca bu şekilde gelişebilirsin, Çünkü şikayet edip sorumluluğu üzerinden attıktan sonra hiç yapmamandan iyidir. bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi, bir yiğit bir vatanı kurtarır demişler. Eğer değişim istiyorsanız önce kendinizi değiştirmeye çalışacaksınız. herkes böyle düşünürse zaten bir süre sonra şikayet ettiğiniz şey ortadan kaybolur. Nice ihtilal ve devrimler bu şekilde yapıldı.

Bahane çok arkadaşlar. önemli olan şikayetinizi ettikten sonra elinizden geleni yapıp yapmadığınız.
Katılıyorum. Sorunları dile getirmekten başka bir şey yaptığımız yok. Arkadaşlara diyorum, 3-5 kişi zaman ayıralım, kaleiçinde insani bi' yürüyüş yapalım. En azından gözükürüz diye. Biri diyor ne değişecek, öteki zamanım yok, bir diğeri içeri alırlar. Hem şikayet edip hem de durduğu yerde duran ilginç bir topluluğuz. Ölsek de susacağız. Bu raddeye nasıl geldik bilemem, yaşım yetmez. 25 Yaşından ileri kişiler daha iyi yorumlayabilirler diye düşünüyorum.

Çok haklı bir yorum. Birde en başta yazdım ekonominin kötü olduğunu şuan ki hükümeti savunmadığımı, bilerek başka yerlere çekiyorlar. Üstelik bu yazdıklarımı herkes içinde yazmadığımı belirttim 20li yaşlarında evde yatmaktan iki büklüm olmuş çakma erkeklere yazdım.
Çakma erkek dediğiniz nedir? Siz cidden kendi aranızda birbirinize laf geçiştirmek için kurulmuşsunuz. Bir erkekler çalışacaksa ben dükkanı kapatayım, ev kirasını gülücükle, yaşamımı öpücükle devam ettiririm. Parayı bir erkekler kullanıyor, bir erkeklerin emeği geçiyor zaten.

Makalede stoacı felsefe aşılanmaya çalışılmış sanırım, güzel bir girişim. Fakat üslubun çok yersiz olduğunu belirtmekte fayda görüyorum, konu olması gerekenden çok farklı bir yere evrilmiş. Bu tarz bir üslup biçiminin nelere sonuç olacağını hesaba katamamak da konu sahibinin ayıbı.
Yazarın üslubu "Puhahaha, ezik köylü fareleri." şeklinde hitap ediyor okuyana. Şu an ne kadar sakince okumaya çalışsam da yine de tetikleniyorum. İlk okuduğum halde kim bilir ne yaşadım. Bir makale yazılacaksa nedensellik çerçevesinde yazılması çok önemli. Yoksa yapacağı tek şey 10-15 dakika kavga çıkartmaktan öteye gidemez.
 
İndirimlerde 19 TL'ye düşen versiyonu almıştım içnde bir ton şey vardı 2. oyunda var ama laptopum çöp olduğu için oynayamıyorum. Gerçi elimde bir ton oyun var indirimde oynarım diye aldım 2 aya PC alacağım inşallah cidden oynarım.

Some TR problems, ucuz diye alacağın paraya orta yollu kasa dizebiliyorsun ama oyun almazsan nereden oynayacaksın işte.
 
Hocam izledikten sonra bir deneyim makalesi gelir mi?

İnsanlar sonradan konuya bakınca bizim konudan konuya ordan ankaraya geçişimize yarılacak bence. Konuyu açan arkadaşa da bir sabır diliyorum.
Hocamgenç adamım benden 2-3 yaş büyüklerim kadar iyi deneyim makalesi yazamam ama denerim paylaşırsam görürsünüz zaten 😅 uzun süredir sinemaya gitmiyorum en son imax de Mİ:7 ye gittim
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı