Arkadaşlar evren oluşumu hakkında konuşuyoruz. Tanrı'nın nasıl evreni yarattığı hakkında değil.
Eski moderatörden daha azı beklenmezdi.Açıkçası bir yaratıcıya inanmak, evreni, uzayı ve bilimi takip etmek için bir engel değil ki dini bir engel de bulunmuyor. Şahsen inanan birisi olarak, inanmayan ve bunu her fırsatatta birilerinin gözüne sokanlardan kat ve kat daha fazla evren uzay üzerine araştırmalar yaptım, yapıyorum. Dolayısıyla bu muhabbetleri bırakmamız lazım bu tür konularda.
Açıkçası evrenin nasıl oluştuğu biliniyor büyük çoğunlukla, Büyük Patlama zaten bu oluşumu açıklıyor ancak ilk birkaç nanosaniyeyi ya da evrenin kaynağını açıklayamıyoruz, şu an. Bana göre bunu bulmak imkansız gibi bir şey ve ben bu olguyu, kara deliklerin kalbindeki tekillik ile bir tutuyorum. Tekillik ancak kara deliklerin içine girdiğinizde anlaşılan bir durum ve kara deliklerin içinde hayat var olamıyor. Yani karşımıza hayat üstü bir durum ortaya çıkıyor.
Açıkçası insan oğlu son 50 senede büyük bir gelişme gösterdi ama bu gelişmeler aynı zamanda kendini de yok edecek. Geleceğin neler getireceği bilinmez ancak ben bu gizemin bilim çerçevesinde kaldırılamayacağını düşünüyorum.
İnsan birisi olarak "Kaynak ne?" sorusuna varacak cevabım var tabii.İşte burada Bilim - Felsefe _din üçgeni başlamış oluyor.
Açıkçası buna katılmıyorum.Bilim - Felsefe - Din üçgeni başlamış oluyor.
Bitabii, böyle düşünmeniz normal. Beynimiz bir şeyleri ayrı ayrı ele alabildiği gibi, ayırmasını da çok iyi bilir. Şimdi siz, felsefenin konusunu bilimle çözebilirsiniz. Örneğin zihin felsefesindeki düalizm-fizikalizm karşıtlığını nöroloji çok güzel şekilde yanıtlar. Ancak dinin bir şey yanıtladığı yoktur; dinler, evrimin yan ürünüdürler ve nahoşturlar.Bunu şuna bırakıyoruz, geri kalanı buna bırakıyoruz gibi bir tabi, insan düşünce sistemi için mantıklı değildir. İnsanın düşüne yapısı bilimi de, felsefeyi de, dini de aynı anda ele alabilir ve bağlantılı/ayrık noktalarını kavrayabilir.
Düşünsenize, bizler aslında bir atomun alt parçacıklarından birinin içinde yaşayan bir evrene mensubuz. Aslında bizim en küçük yapı birimi dediğimiz şeyin içinde başka evrenler varmış. Bir başka ihtimalle de simülasyon olabilir tabii ki. Sizce evren nasıl oluştu? Peki gerçekten atomların çarpışması sonucu meydana gelen enerjiden oluştuysa evren biz de bir evren oluşturabilir miyiz?
Bir güve, mum yaktığınızda ateşe dalarak kendini öldürür. Bunun sebebi nedir? Güveler, ay ışığına doğru hareket edecek şekilde evrimleşmiş gözlere sahiptirler. Mum ışığıyla ay ışığı onlar için aynıdır, bu sebeple bir güve mum ışığını gördüğünde ona doğru hareket ederek kendini ateşin içine atar. Dinler de bunun gibi, evrimsel süreçte şekillenen psikolojimizin yan ürünüdür ve bizim için zararlıdır. Bilimde açık veren bir soruyu, dinle yanıtlayamayız. Felsefede açık veren bir soru, dinle yanıtlanabilir, çünkü din felsefesi de mevcuttur. Ama din, öznel inançlardan doğmuştur.
Astrofizik okuyormuşsunuz anladığım kadarıyla, Big Bang öncesini anlamadığınız malum. Ben de okuyorum ancak fikrim tanrıya kaymıyor. Çünkü tanrı, boşlukları doldurmaktan ve tembellikten ötesi değildir. Dini inançlar, bilimle temellendirilebilir çünkü biz psikolojik olarak hüsnükuruntuya yatkınız. Dolayısıyla dindarlar, boşluklara taparlar. Tıpkı ilkel insanların tanrıyı yaratma sebepleri gibi, siz de bilimde gördüğünüz boşluklara tanrı hipotezini yerleştiriyor ve tanrıyı basit bir çözüm gibi görüyorsunuz. O halde şuna cevap verir misiniz: Tanrı nereden geliyor?
Bunlar da sizin hüsnükuruntularınız.Bunlar kendi aşırıcı düşüncelerin. Saygı duyarım ancak gerçek ve temellendirilebilir olduğunu düşünmüyorum.
Bunlar da sizin hüsnükuruntularınız.
Benim yazdığım her şey, nörolojik ve evrimsel psikoloji kaynaklarından okuduklarımdır. Bilimsel olmayan bir şeyi yazıya dökmem. Bunlar benim aşırı düşüncelerim değil, ve gördüğüm kadarıyla soruma da yanıt alamadım. Sağlıcakla kalın.
Evren, Kuantum Darwinizm hipotezindeki gibi, çoklu evrenlerin oluştuğu bir kuantum köpüğündeki dalgalanma sayesinde ortaya çıkmıştır. Büyük Patlama başlangıç anıdır. Elimizdeki en güçlü kanıt şu an bu, ancak Popper'ın da söylediği gibi, bilim yanlışlama ile yürür. Doğrusunu bulana kadar bilim yanlışlamaya devam eder. Sürekli işin içine tanrı katanlar da bilmelidir ki bilimde tanrıya yer yoktur.
Bilimsel olmak belirli yöntemlerle tarafsızca ispatlanabilir olmaktır.
Bilim şuana kadar çalışan en iyi yöntemdir. Aksini iddia etmek mantığa terstir.
Bilim felsefesi var. O da bilimin nasıl işlediğiyle ilgilenir. Felsefe ölçülebilir verilere karışmaz.
Din, felsefenin altına konumlandırılabilir.
Yani din bilimden ayrıdır, ayrı incelenmelidir.
Bu sitenin çalışmasını sağlamak için gerekli çerezleri ve deneyiminizi iyileştirmek için isteğe bağlı çerezleri kullanıyoruz.