Bilimden, bilimle alakası olmayan bir varlık hakkında senaryo çıkmaz. Daha önce de söylediğim gibi bilimin akıllı tasarımcının varlığını veya yokluğunu ispatlamak gibi bir derdi hiçbir zaman olmadı. Bunu dert edinenler tartışmakta olduğum şahıs gibi kişilerdir. Yani, evrim hakkında kendisi gibi düşünmeyen herkese evrimi kendi yorumlayış biçimiyle bir din edasıyla ve bağnaz bir tavırla savunmaya çalışır ve tanrının neyi nasıl yapması gerektiği hakkında senaryolar üretir. Hayvanlardaki bazı sinirler kolay yolu seçmiyormuş, milyonlarca yıldır zor yolu seçiyormuş. Bir tavuğun rengi karda kamuflaj görevi görüyormuş ama bu açık renk güneş ışığını yansıttığı için tavuk vücut ısısını daha zor koruyormuş. Akıllı tasarımcı olsaymış böyle yapmazmış. Bak sen şu işe. Git onlara öğret de potansiyel akıllı tasarımcılar paralel evrenlerde senin söylediğin gibi tasarım yapsınlar bari başka hayatlar zorluk çekmesin. (!)
Yani diyorsun ki Tanrı önce kusurlu yaratmış, kusursuza doğru yıllar boyunca evrilmesini belirlemiş. Ben de diyorum ki tüm canlıları mükemmel yaratsın, evrimle hiç uğraşmasın. O zaman kusurlu yaratılanların suçu ne? Sonradan gelecekler için sadece bir adım görevi mi görüyorlar?
Koşullar dünya üzerinde her daim değişkenlik gösteriyor. Evrim de koşullara uyum sağlama çerçevesinde değişen canlılar üzerinde gerçekleşiyor. Bu yüzden evrim süresince hiçbir zaman mükemmel ve kusursuz bir canlı ortaya çıkamıyor. Adım görevi bütün canlılar için geçerli ancak bu milyonlarca yıllık bir süreç olduğundan dolayı ve koşullar bu süreçte sürekli değiştiğinden dolayı geniş perdede sonsuz bir uyum sağlama çabası görünüyor. Dolayısıyla canlıların mükemmel ve kusursuz yaratımı, koşulların dinamik olmasından ötürü düşünülemez. "Evrim ile uğraşmasın" ifadesi de kötü bir ifade. Her şey bir "süreç" sonucu gerçekleşiyor. Süreçler neden-sonuç ilişkisine bağlı gelişiyor. Evrim de bir süreç. Bizim açımızdan sürecin gerçekleşmesi zaman alıyor. Akıllı tasarımcı zaman boyutunun da tasarımcısıysa kendisi hiçbir sürece dahil değildir. Yani olay yine insan zekasının algılayış ve olayları yorumlama biçimini alıp tanrı zekasının yerine yerleştirerek ve bu şekilde çıkarımlar yaparak düşünmenin imkansızlığına çıkıyor.
Bu nasıl bir mantık ya, diyorsun benim için kusursuzluk kusurlu olmakla mümkün. Evrimdeki kusur zaman içinde ortadan kaybolacak ise o an bize kusur gibi görünse de uzun vadede kaybolduğundan dolayı kusur olmaktan çıkıyor. Bu lafı diyen sensin haberin var mı? Hâlâ körelmiş organları nasıl normal bir durum gibi görüyorsun acaba?
Kusur kavramının var oluş yöntemini açıkladım orada. Kusursuz olmak için kusurlara ihtiyacımız var gibisinden bir sonuç mu çıkardın yani bu cümleden? Uzun vadede kaybolduğu zaman bize belirli bir vakit kusur gibi görünse de kusursuzlukla bağlantılı bir kavram haline dönüşmüş oluyor. Kusursuz olmasa da kusursuzmuş gibi düşünüyorsun. Çünkü birini diğerini kullanarak açıklıyorsun. Zıt kavramlar sadece birbirleriyle açıklanabiliyor. Kusur kavramını kusursuzlukla, kusursuzluk kavramını da kusur ile açıklayabiliyorsun.
Evrimin kendisi tamamen tesadüfi değildir, bunu daha önce açtığım konularda defalarca söyledim. Ancak evrim mekanizmaları arasında bazı tesadüfi durumlar var bunlar da mutasyon ve genetik sürüklenmedir.
Önce evrim tesadüfi bir durum değildir dedin. Sonra belli mekanizmaları tesadüfi oluşur dedin. Şimdi de tamamen tesadüfi değil diye kıvırdın. Ben de hangisinde karar vereceksin diye soruyorum?
Ben sana net kanıtlarla sundum, somut delilin varsa sorduğum sorulara cevap ver boş yapma.
"Tasarımcı olsa böyle/şöyle yapardı." cümlesi net kanıt olmaktan çok uzak ve tamamen kendi yorumun.
Bir şeyin tesadüfen oluşması o şeyin gerçekliğini azaltan bir şey değildir. Evren'de birbirine bağlı olmadan neden-sonuç dizgilerinin denk gelmesinden ötürü tesadüfi durumlar olmuştur, her zamanda olmuştur, olmaya da devam edecektir.
Neden-sonuç ilişkisi tam olarak kurulamayan, rastlantı-denk gelme olarak görülen olaylara tesadüf denir. Akıllı tasarım reddi durumunda ise mecburen tesadüfi kelimesini kullanmak zorunda kalıyorsun. Çünkü "tasarımcı olsa öyle yapmaz şöyle yapar" diye yorumluyorsun. O yorumundan dolayı evrim hakkında bu sonuca ulaşıyorsun. Ben de o yorumdan bu sonuca ulaşılması imkansızdır çünkü tasarımcının neyi nasıl yapacağı şu an yetersiz olan insan zekasıyla ölçülemez diyorum. Dünden beri bunu söylüyorum ama hala anlamamakta ısrar ediyorsun.
Bak mesela araba sürüyorsun yanından başka bir araç geçiyor araçtan fırlayan bir şey senin açık olan camından arabanın içinden geçip gelip sana değiyor, bunun gerçekleşme oranı ne, çok düşük ama imkansız değil. Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Tesadüflikte böyle bir şeydir imkansız değildir.
Evrim sürecindeki tesadüfi olarak adlandırdığın değişimler ile arabanın camına denk gelme olasılığı olan cismin tesadüfiliğini aynı şekilde mi açıklıyorsun? Bu durum kavram yanılgısıdır. Arabanın camından içeri giren cisimki neden-sonuç ilişkisi aşırı ayrıntılı şekilde incelenebilseydi pek çok farklı etkenin bu duruma yol açtığını ve aslında tesadüf olmaktan çok uzak olduğunu görülürdü. Aynı zar atma olayı gibi. Her türlü etkeni hesaplayabilseydin, her zaman istediğin sayıyı atardın. Hesaplama gücü olmadığı için tesadüf diyip geçiyorsun.
Evrim kaotik bir süreçtir, tesadüf ile kaotik aynı şeyler değil. Doğa yasaları tesadüfi değildir, geçmişte vardı, şimdide var, gelecekte de olacak. Evrim dediğin şey de bir doğa yasasıdır netice olarak.
O zaman bu mantıkla: Doğa yasaları tesadüfi değildir. Evrim doğa yasasıdır. O halde evrim tesadüfi değildir. Ancak evrimin bazı süreçleri tesadüfidir. Mutasyon ve genetik sürüklenme tesadüfidir. O halde mutasyon ve genetik sürüklenme doğanın yasaları değildir. Peki, evrim tesadüfi değilse, mutasyon ve genetik sürüklenme tesadüfi olmayan evrimle nasıl bağlantılı olabiliyor? Evrimin hangi kısımları tesadüfe dahil değildir?
Doğa ve Fizik yasalarının neden bugünkü gibi hareket ettiklerini bilmiyoruz. Bunu bilmek için büyük patlamadan öncesini bilmemiz gerekiyor tüm yasaları tanımlayabilmek için.
Farkındayım. Bu yüzden tartışıyorum burada zaten. Halihazırda bilinmeyen pek çok şey varken, akıllı tasarımcı fikrini körü körüne inkar etmenin bir mantığı yok. Bilimi kullanarak bilimle alakası olmadığını düşündüğün bir varlığa yok demenin de aynı şekilde bir anlamı yok.
Küçücük insan zekası bu tür şeyleri düşünebiliyor koca evrendeki tanrı bunları öngöremeyecek kadar bilginizse bu nasıl tanrı söyle bakalım. Tanrının olduğuna dair en ufak bir bulgu yokken, tanrıya iş öğretiyorsun demek nasıl bir yorum, tanrıyı görmüş gibi emin yorumlarda bulunma.
Tanrıyı görmüş gibi emin yorumlarda sen bulunuyorsun. Bu yorumları "tasarımcı olsaydı şöyle/böyle yapar" derken kullanıyorsun. Ben bu lafından hareketle tanrıya iş öğretmek terimini kullandım zaten.
Yorum yapmak için yorum yapma. Bunlara verecek cevabın var mı yok mu, varsa yazarsın. Engelli insanlar da evrimin hatası bunun dinlerle alakası yok, tabii her şeyi körelmiş organlara dayanarak yorumladığın için başka örnekleri sana sunduğumuzda zoruna gidiyor, konuyu niye oraya getiriyorsun saçmalıklarına başvuruyorsun.
Konuyu saptırma diyorum çünkü konumuz evrim. Engelli insanların milyonlarca yıllık evrim ile alakası yok. İnsan türü bile örnek gösterdiğimiz diğer canlılara kıyasla çok kısa bir süredir dünyada. Bu yüzden alakası yok. Ben sana konu dışına çıkma diyince asıl senin zoruna gidiyor çünkü defalarca net cevap verdiğim mesajlara hala aynı cevapları yazarak tartışmayı boş yere uzattığının ve yazacak bir şey bulamadığının büyük ihtimalle sen de farkındasın.
Sen kimsin, senden mi çekineceğim ne yazıp yazmayacağım konusunda?
Çok güzel. Mahalle ağzı hakaret tarzlarına bir yenisi daha eklendi. Kendini düşürmeye devam et bu şekilde. Bakalım daha ne gibi davranış kalıplarını biliyormuşsun göster bizlere.