Galaktik anlaşmalar ve Dünya

Biraz ucu açık bırakmışsın Recep, o yüzden şöyle bir bilginin varlığıyla insanların sahip oldukları bilgileri daha etkin kullanmalarını sağlamak gerekiyor:

1964 yılında Sovyet Astronomu Nikolai Kardeshev tarafından ortaya konmuş bir kuram - Kardashev scale - Wikipedia, the free encyclopedia - , çeviri olarak Kardaşev Cetveli diyelim:
Kardaşev Cetveli bir uygarlığın teknolojik gelişmişlik seviyesini, o uygarlığın kendisi için kullanıma alabildiği/sunabildiği enerji miktarıyla ölçer.

Tip 1 : Gezegenindeki TÜM enerji kaynaklarını kullanmaktadır. (Füzyon, Antimadde, Yenilenebilir kaynaklar)

Tip 2 : Yörüngesindeki YILDIZIN (bizim için Güneş) TÜM enerji kaynağı tiplerini kullanmaktadır. (Dyson küresi [Yıldızlar için], Penrose İşlemi [Karadelikler için], Antimadde, Beyazdelikler [teorik], Gama ışını yakalama süreçleri...)

Tip 3 : Gezegen(lerin)in ait olduğu TÜM GALAKSİNİN enerji kaynağı tiplerini kullanmaktadır. (Tip 2 + Daha fazla yıldız sistemleri, Dev karadeliklerden ve Quasar [Yeni galaksi, evren, evrenin genişlemesi... gibi durumlarda ortaya çıktığını düşündüğümüz enerji saçan "yıldız ötesi"'ler.)

...

Bunlara ek olarak zaman içinde, bilim ve bilimkurgu'nun sunduğu düşünceler doğrultusunda:

Tip 4 : EVRENİN bir bölümü veya tümünden enerji toplayan uygarlıklar.

Tip 5 : FARKLI EVRENLERDEN enerji toplayabilenuygarlıklar. Aslında bu seviye sadece bir uygarlık haline gelir diye düşünüyorum.

Japon teorik fizikçi Michio Kaku, Dünya'nın yüz yıl içinde Tip 1 seviyesine ulaşabileceğini, yüz bin yıl içinde ise tip 3 seviyesine çıkılabileceğini öngörmüştür. Bu hesaplamalarda ise kullanılan yöntem direkt "ne kadar enerji üretiyoruz?" : *2008'de küresel enerji tüketimi 474 exajoules (474×10[SUP]18[/SUP] J=132,000 TWh), ortalama 15 TW yani Carl Sagan'ın Kardaşev cetveline göre Tip 0.72.*

** Kopyala yapıştırdan dolayı yazı tipi bozuldu.

Carl Sagan'ın Kardaşev cetveli hesabında tip 1 10[SUP]16[/SUP] W, tip 2 10[SUP]16[/SUP] W, tip 3 10[SUP]36[/SUP] W olarak belirliyor. Başta verdiğim Wikipedia adresinde tam hesaba ulaşabilirsiniz.

Bu hesaplar doğrultusunda, enerjiyi bizim kullandığımızdan daha etkin, farklı biçimlerde kullanabilecek her uygarlığın varlığı mümkündür. Sıkışıp kaldığımız boyutlar ötesinde de varlıklar olduğunu düşünmekteyim. Nitekim enerjinin kendisi de bir varlık olabilecek kadar esnektir - herhangi bir katı obje, onu oluşturan molekül ve atomların, alt parçacıkları... yani enerjinin farklı bir seviyede bütünleşmeye karar vermiş halidir.

Galaktik uygarlıkların bizi ziyaretlerine ise güveniyorum.

Malesef bu tür konu ve tecrübeler sadece yaşayan kişiler arasında paylaşıldığında değerli olabiliyor, yeryüzü kültür düzeyinde.

Zira dinler ve efsanelerin hepsi tufanlardan bahseder, ve sadece bir kısım "yaşayan" insansı (humanoid) kurtulmuştur. Misal ilk yaratılan Adem ise, Ademoğulları tufandan kurtulmuş olamazlar. Başka bir tür, seri, genetik dizilim kurtulmuştur, onlara da insanoğulları denmiştir diyebiliriz.

Galaktik uygarlıkları sadece gökyüzünde aramak değil, daha %5'ini keşfettiğimiz suküre'de, 30km'den daha derine düzgün bir şekilde inmediğimiz taşküre'de de aramak gerek. O kadar mağara resmi, kızılderili efsanesi... kitaplardan önceki hikayeler yanılıyor olamazlar.

Yanılıyorlarsa da acilen yemek, içecek ve tütün tariflerini bulmamız tüm insanlık için daha iyi olacaktır.
 
Çok alt seviye bir uygarlık olmanın bedelini Dünya denilen bu gezegende tıkılıp kalmakla ödüyoruz :)

Bu sabah sinirim pek bi oynadı bulutlara bakarken, bu Dünya denilen gezegende tıkılıp kalmakla ödediğimiz bedelin sadece şu anki bilimsel verilerle çözebildiğimiz bilgilerle olduğuna karar verdim. Biraz bakış açım yamuldu, mekik çekerken tv'deki çizgi filmde Einstein'i kaçırmışlardı ve şöyle bir diyalog geçti:

Mumya* S01E07 The Blackforest

Einstein : Ama zaman görecelidir!
Imhotep : Sonsuzluk da öyle.

*The Mummy galiba çizgi film

Yani neden bunca yer varken bu kadar "özgür irade" Dünya'da toplandı ve sürekli kutuplaşmalarla uğraşıyor? Kutuplaşmaların yegane faydası en az iki farklı bakış açısı yaratmaları, bu bakış açılarının birbirlerini nötr'leyen veya aynı sonuca mantıklı/saçma derecede farklı yollardan ulaşabilen fikirler oluşturduklarını biliyoruz.

İşin kötü yanı, bu kutuplaşmalarla bir noktaya varabilmek değil, bir noktada kalmak.

Günümüzdeki "insan" olarak intelendirdiğimiz varlığın değişimlerden fazlasıyla korktuğu ve/veya korkar hale getirildiğini biliyoruz. Bir pizzacıda sürekli aynı lezzeti aramak gibi bir şey. Kimsenin aklına şu neden gelmiyor; pizza, hamur ve üstündeki bileşenlerden oluşur, basit olarak ele alırsak hamur için orjinalde 4 malzeme gerek, biri su biri buğday olsa diğer 2'sini hatırlamıyorum ama, suyun okyanustan, uzaydan gelebileceğini düşünürsek, sürekli farklı bir enerji beslemesiyle (hiçbir an diğer bir an ile aynı değilmiş gibi düşünelim, arasıra her şeyin aynı olduğu anlar da olabilir) varoluyor, yani bir an'ın diğeriyle aynı olma olasılığı çok farklı bir denklem gerektiriyor.

7 milyara yakın insanın küçük bir bölümü gerçekten bilgiye ulaşabiliyor; ki internet filtresiz bilgi (yani kötüye kullanılabilecek negatiflikteki bilgileri filtreleyemeyecek nitelikte) bir bilgi silsilesine sahip, bunun çok azını verimli kullanabiliyoruz.

Bilgi ve bilim doğru orantılı ilerlemeyi sever, yorumsal ve felsefi yaklaşımlar bunun dışında kalmayı yeğler (bu yüzden dinler yargılanabilir sorgulanabilir kuramlardan çok genel tavırlar üzerine kilitlenmiştir).

Yani Ay'a gidildiyse, her yer koloni kurmakta üstüne olmayan kanser vari (negatif yaklaşım) uygarlık, neden Ay'a bir üs kurmadı, Mars'a gitmek için 6 ay gerektiğini hesaplarken Ay'dan gitmenin yakın olmaması veya Ay'ın standart düşüncelerimiz dışında bir yapıya sahip olması (misal içi boş bir uzay mekiği) bunu tetikledi mi?

Eski pek çok uygarlığın, şu an süper bilgisayarlarla hesapladığımız şeyleri patates kullanarak hesaplıyor olmasını kıskanıyor muyuz? 25 yaş altındaki çoğunuz aklınızda telefon numaralarını tutamazsınız çünkü cep telefonu rehberleri bunun için sizin beyninizin yerini almış durumdalar. Fakat beyninizi daha güzel şeyler için mi meşgul ediyorsunuz?

Ben böyle bir dellendim, sinirlendim, ayrıca bugün 5 Ağustos, bir de iş görüşmesinden cevap bekliyorum... yani alakalı alakasız süper değişkenlerle doluyken, Dünya'ya tıkılı kalmak çok problem değil ama buradan öğrenilebileceklerle daha iyi gezegen veya yaşam varoluşları yaratılabilir.
 
Bir güneş sistemi ötesi ki bize en yakını Alpha Centauri' ye gidebilseydik çok sorulara yanıt bulabilirdik ama maalesef önce Mars'ı ele geçirmemiz lazım. :)
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Alpha Centauri'ye en kısa yol Sid Meiers'den geciyor.

Takım yıldızlara bakacaksak, piramitlerin konumlarının Orion'u göstermediğini fark etmek gerekiyor - Googlesky sağolsun, bi Marty McFly değil ama iyidir zaman yolculuğunda.
 
İnsanoğlu hiç bir zaman ışık hızında hareket edemeyecek. Dünyada bulunan teknolojilerle en fazla bu kadarını yapabilirler, ışık hızında gidebilmek için gerekli madde dünyada yok. :)
 
Uyarı! Bu konu 11 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı