Half-Life serisi fazla abartılmıyor mu?

Her şeyi zamanına göre değerlendirmek en doğrusu. HL serileri de zamanına göre değerlendirmeli.
Zamanına göre başarılı oyunlar çıktı ortaya zaten.
 
Yani olabilir ancak onu da Valve yapmadığı için ana seriden saymıyorum. Mesela 1. oyunda hikaye ye o kadar takılmadım çünkü bildiğiniz arcade FPS bir oyun. Ancak dediği gibi 2. de canım daha çok hikaye çekti.

Hocam yok, ana oyunlardan saymayın, sadece eğer ki oynamadıysanız kesinlikle 1 kere oynayın hikayeyi çok daha iyi anlatıyor.
Half-Life 1 de bütçe yetmediğinden Xen'i pek iyi anlatamayıp kısa kesmişler. Black Mesa da ise orayı (mide bulandıracak şekilde) uzun bir şekilde anlatmışlar mesela.
 
Bir oyunu 3 konuda değerlendiriyorum. Hikaye-Oynanış-Grafik

Hikaye: Bu oyunun hikaye derinliği hiç bir oyunda yok. Half-Life hikaye bakımından bir baş yapıttır. İlk oyun 1998'de geçse de 1947'den itibari ile hikaye başlar. Half-Life'ın hikayesi arka planı çok sağlam ve portal oyunuyla aynı zamanda geçer. YouTube'a Half-Life hikayesi yazarsan ne dediğimi anlarsın.

Oynanış: Half-Life çıkan 3 ana oyunla devrim oluşturmuştur. İlk oyun (1998) 2D sadece klavye ile oynanan oyunlardan, 3D klavye mause'a geçilmiştir. İkinci oyun altı yıl sonra 2004'te çıkmıştır. FPS dünyasına bir çok fizik elementleri eklemiştir. Bildiğiniz FPS dünyasına yön vermiştir. Üçüncü oyun bir değişiklik yaparak VR'a çıkmıştır. Buna rağmen VR deneyimini en iyi sunar ve iliklerine kadar hissetmemizi sağlar. Üç oyundan da kısaca bahsettim.

Grafik: İlk oyun 3D'idi zaten bu tamamen yetiyor grafik kısmına. 1998 yapımı bir oyun 3D aksiyon, o zaman için neredeyse imkansızı başarmışlar. İkinci oyun bilmiyorum açıkçası çok temiz bir grafikleri vardı. Yani 2. oyun için aklımda kalan en iyi olay buydu. Efektsiz çok sade ve hoş bir grafiğe sahipti. Üçüncü oyun ise gerçekçiydi, üçüncü oyun grafik olarak günümüz oyun grafik standardına idi. Üçüncü oyunun bir grafiksel devrimi yok.

Her üç oyunda zamanı için çağ açtı. Bu yüzden Half-Life bir efsanedir.
 

Geri
Yukarı