Heavy Rain Ne Güzel Oyundu

YedekŞahsiyet

Hectopat
Katılım
17 Kasım 2018
Mesajlar
60
Yer
İstanbul/Kağıthane/Okmeydanı
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Öğrenci
Oldum olasılı karar verme temalı oyunları sevemem, tabii sadece karar vermekten ibaret ise tüm olayı. Oyunlar benim gözümde mekanik eğlencesidir çünkü. Journey gibi istisnalar dışında. Elbette iyi bir hikâye çok önemli olabiliyor benim için ama bunu mekaniklerle desteklemediğinde o oyunu oynayasım zor geliyor. Nihayetinde bu bir oyun. Saf hikâye istesem gider film ya da anime falan izlerim. Benim kafam bu kısacası ve tabii ki böyle olmalı da demiyorum. Benim şahsi görüşüm sadece. Tekrar yazıyorum; hikâye önemli tabii ki. En sevdiğim oyunlar bende genelde hikâye tarafı ile iz bırakan oyunlar. Ama bazı oyunlar var, yemişim hikâyesini deyip sadece mekanikten zevk almaya bakıyorum. Ya da bölüm tasarımları. Her neyse.

Bunu benim için ayıran şey ne derseniz; sunum. Bir oyun hikâyesini önemsiyorsa ve adam akıllı sunmaya çalışıyorsa ben o hikâyeyi önemserim otomatik olarak. Ama üfürükten bir sunum söz konusu olursa "Siz bile hikâyenize kasmamışsınız, ben niye kasayım?" deyip sadece mekanikleri ile eğlenirim. Birçok açık dünya oyununda hikâyeyi sallamam kısacası. Ubisoft oyunları genelde bu listede.

Şimdi bunu bu başlık altında yazmamın sebebi şu; Heavy Rain'in neden en başta yazdığım konuda bir istisna olması. Heavy Rain gayet seçim odaklı bir oyun. Arada tek tük mekanikleri var ama gidip de "Şu mekaniklerin hatırına alayım oyunu" diyemeyeceğiniz kadar tek tük. Yazdıklarımdan bir sonuç çıkaramayıp Heavy Rain neden istisna derseniz şunu yazayım;

Heavy Rain hayatımda gördüğüm en iyi sunumlardan birine sahip. Oyunun yazarı ve yönetmeni bu hikâyeye ruhunu vermiş. "Benim size anlatmak istediğim bir derdim ve tasam var" diye bağırıyor oyun. Sonuç olarak ben de önemsiyorum. Ama tek sebebi bu değil tabii. Oyunun seçimleri esas kilit noktalarından biri. Cidden verdiğim kararların bir etkisi olduğunu fark edince tüm oyun boyunca beni diken üstünde tutmayı başararak zaten verdiğim kararları kıymetli kıldığından bu baya eğlenceli oluyor benim için. Telltale oyunlarının genelinden haz etmiyor oluşumun da sebebi o. Kararlarımız bir halta yaramıyorsa ve sonunu da değiştirmiyorsa git film/dizi yap o zaman. İnteraktif oyun yapıyorum ayağına tembelliktir bu. Heavy Rain öyle değil ama. Sunumu öküz gibi güzel, bazı kamera açıları ve ekranın bölünmesi gibi sinematik sunumlar ile beraber kontrollerin elimde olması şahane bir şeydi. Kararlarımın da bir etkisini olduğunu görünce "Tamam bu oyuna ruhumu verebilirim" diyorum zaten. Öküz gibi önemsetti oyun kendini bana. Üstüne o tek tük mekanikler de sunuma ayrı bir artı kattığından atmosfere daha da çok kaptırması ile ayrı bir tat olmuştu.

Atmosfer konusuna gelirsek, kişisel olarak bu atmosferin hayranıyım. Yağmurlu, melankolik ve üzücü. Bu oyunun çok tecrübeli bir yönetmenin ellerinden çıktığı belli. Atmosferi öyle bir konuşturmuş ki hiç kopmadım o atmosferden. Bu oyunun bir yönetmenlik dehası olduğunu gösteren bir durum daha var aslında. Esasında bu oyun fantastik ögeler de içerecekti. Hatta Youtube'dan aratırsanız bunu görebilirsiniz. Önceden yapmışlar da çünkü ama bundan vazgeçmişler sonradan. Fantastik derken böyle karakter ateş topu atıyor falan değil. Psikolojik durumların sembolik olarak gerçeğe yansıyışı gibi düşünün. Hiç fena konsept değil ama olmadı o iş. Normalde böyle olduğu için oyun iptal olur direkt ama adam elindeki malzemeler ile bambaşka bir şey yapabilmiş yine. Hatta elinde patlayan fantastik unsurları sonradan Beyond: Two Souls için kullandığı söylenir ama ne kadar doğru bilmiyorum. Zaten ana karakterin elinde origaminin basıl bulunduğu konusunun bir yere bağlanmayışı da o sebepten. Fantastik bir unsurdu çünkü ama bu elementler kaldırıldığı için bir o havada kalmış plot olarak. Bende nadir olan eksilerden biri oyun için.

Müzik konusuna gelirsek, müziklerini ayrı bir seviyorum. Atmosfer benim için şahane demiştim ya, müzik ile ayrı bir seviyeye ulaşıyor atmosfer benim için. Oyunun bir ruhu var resmen. Hikâyesini de zaten ayrıca çok seviyorum. Kimliği belirsiz seri katil hikâyelerini hep sevmişimdir ben. Bu oyun da zaten baya ne kadar sevdiğim şey varsa birçoğunun bir araya gelişi gibi bir şey. Hikâye subjektif bir şeydir. Kimisi sever Heavy Rain'in hikâyesini, kimisi sevemez. Ben bayağı seven taraftanım. Sevmeyeni de çok iyi anlarım o ayrı. Çünkü cidden önceki yapamadıkları konseptten dolayı yarım hissettiren birçok olay örgüsü yok değil. Ama genel beğenimi ekileyecek kadar takmıyorum açıkçası.

Öyle işte. Heayv Rain konusunda yazasım geldi. En sevdiğim oyunlardan biri. 11 sene olsa da çıkalı, oynayalı çok olmadı. 2 sene oldu olmadı. Ondan önce Beyond'u da oynamıştım bu arada. Heavy Rain gibi seçim konusunda vasıflı bir oyun olmasa da, hikâye sunumu konusunda yine iyi olduğu için severim o oyunu da. Beni alıp götürdü, bu yeter. Heavy Rain kadar olmasa da. Heavy Rain zaten favorilerimden, her oyunu o kadar sevemem zaten. Detroit'i hâlâ oynamadım bu arada. Oynayacağım bir gün.
 
Quantic dreamin oyunları bir başka.
Adamların yaptığı her oyun tuttu her oyunu birbirinden güzeldi umarım video oyunu yapma çabalarına devam ederler.
 
Oynamadığım nadir hikaye odaklı oyunlardan biri, zaten almayı düşünüyordum. Ama Beyond Two Souls'u beğenmedim. Bunu da sever miyim belirsiz.
Beyond'u hiç sevmeyip Heavy Rain'i ilk 10'a koyacak insanlar çok fazla.

Benim de PS4'de bitirdiğim nadir oyunlardan, hatta PS4'de bitirdiğim tek oyundur Heavy Rain :)
 

Geri
Yukarı