Ölümden bahsediyorsunuz, adalet, kin diyorsunuz, bizim düşüncelerimiz diyorsunuz ben de size adaletin olduğundan, kin diye bir şeyin olmadığından ve bunların benim düşüncem değil nesnel akıl yürütmelerin sonucu olduğunu söylüyorum, siz tekrar sadece fikrinizi söylüyorsunuz. Düpedüz kötü olan hareketin kötü olmadığını söylüyorsunuz, empati yapabilirsiniz diyorum, cevap vermiyorsunuz. Dayatmadan düşünür müsünüz diyorum, dayatma yapmıyorum diyorsunuz, düşüncelerinizin sebepleri yok. Var mı ki başıboş bırakmasın diyorsun konu varlığı bile değildi, başıboş bırakması adaletle ilgiliydi. Asıl sorunuz için "ahlak anlayışını kodlayamıyorum" demiştiniz söylediklerime karşı bir şey söylemeden sadece "öyle değil" diyerek varlığını kanıtlamaya geldiniz. Peki. Kur'an-ı Kerim'e bakarsak, doğru olduğunu görürüz. O doğruysa onu gönderen de doğrudur. Kur'anda da hadislerde de rehber diye alabileceğimiz şeyler vardır. İslam fıtrat dinidir bu yüzden hiçbir dış etken sizi etkilemese Müslüman olursunuz demektir. Kanıtlara gelirsek:
Kur'an-ı kerim başlı başına kanıttır.
Allah'ın şefkati: Zehirli ve iğneli bir hayvana sana bal yaptıran o'dur. Elleri olmayan bir böceğe senin için IP dokutan da o'dur (ipek böceği)
Kur'an-ı kerim mucizesi: Bu yüzyılda yeni ulaşılan keşfedilen şeyleri 1000 yıl önceden belirtmesi vb.
Bunlar gibi kanıtlar var, eğer siz örnek verebilirseniz "olmadığına dair" onun üzerine konuşabilirim.