Muhtemelen umursamazlar bile bunu en başta da söylemiştim.
Katılmıyorum. Umursayacakları ve zaten umursamaları gereken bir olay.
Onu konu sahibi için demedim. Hani olayı dalgaya alıyorsun ya "Bilip de konuşmak mı? Göreceli ve aynı zamanda komik" diyordun. Ben hukuki boyutu büyük ama genelde hafife alınan bir olay yüzünden nezarete girecek duruma gelmiştim. O yüzden işin hukuki boyutu büyükse diye yalan söylesin demiştim. Onu anlamadın muhtemelen.
Hepimiz birçok olay yaşadık ve hepsinden ayrı dersler çıkardık. Arkadaşımız yalan söyleyerek kurtulamaz; eğer özür diler ve telafi etmeye çalışırsa çabaları sonuçsuz dahi kalsa bu ona iyi bir hayat dersi olur. Hepsinden önemlisi, bu safhadan sonra elinden geleni yapmış olur ve ileride duyacağı muhtemel pişmanlığı bir nebze azaltır.
Fakat yalan söylerse, şu anda bulunduğu kişisel gelişim döneminde yıkıcı bir etki oluşur. Böyle bir olaydan fayda sağlasa bile ömür boyu olumsuz etkileriyle yüz yüze kalabilir.
Çok iyi yalan söylüyorsa bir ihtimal kurtulabilir ya da ailesi yalvaracak ki ancak o şekilde kurtulsun.
Aileyi, yani 3. şahısları olaya sokmamayı en başında sen söylemiştin. Onun yeri tam da burası.
Kendi başına açtığı olayları kendisi çözmek zorunda. Madem böyle bir hakarette bulundu, buraya yazdığına göre belli ki pek de hafif bir söylem değil. Bu toplum içinde cezalandırılan ve cezalandırılması gereken bir durum. Ya paşa paşa cezasını çekecek, bir hafta Maldivler'de kokteylini yudumlayacak ya da çıkacak öğretmeninin karşısına, itiraf edip özür dileyecek.
Biz elimizden geldiğince tavsiye vermeye çalıştık. Ama ben şundan eminim ki, bunun korkusu bile yeterli bir ders olmuştur.