Dijital IMAX'ler bile yine yukarıdan ve alttan kesik olmuyor ve perde anlamında büyük oluyor. Yani bizdeki IMAX'lerde de filmi tam anlamıyla izlerken sıradan sinema salonlarında yukarıdan ve alttan kesik izliyoruz.
Her iki filmi de izlemiş bulunmaktayım. 24 Temmuz Pazartesi Barbie izledim ve 31 Temmuz Pazartesi'de Oppenheimer izledim. Oppenheimer için gitmem gereken AVM daha uzaktı. Her neyse, açıkçası her iki filmde bu kadar öne çıkmayı hak edecek kadar iyi değildi bence. En başta şunu söylemek lazım her iki filmde herkese göre filmler değil, Barbie filmi eğlence sektöründe propaganda görmeyi artık istemeyen tayfa için hiçbir şey sunmuyor. Feminist ve propagandacı tayfa için bir propaganda filminden ibaret. Oppenheimer tek başına değerlendirdiğinde Barbie'nin aksine her anlamda daha iyi bir senaryo sunuyor. En basitinden izlerken keyif almak için taraf tutan bir noktada olmanıza gerek. Fakat çok ağır işleyen yapısı ve bazı noktalarını hızlı geçerken bazı noktalarını ağırdan aldığı için biraz odaksız ilerlemesi benim gözümde eksiydi. Ha hangi filmi tekrardan izleyecek kadar sevdin dersen ikisi de değil. Oppenheimer'ı en fazla o dünyada 30 tane bulunan IMAX salonlarından birine gidersem izlerim. Onun dışında biri fazla yorucu ve ağır, Barbie ise boş kafayla izleyebileceğiniz bir komedi fakat çok çok daha üstün komedi filmleri olduğu için ve komedi işini iyi kurtaramadığı hiçbir zaman ilk tercihiniz olmaz.