- Katılım
 - 9 Ocak 2014
 
- Mesajlar
 - 7.583
 
- Makaleler
 - 10
 
- Çözümler
 - 9
 
Sen de bu konuda yanlışsın. Faizin farklı çeşitleri var günümüzde. Bunlardan birisi senin haram dediğin "verilen borç karşılığı kazanç elde etmek için" konulan faiz. Bu nasıl oluyor? Sen bugün komşuna atıyorum 2 kg elma verdin, 3 kg elma vermesi karşılığında yapman için geçerli. Bu elma örneği bir para birimine dönüştüğü zaman ise şöyle bir durum oluyor: Sen 2010 yılında komşuna 10,000 TL borç verip de, 2021 yılında 10,000 TL alıyorsan geçmiş olsun. O zaman verdiğin 10,000 TL para şimdinin 32,000 TL'si (aslında daha fazla da neyse) oluyor... 22 bin TL zarar alım gücünden.Helal haram karışmış kanka para gelsinden nereden gelirse gelsin kimsenin umurunda değil.![]()
Sen bankaya para yatırdığında ise sana verilen faiz ile o elma örneğindeki faizin hiçbir alakası yok, direkt değişken değerli para birimi örneğiyle ilgisi var. Para birimlerinin değeri sürekli değişkendir, sen aynı birimle bir yıl 5 elma alabilirken sonraki yıl 4 elma alabilirsin. İşte bunu engellemek için enflasyonu, birimin alım gücü değerini faizle yükselterek dengeliyorlar. Burada bu faiz olmazsa sen Türkiye'de aynı birim parayla birkaç yıl içinde aç kalırsın. Gerçi Türkiye'de buna verilen faiz de "gerçek" enflasyon oranından düşük olduğu için alım gücün sürekli azalıyor.
Kredi çektiğinde ise verdiğin faizin büyük kısmı işte bu birim/alım gücü için veriliyor. Bankalar burada riske giriyor, 3 yıl vadeli bir kredi verdiklerinde beklenmedik bir piyasa hareketinde zarar edebiliyorlar faiz değerlerini düşük tuttuklarında. Tabii bazı durumlarda çok yüksek faiz koyarlar bunu engellemek için.
Yani 1400 yıl öncesinin faiz sistemi ile şimdiki arasında çok büyük farklar var. Nominal ve reel faizlerin ne olduğuna bir bak istersen.
			
				Son düzenleme: