İmamoğlu ocak ayında görevden alınabilir

En son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim:
Büyük bir olasılıkla İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu görevden alınıp, yerine Kayyum atanacak. "Görünen köy (!) yakındır." Sanırım yılbaşından sonra ardarda kaos içeren hem siyasi, hem de hukuki (!) seçim hamlelerini görmeye başlayacağız.

Durup dururken, ortada herhangi bir dişe dokunur somut bilgi, belge yokken Ekrem İmamoğlu'na "terör" (!) soruşturması açılması hayra alamet değil. "Terör" hamlesi, İmamoğlu'nu görevden alma, İBB'ye çökme ve İBB'nin ballı kaynaklarını (!) seçimde kullanma hamlesidir.

AKP öncesi toplumun %99'u kayyum sözcüğünden haberdar değildi. Haberdar olanların çoğu da anlamını bilmezdi. AKP öncesi seçimle gelen hiç bir belediye başkanı yerine kayyum atanmazdı. Görevden alınsa dahi belediye meclisi kendi içinden yeni bir başkan seçer yoluna devam ederdi. AKP öncesi hiç bir kurum bu şekilde siyasallaşmamıştı.
AKP ile adeta "parti devleti" kurumsallaştı.

Peki nedir kayyum?
Kayyum; "belli bir malın belli bir süre yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması için resmi makamlarca yetkili olarak görevlendirilmiş kimse."

AKP iktidarı ile birlikte Türkiye'de kayyumlar "belli bir süre" için değil, adeta "kayyum cumhuriyeti" oldu. Özellikle HDP'li belediyelerin %90'ına kayyum atandı.
Türkiye toplumu kayyumu HDP'ye atandığında duydu. Kayyum HDP belediyelerinde sürekli hale geldi, gelenekselleşti. Öncesi bir yana 2019 yerel seçimlerinde HDP'li belediyeler mazbatasını alıp makama geçer geçmez, daha kırkı çıkmadan, "terör" iltisakı ile (!) kayyum atanarak görevinden alındı. Kaldı ki, bu belediye başkanlarının hepsini de YSK onaylamış ve mazbatalarını kendi eliyle vermişti.
HDP'ye zulüm yapıldığı zaman kimse umursamadı. Vicdan sahibi bazı kişi ve kurumlar dışında herkes üç maymunu oynadı. Sarı öküzler (!) verildi.

Bir gün sıranın, HDP'ye yapılan haksızlıklar karşısında susan, "dilsiz şeytan" (!) olanlara da geleceği” söylendi hiç kimse gale almadı.

HDP'li belediye başkanları, yöneticileri o zamanlar bilinen hikaye ile uyardı.
"1892-1984 yılları arasında yaşamış Martin Niemöller Alman rahip. yahudilere karşı soykırıma karşı olmamış ve daha sonra pişmanlığını dile getirmiş bir şahsiyettir. "susma sustukça sıra sana gelecek" içerikli ünlü bir anlatımı vardır ki belirtmek lazım:

Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey demedim çünkü komünist değildim. Sonra Yahudiler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Yahudi değildim. Sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey demedim çünkü sendikacı değildim. Sonra Katolikler için geldiler ve bir şey demedim çünkü Katolik değildim. Ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı."

Herşeyi kanıksaya kanıksaya, anormal her durumu normalleştirdik (!) adeta "öğretilmiş çaresizlik" yaşayan maymunlar gibi "ahmaklaşıp" maymunlaştık. Ekrem İmamoğlu görevden alınır ve yerine kayyum atanırsa ne yapacaksınız?
HDP'li belediyelere atanan kayyumlar gibi "terör" ile irtibatlı ve iltisaklı (!) diyen akla teslim mi olacaksınız? Bu kararın hukuki değil, siyasi bir karar olduğu bilinen bir gerçektir.

Eğer hiç bir ahlaki, vicdani, insani, ve hukuki karar içermeyen bu durum demokratik bütün yol ve yöntemler denenerek geri püskürtülemezse altılı masa seçim kazanamaz. Seçimler sandıkta değil masa başında biter.
Sonra, sonra çok geç olur ve beş maymunlar gibi öğretilmiş çaresizliği yaşamaya mahkum oluruz.

ÖĞRETİLMİŞ ÇARESİZLİK VE 5 MAYMUN DENEYİ

"Kafese bes maymun koyarlar. Ortaya da bir merdiven konur ve tepesine de iple bir kangal muz asılır. Her bir maymun merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkılır.

Her bir maymun aynı denemeyi yapar, buz gibi soğuk suyla ıslatılır.
Daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir. Ve o da merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer. Bu maymunu en şiddetli ve istekli döven de biraz önce diğerleri tarafından engellenen ve ilk dayağı yiyen birinci yeni maymundur.

Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanırlar. Bir süre sonra muzlara doğru hareketleneni diğer maymunlar engellemeye başlar.

Su kapatılıp maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir maymun konulur. İlk yaptığı iş, koşup muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu bir de döverler.

Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Bu da ilk atağında diğerleri tarafından cezalandırılır. Diğer dört maymundan yeni gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiç bir fikirleri yoktur ama en iştahlı dövenler de onlardır.

Sonra en baştaki ıslanan maymunların dördüncü ve beşincisi de yenileriyle değiştirilir. Ama tepelerinde o bir kangal muz hala asılı olduğu halde artık hiçbiri merdivene yaklaşmamaktadır.

Neden mi?

Çünkü burada işler böyle gelmiş ve böyle gitmektedir!!! "
 

Yeni konular

Geri
Yukarı