Herkesin ağzında bir cümle. ''Her şey önceden belli zaten, biz Tanrının yazdığına göre yaşıyoruz, bir seçim şansımız yok.''İşte her şey önceden belli. O işi zaten yapacak. Tanrı her şeyi önceden biliyordu. Her şey bildiği gibi işliyor. Yani bu, insanları yaratır yaratmaz cehenneme atmakla aynı şey.
Zarı atmadan sonucu bilmek?Atmazsam gerçekleşmez ama zaten biliyorumdur sonucunu ne gerek var ki atmaya.
Anlamadığın kısım şu: O zarları attığın için sonucu biliyorsun. Eğer zaten hiç atmayacak isen bilmemen gerekirdi. Eğer bilmiyorsan atmayacaksın demektir. Eğer atmayacaksak bilmiyorsun demektir. Yani bilmediğin bir şey olmak zorunda. Haliyle her şeyi bilen Tanrı diye bir şey yok.Atmazsam gerçekleşmez ama zaten biliyorumdur sonucunu ne gerek var ki atmaya.
Bu sadece irade ile alakalı değil. Yaşadığın ve yetiştiğin ortam da buna etkili. Bu da, seni bunlardan sorumlu kılmıyor.Herkesin ağzında bir cümle. ''Her şey önceden belli zaten, biz Tanrının yazdığına göre yaşıyoruz, bir seçim şansımız yok.''
Bu akıl, zeka, beyin, irade süs olarak boşuna verildi o halde bize. Tanrı, daha bizi yaratmadan bizim ne yapacaklarımızı biliyor olabilir, ama bu şu demek değil; onun yazdıklarını yaşıyoruz. Sen iradeni kullanarak iyi ve kötüyü seçebiliyorsun değil mi? Kötüyü seçmen veya iyiyi seçmen Tanrı yazdı diye değil, senin iraden bunu istedi diye gerçekleşir.
Zarı atmadan sonucu bilmek?
İyi ve kötü derken imandan bahsetmedim. Toplumsal sorumluluklardan bahsettim. İnanç yaşadığın ve yetiştiğin ortama göre tabii ki değişir. Benim dediğim o değil.Bu sadece irade ile alakalı değil. Yaşadığın ve yetiştiğin ortam da buna etkili. Bu da, seni bunlardan sorumlu kılmıyor.
İyiyi yada kötüyü, hangi yolu özgür iradem ile seçeceğimi önceden biliyor muydu?Herkesin ağzında bir cümle. ''Her şey önceden belli zaten, biz Tanrının yazdığına göre yaşıyoruz, bir seçim şansımız yok.''
Bu akıl, zeka, beyin, irade süs olarak boşuna verildi o halde bize. Tanrı, daha bizi yaratmadan bizim ne yapacaklarımızı biliyor olabilir, ama bu şu demek değil; onun yazdıklarını yaşıyoruz. Sen iradeni kullanarak iyi ve kötüyü seçebiliyorsun değil mi? Kötüyü seçmen veya iyiyi seçmen Tanrı yazdı diye değil, senin iraden bunu istedi diye gerçekleşir.
Zarı atmadan sonucu bilmek?
Dine göre o dinin mensupları iyi diğerleri kötü genellikle.İyi ve kötü derken imandan bahsetmedim. Toplumsal sorumluluklardan bahsettim. İnanç yaşadığın ve yetiştiğin ortama göre tabii ki değişir. Benim dediğim o değil.
İşte hangi yolu seçeceğimizi Tanrı biliyor ise her şey önceden planlı demektir.Tanrı eğer gelceği biliyor ve yazdıysa biz irade ve kendi kararını verebilen akıllı canlılar değiliz demektir. Fakat biz iradeli canlılarsak gelecek şu an bile devamlı değişiyor olmalı. Aksi takdirde sistem yine oturmuyor yerine. İkisi birden olamaz bence.
Bilmem, Tanrıya soramadım.İyiyi ya da kötüyü, hangi yolu özgür iradem ile seçeceğimi önceden biliyor muydu?
Haliyle her şeyi bilen Tanrı diye bir şey yok.
Sorun burada işte. Varsa bile, insan her şeyiyle kusursuzsa tanrı demek istiyor ona. Bunun sebebi de biraz kutsal kitaplar ve dinler. Yani her metinde kusursuz, tartışılmaz, efsane, vay anasını diye yazarak sorgulamadan uzak hale getirmeye çalışıyor konuyu. Bu sefer de şüphesi olan insanları daha da çok çekiyor üzerine. "Ne demek kusursuz? Bak işte" demelerine sebep oluyor.Varsa bile yaptığı şey kusursuz olmak zorunda değil. Genelde bu konu anlaşılmıyor.