İngilizcede Gramer Takıntısı

kadir343434

Kilopat
Katılım
16 Şubat 2016
Mesajlar
223
Bir süre gramer çalıştım, ardından hiç denemediğim bir şeyi, amaçsızca podcast dinlemeyi denedim. Bu sefer anlama kabiliyetim doğallıkla artıyordu, kitap okurken ise matematik çalışır gibi eziyetli bir mantık zinciriyle boğuşma hissi oluyordu, evet öğretiyordu ama doğallık yoktu. İngilizce konusunda dinlemenin önemini böylece anlamış oldum. Ekşi Sözlük kullandığım zamanlar deneyimlerimi mutlaka ilgili başlıklarda paylaşırdım, artık kullanmıyorum. Burada paylaşmak istedim :)

Özetle, akıcı bir şekilde konuşmakta olan kişilerin podcastlarını anlamasanız dahi dinleyin. Bir süre sonra onunla bütünleşmiş olduğunuzu görüyorsunuz, ister istemez gramere verdiğiniz zamana biraz üzülüyorsunuz.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Dinleme çok önemli gerçekten ben Fransızca öğrenirken sürekli podcast dinleyip gazete okurdum Fransızca. Dil zaten çok karışık telaffuzum 6 aylık süreçte çok değişti mesela. Kendinize arkadaş da yapabilirsiniz o da çok yararlı benim Fransa da 1 kız 2 erkek arkadaşım var onlarla konuşuyorum. Çok da yararı oluyor. Onlar da yardımcı oluyor zaten. B2 seviyesini bitiricem artık.
 
Tabii ki podcast'in önemi var. Ama Gramer de İngilizce için gerçekten en önemli bütün diyebilirim. Gramer olmadan hiçbir şey olmuyor. Senelerce İngilizce öğrettiler. Hiçbir şey anlamıyordum. Ardından kurs gibi bir yerde Gramer'ı baştan sona öğrettiler ve artık neredeyse çoğu şeyi anlayabiliyorum. Podcast'le de kendimi geliştirdim sonradan. Uzun lafın kısası, Gramer'ın İngilizce için önemli olduğu bir gerçek. Zaman harcamak diya bahsetmeniz hoş olmamış.
 
İngilizceye diğer dersler gibi yaklaşılmaması gerektiğini çözmüşsün. Canın neyi istiyorsa ve ilgini ne çekiyorsa onlar üzerinden hareket etmek. Kitap okumak seni sarmamış ama podcastten keyif almışsın, o şekilde devam etmişsin. Olay da bu zaten. Tebrik ederim.

Buna ek olarak, dinleme ve okuma ayrı beceriler. İkisinin de çalıştırılması gerekiyor tabii ki. O zaman ayrı ayrı çalıştırmak yerine bir de aynı anda çalıştırdığındaki verimini düşün. Bir video izlerken veya dinlerken İngilizce altyazı seçeneği varsa hem dinleme hem okuma yaparsan çok daha faydalı olacaktır.
 
İngilizceye diğer dersler gibi yaklaşılmaması gerektiğini çözmüşsün. Canın neyi istiyorsa ve ilgini ne çekiyorsa onlar üzerinden hareket etmek. Kitap okumak seni sarmamış ama podcastten keyif almışsın, o şekilde devam etmişsin. Olay da bu zaten. Tebrik ederim.

Buna ek olarak, dinleme ve okuma ayrı beceriler. İkisinin de çalıştırılması gerekiyor tabii ki. O zaman ayrı ayrı çalıştırmak yerine bir de aynı anda çalıştırdığındaki verimini düşün. Bir video izlerken veya dinlerken İngilizce altyazı seçeneği varsa hem dinleme hem okuma yaparsan çok daha faydalı olacaktır.
Kitap okumaya devam etmenin mantıklı olduğunu düşünüp elden bırakmadım çünkü fark ettim ki anladıklarımın anlamını kitaptan alıyormuşum, daha sonra devam ettim yine kitaba. Yani dinlerken algıladığım şeylerin evrenini okuduklarım oluşturuyor gibi hissediyorum. Ayrıca artık sözlük kullanmak yerine Google Görseller kullanıyorum. Böyle yapınca kelimenin Türkçe karşılığını bilmeden, direkman kendi çağrışımını yapıyor beynimden. Ayrıca writing şartmış anladım, to gibi kelimeler fizyolojik bağa sahip gibi geliyor, yani tahtada anlatılmaz gibi. Yani to play derken bunun anlamının fizyolojik olarak bir gidiş tepkisi oluşturduğunu anladım, ben de writing yaparak bunu pekiştirip biraz daha ilerlettim bu konudaki becerimi.

Biraz uzun oldu ama samimiyetle cevap verdiğinizi görünce, ben de dedim anlatayım sürecimi, sonuçta öğretmensiniz 🙂

Dinlediğin podcast linklerini atar mısın ?

İki tane abla oluyor, hem seri hem anlaşılır konuşuyorlar. Seri olması bence önemli çünkü normali bu, yavaşları dinleyince ritim algısına katkı yapmıyor hissi geçiyor. Birbirinin üzerine eklenemeyen verilere sahip olmuş olarak dezavantaj oluyor bu durum. Yani toplumun konuşması neyse o hızda dinlemek çok önemli bence.
 
Son düzenleme:

Yeni konular

Geri
Yukarı