İnsanımız neden tartışmayı beceremiyor?

Susturularak büyütülen bir milletin kaçınılmaz özelliğidir "tartışmayı becerememek". Büyüğüne "Sakın ses etme, karşı gelme yoksa hapse atılırsın." dersen, küçüğüne "Sus, büyükler konuşuyor. Sen nereden bileceksin?" dersen; herkes elinde sonunda kendi kafasındaki gerçekliğe ölümüne sarılır, tartışma çıktı mı da herkes en iyi bildiğini, ölümüne sarıldığını savunur ve kimse geri adım atmaz.

İnatçıyız, benciliz, empati yapmıyoruz ve iletişim eksikliğimiz var doğru sözcükleri kullanıp duygularımızı ifade edemiyoruz. Bu arada bencillik en üst seviyede. Kendisi iyi ise kalan herkesi s... et mantığı var.

Haklı çıkmak için bağırmak gerekiyor ile büyümüş bir nesil de var. Yumruğu koysan amele sümüğü gibi yapışacak. Ama sana bağırarak üstünlüğünü kanıtlamak istiyor.

NotAKnightAnymore dedi:

Çok merak ettiğim bir durum. Bu sıkıntının kaynağı ne? Şu ana kadar düzgün tartışan, fikirlere saygı duyan, çok bilmiş olmayan, bilmiyorum demesini bilen insanla hiç karşılaşmadım. Hele ki babam ve abilerim çok bilmişlik ve tartışma esnasında en doğruyu kendisinin söylediğini söyleyen, baskılayan, hakaret kullanan(babam hariç) insanlara çok iyi örnekler. Aynı şekilde okuldaki öğretmenler de öyle. Çok sinir bozucu ve bir noktada ülkenin gelişimini engelleyen de bir şey bu tartışma engeli. Bu sorunu nasıl çözebiliriz?

Genişletmek için tıkla...

Tek cümle
Haksız olmayı kendilerine yediremiyorlar.
Bende böyle kişilerle karşılaştım ama huylu huyundan vazgeçmez sal gitsin.

NotAKnightAnymore dedi:

Çok sinir bozucu ve bir noktada ülkenin gelişimini engelleyen de bir şey bu tartışma engeli. Bu sorunu nasıl çözebiliriz?

Genişletmek için tıkla...

Ulkenin gelisimini engelleyen sey bu degil. Tartisma kulturunun bilinmemesi cehaletin nedeni degil, sonucudur.

"Daha az din, daha fazla bilim" diyorum cozum olarak. Cok sey cozer.

Tartışma bir anlaşma ve fikir alışverişi yöntemidir ancak bizim toplumda kavgaya hazırlık olarak görülüyor.

Beceremiyor çünkü her şeyin en iyisini kendisinin bildiğini zannediyor. Bilgisi olmadığı konuda illa fikir beyan etmek zorunda kalıyor. Çok başıma geldi. Bizzat içerisinde bulunarak yaşadığım hukuksal bir durumla alakalı tavsiye verdim. Yanlış gördüğüm tavsiyeyi de nedeniyle birlikte eleştirdim doğal olarak. Arkadaş önce neden eleştirdiğimle başladı sonra kendisinin hukuk okumuş olduğunu söyledi beni yanlış bilgi vermekle, sıvışıp kaçmakla itham etti. Ki kendisine asla hakaretamiz bir üslupla yaklaşmamışken sen insanları zehirliyorsun gibi bir tabir kullandı. Bir iki kanun maddesi söyledi. Onların benim belirttiğim durumla ilgili olmadığını anlatamadım. Yani anlattım da anlamak istemedi. Neyse çok uzatmayayım. Bizim kronik sorunumuz deneyimlere önem vermemek. Nasıl ki arabayı kullanmayı teorik olarak kullanmayı bilsen de illa pratik yapman gerekiyor; işte hayat deneyimi de böyle. Önceden salla deyip böyle tipleri umursamıyordum ama böyle yaptıkça ortalık anlayışsız, küstah ve sahtekar adamlarla doldu. O yüzden şimdi nerede görsem tepelerine biniyorum ki hareket alanı bulamasınlar.

Finisterre dedi:

Ulkenin gelisimini engelleyen sey bu degil. Tartisma kulturunun bilinmemesi cehaletin nedeni degil, sonucudur.

"Daha az din, daha fazla bilim" diyorum cozum olarak. Cok sey cozer.

Genişletmek için tıkla...

Hocam sonuçlar da en az nedenler kadar önemli değil mi? Sonuçta cahil bir insan eğer tartışmayı bilseydi cahilliği her tartıştığında öğrendiği yeni şeyler gittikçe azalabilirdi.

Öğretmen olarak konuyu bilmiyorsam umursamam ve biliyorsam bile konuda haklı bir taraftan ziyade haklı veya haksız kavramını reddederim; çünkü her ne kadar haklı olsa bile bir kişi bir fikri kabul etmek için zaman gerektiğine inanıyorum, doğru veya yanlış olabilir bundan dolayı tartışmalardan kimsenin haklı çıkacağına inanmam. Bu arada ironiktir ki dinciyim(öğretmen) sizin tabirinizle.

Finisterre dedi:

Ulkenin gelisimini engelleyen sey bu degil. Tartisma kulturunun bilinmemesi cehaletin nedeni degil, sonucudur.

"Daha az din, daha fazla bilim" diyorum cozum olarak. Cok sey cozer.

Genişletmek için tıkla...

Teoloji tartışmalarına ya da metafiziğe girersek bilime nasıl dayatabiliriz ki ? Ya da felsefeye bir ton konu var bilimle anlaşılmayan ya da dinlerle

Milletimiz, konuşmayı dinlemeye tercih eder. Tartışmanızı; adam akıllı tartışabileceğiniz, karşısındaki kişiye ve kendisine bir şeyler katma amacında olan insanla/insanlarla yapmaya özen gösterin.

Tartışmaya göbeğini kaşıyıp geviş getirerek dahil olan, kulağını doğru bilgiye hepten kapatmış olan cahillerden uzak durun. Rahatsız edicilikleriyle başa çıkamazsınız.

Gelecekte azalacaktır bu.