- Katılım
- 26 Nisan 2020
- Mesajlar
- 9.550
- Makaleler
- 49
- Çözümler
- 12
Merhaba,
Millet bana derdini anlatmaz. Neden bilmiyorum. Zaten beni yanında isteyen yok. Kendi kendime mutluyum. Ama arkadaş olmaması belli bir zaman sonra koyuyor. Her yaptığımı insanlara onaylatmak istiyorum. Mesela öğretim üyeleriyle tanıştım. Gidiyorum, tanıştıp diyorum. Dediğim için insanlardan azar yemekten bıktım. Ancak yine söylüyorum.
Aslında amcam ve kuzenimle her derdimi paylaşıyorum. Onlar kendi hayatlarından bana bahsetmez. Ağızları sıkı. Sırrımı kimseye söylemiyor. Ama onlar da keyfine geldiği zaman geri dönüş yapıyor. Arıyorum açmıyor. Ertesi gün bir daha arıyorum. Yine açmıyor.
Akademisyenle tanışıyorum onlara söylüyorum. Aslında söylemesem hiçbir sıkıntı olmayacak.
Yine de gidip soruyorum. Anlatırken sıkıntı yok. Söyledikten sonra pişman oluyorum. Sonra bir daha yapmayacağım diyorum ama kendimi yine anlatırken buluyorum.
Azar yediğim yetti artık. Tahammülüm kalmadı. Aslında asıl mazaret benim. Söylemesem bir şey olmaz ama onlara söyleyince azar yiyorum.
Dayım gil geldi mesela bugün. Kuzenim (benimle yaşıt) abimle geziyor. Bana pas veren yok. Ben de cevap vermediler diye çektim gittim.
Ben "Çağrılmadığüm yere gitmem, istenmediğim ortamda bulunmam. Ki istenmeyen birisiyim. Ailem gezmeye gider. Hiç ev gezmesine gitmiyorum. Gidiyorum kütüphaneye; roman okuyorum.
Dostum kitap oldu. 90 sayfalık şiir kitabını bir oturuşta bitirdim. Çok seviyorum. 3 tane kitap aldım kütüphaneden. 2 haftaya kalmaz biter.
Son olarak: Kendim karar almak için sürekli insanlara danışıyorum. Hem de bayağı kişiye soruyorum. Sonra kafam karışıyor. Bu sefer de benim dediğimi yapmayacaksan konuşmayalım dedi birkaç kişi. Bu anlatma huyumdan nasıl kurtulurum?
Sözü size bırakıyorum.
Millet bana derdini anlatmaz. Neden bilmiyorum. Zaten beni yanında isteyen yok. Kendi kendime mutluyum. Ama arkadaş olmaması belli bir zaman sonra koyuyor. Her yaptığımı insanlara onaylatmak istiyorum. Mesela öğretim üyeleriyle tanıştım. Gidiyorum, tanıştıp diyorum. Dediğim için insanlardan azar yemekten bıktım. Ancak yine söylüyorum.
Aslında amcam ve kuzenimle her derdimi paylaşıyorum. Onlar kendi hayatlarından bana bahsetmez. Ağızları sıkı. Sırrımı kimseye söylemiyor. Ama onlar da keyfine geldiği zaman geri dönüş yapıyor. Arıyorum açmıyor. Ertesi gün bir daha arıyorum. Yine açmıyor.
Akademisyenle tanışıyorum onlara söylüyorum. Aslında söylemesem hiçbir sıkıntı olmayacak.
Yine de gidip soruyorum. Anlatırken sıkıntı yok. Söyledikten sonra pişman oluyorum. Sonra bir daha yapmayacağım diyorum ama kendimi yine anlatırken buluyorum.
Azar yediğim yetti artık. Tahammülüm kalmadı. Aslında asıl mazaret benim. Söylemesem bir şey olmaz ama onlara söyleyince azar yiyorum.
Dayım gil geldi mesela bugün. Kuzenim (benimle yaşıt) abimle geziyor. Bana pas veren yok. Ben de cevap vermediler diye çektim gittim.
Ben "Çağrılmadığüm yere gitmem, istenmediğim ortamda bulunmam. Ki istenmeyen birisiyim. Ailem gezmeye gider. Hiç ev gezmesine gitmiyorum. Gidiyorum kütüphaneye; roman okuyorum.
Dostum kitap oldu. 90 sayfalık şiir kitabını bir oturuşta bitirdim. Çok seviyorum. 3 tane kitap aldım kütüphaneden. 2 haftaya kalmaz biter.
Son olarak: Kendim karar almak için sürekli insanlara danışıyorum. Hem de bayağı kişiye soruyorum. Sonra kafam karışıyor. Bu sefer de benim dediğimi yapmayacaksan konuşmayalım dedi birkaç kişi. Bu anlatma huyumdan nasıl kurtulurum?
Sözü size bırakıyorum.