Anakin SkywaIker
Megapat
- Katılım
- 5 Haziran 2015
- Mesajlar
- 1.616
- Makaleler
- 5
- Çözümler
- 2
Açık sözlü ve nazik bir eleştiri için teşekkür ederimDoğal olarak insanlar yeni tanıştıkları birileriyle daha iyi samimiyet kurmak için sosyal faaliyetler yapmak ister. Arkadaşlarınla dışarı çıkman, onların senden bir şey istemesi kötü bir şey değil. Aksine senin dış ortama açılıp, bu duyguyu üstünden atmanı sağlar. Böyle düşünenler ''bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın'' mantığında oluyorlar. Bu da ister istemez insanı asosyalliğin kölesi yapıyor. Tabii ki herkesin bir düzeni ve hayatı var. Tanıştığın biriyle her gün dışarı çıkman veya bir şeyler yapman imkansız. Ama bence bunu bir yük olarak görüp umursamamak da hatalı bir davranış.
Dışarı çıkmayı illa saatlerce gezip, tozmak sanma. O kişiyle içtiğin 5 dakikalık kahve bile onu fazlasıyla memnun edecektir.
Benim çevrem çocukluğumda serserilerden oluşuyordu genellikle, lisede işler öyle bir yere geldi ki. Neyse anlatmaya da gerek yok. Maalesef kime güvenebileceğimi bilemiyorum, her insan sanki bir şeye karışmış gibi geliyor.Bir kişi sizinle arkadaşlık kurmak için birlikte sosyal faaliyetlerde bulunmak ister, bu normaldir fakat sizinle arkadaşlık kurmak isteyen kişiler eğer birer ''çakal'' ise burada sizin sert mizaçlı olmanız gerekiyor.
Yani sizi kullanmak için sizinle arkadaşlık etmeye çalışıyorsa o insanlarla arkadaşlık kurmayın derim. Eğer kurarsanız da ''hayır'' demeyi öğrenin. Ben hayır demeyi öğrendiğim günden beri hiç kimse benden bir şey isteyemiyor. Ben insanları kıramam derseniz, üzülen taraf siz olursunuz çoğu zaman.
Orta okuldaki Türkçe dersi öğretmenimiz şöyle derdi:
''İki kişi bir duvarı tırmanıp öbür tarafa geçmek istiyorsa, siz, bu iki kişiden yukarı tırmanan olun, el vererek yardım eden olmayın.''
Maalesef kime güvenebileceğimi bilemiyorum
Peki bunu aileme nasıl izah edebilirim? Çocukluğumda, insanları ve dışarıyı gözlemlediğim kadarıyla geneli, çevresini sevmiyor ve dinlemiyor. Orta da bir diyalog var ama rol yapıyorlar, birisi diğerine sorunundan bahsedince ''hee, boşver, olur öyle, takma kafana'' deyip geçiştiriyor. Herkes böyle değil elbet, ama benim çevremdekiler ve dışarıda ki gözlemlediğim insanlar böyle. Bu da bende arkadaşa, insana ne gerek var sorusunu sordurtuyor.Günübirlik arkadaşlıklar veya kötü yol arkadaşları ile bu tarz şeyler yapacağına evde bilgisayarın başında oturman senin için daha yararlıdır.
Cevabın için teşekkür ederim, bu kadar sahteliğe ben dayanamıyorum ve sahte oldukları için o insanlara da bir öfke oluşuyor bende. Bunun dışında felsefi bir konu açsam cevap verebilir misin? Edebiyatın iyi olduğu için sordum?Ben lise ikinci sınıfa geçtiğimde hiç ama hiç kimse ile konuşmuyordum, çünkü yakınlık kursam benden ne isteyeceklerini biliyordum. Sınavda kopya. Hatta o kadar az konuşuyordum ki bana ''sen sınıfta mı kaldın?'' diye sordular, halbuki sınıfın ve okulun birincisi oldum. Sonra istemeye istemeye, hem sınıfta hem de okulda tanıdılar beni ve yakınlık kurmak için çaba harcadılar. Ben ne yaptım, sadece yüzlerine karşı sahte bir gülüş attım o kadar. Pişman da değilim, bunu kendi iyiliğim için yaptım.
Sınıfta en objektif ruhlu kişiye ''bunların içinde en güvenilir olanı sence kim?'' diye sorun. Cevaba göre hareket edin (önce bu soruyu soracak güvenilir bir kişi bulun) . Bunu özel hayatınızda da uygulayın ve insanları analiz etmeyi öğrenin. Tipe göre değil söylediği sözlere göre karar verin insanlar ile ilgili.
Buna ek olarak fiilleri de inceleyin tabi. Ziya Paşa'nın güzel bir beyiti vardır:
''Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde''
Bunun dışında felsefi bir konu açsam cevap verebilir misin? Edebiyatın iyi olduğu için sordum?