Tekrar yaşarsanız, aklınıza yer edilsin diye bu olayların süreçlerini anlatıyorum. Google'dan gelecek arkadaşlara da yardımcı olabilir. Türkiye'de işin matematiği çok basit, şahıslar ortaya gelmeden dosya açılamaz. Yani, eğer sosyal mecralardan sahte hesaplarla birisiyle küfürleşirseniz, korkmayın. Ama dünya devi olmayan, Türkiye'de barınan forum veya buna benzer sitelerde hakkınızda şikayet açmak isteyen birisi olursa, savcılık suça göre site sahiplerinden bilgilerinizi, ip adresinizi vs. isteyebilir. IP adresinizi aldıktan sonra, ISS ile iletişime geçip, bu IP adresini kime atadıklarını sorgulatırlar ve sizi öyle bulabilirler. Fakat Facebook, Instagram, Twitter gibi adreslerde küfür etmeniz sonucunda hiçbir adli merci, dünyanın en ciddi suçlarına karışmadığınız sürece sizin için amerikaya posta yollamaz. Neyse, hadi diyelim x kişisini hakaretten şikayet ettiniz, bunda sizden kanıt istenir. Türkiye'de adaletin temeli, kanıttır. İleride suçlarla veya mahkeme ile yüz göz olursanız bunu çok iyi anlayacaksınız. Şikayet ettiğiniz şahıs, ifade verdiğinde, ifadesi elinizdeki(hakaretten şikayet ettiğiniz varsayıyorum) kanıtları eritirse(ör:bu hesap bana ait değil) daha dava görülmeden kovuşturma yanar. Kovuşturma yanması da şu olur, şikayet eden ve şikayet edilen tarafa posta yoluyla kağıt gönderilir. Şikayet eden tarafta şöyle bir şey beyan edilir, "Şikayetinize ek kanıtlar eklemeniz gerekiyor, şuan için kovuşturmaya ihtiyaç duyulmamıştır."
Şikayet eden kişi yeni ve sağlam kanıtlarla tekrar savcılığa başvuru yaparsa, yani kovuşturma için itirazda bulunursa, kişi tekrar ifadeye çağrılıp, tekrar savunma verir. Bu sefer yaptığı savunma savcılık tarafından yetersiz görülürse, şikayet eden tarafın süreci davaya taşıma hakkı doğar.
Dava görülmeden önce, iki tarafa da eğer ekstrem veya belirli koşulları sağlayan suçlar işlenmemişse, uzlaşmacı atanır. Uzlaşmacı iki tarafla konuşup arayı bulmaya çalışır. Kimisi para karşılığında imza atar, kimisi bir özür, insanoğlu çok çeşitli bir varlık. Bunu kötüye kullanan insan sayısı çok. Dava açılırsa mesela adam net 10 yıl ceza alacak, uzlaşma imzasını atmak için 100.000₺ istiyor mesela..
Eğer uzlaşılmazsa, dava görülür falan.. Bu anlattığım şeyler kavgaya girdiğinizde de aynıdır, birini yaraladığınızda da aynıdır, birine sövdüğünüzde de aynıdır, belirli suç kategorileri var. Göz altı veya buna benzer durumlar dışında uzlaşma yapılabiliyor.
@JustShwaize fakat cümlelerimin en başına bakarsan, bu sürecin başlaması için şahısların belirlenmesi gerekiyor. Örnek olarak, ben zamanında kavga ettiğimde hastanede polisler tc kimlik numarası vs almıştı. Ben oradan kaçsam, yüzüm hastane kameralarına gözükmese kimse kavgaya karışmış kişinin ben olduğumu kanıtlayamaz. Ben olduğumu kanıtlayamazsa şikayet edemez. Yüzü kavgada yara aldı, kontrol edilmesini istiyorum diyip şikayet ettiğinde savcı bu durumu kontrol eder(ifade anında).
Ve bana bunu sorar, bende derim ki 1-2 hafta önce kuzenimle kavga ettim...
Yani sonu yok bunun, telaş etmen gereken bir şey yok. Fakat dikkat et, hakaretten dolayı en az 3 dosya kapatmışımdır inan savcılığa git-gel yaptığına değmez.
Not: Bu sürecin en başından en sonuna kadar devlet bürosundan avukat atanıyor. Yani eğer bir gün kovuşturma kağıdı gelirse yalnız ve korkulu hissetmeyin. Devlet ücretsiz bir şekilde avukat veriyor. Beraber savunma hazırlayabilirsiniz, size çok yardımı dokunur. Zaten avukatlar artık savcıya salıyor bütün işi. Savcı sizin yerinize savunma hazırlıyor.