Peki "adam" kelimesi "Adem"den türetilmiş olduğuna göre, Hz. Adem'in çocukları olduğumuz kanıtlanmış olmuyor mu?
Böyle bir kafada olan birisine ne anlatabilirsin.
Maymundan evrim geçirdi." diyor. Kısacası o mantıklı bilim, filan maddenin bu atomları ile şu atomları bir araya gelerek bu madde oluşmuş diyor. Peki atomlar nasıl bir araya geldiler? Üstelik, Örn: bu atomdan bir miktar, şu atomdan üç miktar, al sana filan madde diyor, akıl ve mantık işi. Bak yine unuttum
tesadüf
. İnsan veya başka bir canlının oluşumu için, önce uygun atomlar bir araya geliyor sonra dokular sonra organlar sonra sistemler sonrada canlı oluşuyor.
Maymun değil Şempanze. Daha bunu bile bilmeyen birinin aminoasit ve atomlar hakkinda hiçbir şey bilmedigine şaşırmamak gerek.
Güneş doğudan değil batıdan, batıyor. Çünkü döndüğü yönden ötürü. Peki neden diğer yönde veya yuvarlak olduğu için daha farklı yönlerde dönmüyor?
Venüs gezegeninde güneş doğudan doğmaz batidan batmaz ne oldu şimdi bilmeden konuşuyorsunuz yine.
Tesadüf kabul etmeseniz de var bu kavrami gereksiz derecede abartıyorsunuz. Tesadüf imkansiz bir şeydir gibi algi yapiyorsunuz.
Tesadüf nedir onu belirteyim.
Sizce bir otoyolda saatte 120 kilometre hızla giderken, karşı yoldan gelen bir aracın lastik cantındaki bir parçanın, aracın yerde bulunan bir çukura hızlı girmesinden ötürü kopup fırlayarak sizin açık olan camınızdan içeri girme ve kafanıza çarpıp canınızı acıtma, belki kaza yapmanıza neden olma ihtimali nedir? Tüm olasılıkları bir düşünün: Sizin, otoyol üzerinde bulunabileceğiniz sayısız konumdan, tam da parçanın fırladığı yerde bulunuyor olma ihtimaliniz... Belki sonsuzda bir... Orada, aynı zamanda karşı yoldan gelecek aracın girebileceği bir çukurun olma ihtimali (ancak diğer herhangi bir çukurun olmaması)... Lastiğin çukura giriş açısından, sizin konumunuzdan, karşıdaki aracın konumundan, aranızdaki mesafeden, hava sürtünme katsayısından, çarpma enerjisinin ne kadar elastik olarak aktarıldığı katsayısından ve daha sayısız etmenden ötürü, cismin size tam denk gelecek şekilde uçmuş olması... Hepsi ve daha fazlası. Ancak olmuyor mu? Oluyor. Uzun yolda araç kullananlar, belki saatlerce kullanırlar ve bir ara, yol mıcırlı veya taşlı olmamasına rağmen karşı yoldan fırlayan bir taş camınıza çarpabilir, açıksa içeri bile girebilir. Aynı örneği, havada uçan bir böceğin tam da o anda, siz geçiyorken birkaç parmak aralık olacak şekilde açık camınızdan içeri girip dikkatinizi dağıtması olarak da verebilir, belki binlerce faktörün bir araya gelmesiyle bu olayın olma ihtimalinin ne kadar küçük olduğunu görebilirsiniz.
Peki bir diğer olasılık. Pikniğe gittiniz ve ağaçlar altında yemek yiyorsunuz. Reçel çıkardınız ve kabını yere bıraktınız. O sırada, sizden 30 metre uzakta, yerden 15 metre yükseklikteki bir yaprak daldan kopuyor ve rüzgar, çevresel etmenler vb. durumlara bağlı olarak yere düşüyor. Tam da reçel kabını koyduğunuz yere... Yaprağın alanı ve düşebileceği alanın oranına bakılırsa, katrilyonda bir ihtimal belki de... Ancak hepimizin başına bu tip olaylar gelmiştir.
Tavla oynuyorsunuz ve üst üste iki defa 6-6 attınız. Tam ikinci 6-6 atışınızda, kapınız çaldı ve komşunuz geldi. O da tavla oynamak istiyor ancak zarlarını kaybetmiş. Sizden zar istiyor. Acaba zarların o gelmeden hemen önce 2 defa üst üste 6-6 gelmesiyle, komşunuzun zar istemesi arasında herhangi bir ilişi var mı? Elbette hayır. Peki ya komşunuzun size uğradığı zaman dilimi (1-2 dakika) ile uğrayabileceği zaman aralığının (sabah 9 akşam 11 arası diyelim) olasılıksal olarak oranlanmasının ufacık bir olasılık verdiğini biliyor muydunuz? Sizin o sırada tavla oynuyor olma ihtimalinizi, o sırada yapıyor olabileceğiniz sayısız işe oranlayarak hesaba katalım. Komşunuzun o sırada tavla oynama ihtimalini, yapabileceği diğer sayısız şeye oranlayıp katalım. Komşunuzun sizden isteyebileceği şeyler arasından, zar isteme ihtimalini de katalım. Ufacık bir olasılık. Ancak gerçekleşiyor. Gerçekleştiğinde de, diğer olasılıkların olmasına nazaran, bu "ilginç rastlaşmaların" olması dikkatimizden kaçmıyor. Yani aynı komşu şeker istemeye gelseydi belki de bilincimiz buna dikkat bile etmeyecekti; ancak istenen zar olduğunda, beynimiz de o anda yaptığımız iş ve tesadüfler arasındaki bağlantıyı hızla kurmakta ve şaşırmamıza neden olmaktadır. Şaşırmamızın nedeni açıktır: beyin, bu olaylar arasındaki bağlantıyı kurar; ancak bu bağlantılar arasındaki neden-sonuç ilişkisini kuramaz. Çünkü böyle bir ilişki yoktur. Ancak beyin, neden-sonuç ilişkileri üzerine kurulu devasa bir makine olduğu için, bu çözümsüzlük bizde psikolojik bir rahatsızlık yaratır, tesadüfi olayların hayatımızda olamayacağına dair bir izlenime neden olur. İşte bu yüzden, rastlantısal olduğu apaçık olan konularda bile bir neden-sonuç ilişkisi uydurma, somut açıklamalar bulamazsak da var olmayan, paranormal açıklamalara başvurmaya meyilliyizdir. Çünkü beynimiz, uydurma da olsa bir cevap arar, kendini böyle tatmin (ve teselli) eder.